Arapça tweet hesabı bakın kimin?

Tweet nedir? Bizde kısaca sanal alemde anlık mesajlaşma ya da haberleşme platformu olarak bilinir.

Eğer Türk iseniz hangi lisanla mesajlaşırsınız?

Kuşkusuz Türkçe ile değil mi?

Peki hem Türk vatandaşı hem de akademisyen iseniz tweet lisanınız ne olmalı?

Yine Türkçe zira bu şekilde geniş kitlelere ulaşabilirsiniz!

Diyelim ki akademisyen ve aynı zamanda Türkiye içinde siyaset yapıyorsunuz, tweet hesabınız yabancı bir lisanla olabilir mi?

Olamaz zira Türklere hitap eden siyasi görevdeki bir portrenin Türkçe dışında bir lisanla tweet hesabı açması ancak ve sadece ideolojik bir tercih ve taassubun sonucu olabilir.

Bu genel hatırlatmaları yaptıktan sonra son haberi aktaralım:

Meğer Türk diye bir ırk yok diyen AKP Merkez Karar Kurulu Üyesi Prof. Yasin Aktay'ın tweet hesabı latin alfabeleri ile değil de Arap alfabesi ile açılmış!

Hayır Arapça evrensel bir lisan ve Yasin Aktay Nobel ödüllü bir bilim insanımız olsa dünya filozofudur herkesle mesajlaşabilir diyeceğim de Arapçayı Araplardan başkaları anlamaz ve Aktay'ı da bırakın dünyada Türkiye'de bile -o da Siirtli yani Emine Erdoğan'ın yakın köylüsü olduğundan- Tayyip Erdoğan'ın dışında takan ve umursayan yoktur!

Söyleyin sadece bu tercih bile Türkiye'nin hangi yörüngeye dolu dizgin gittiğini göstermiyor mu?

Oturacak evi yoktu, üniversite kuruyor!

İddianın sahibi Başbakan'ın onlarca yıllık yol arkadaşı Adalet eski Bakanı Şevket Kazan'dır ve bana şöyle demişti:

-Tayyip Bey, belediye başkanı olmadan önce Kasımpaşa'da sıradan bir muhasebeciydi ve geçinemiyordu. Öyle ki bizzat benim teklifimle ona Parti Genel Merkez Kararı ile kirada oturduğu ev için para gönderiyorduk.

Nereden nereye!

Oturacak evi bile olmayan Tayyip Erdoğan Ailesi şimdi üniversite kuruyor ki İbn-i Haldun ismini taşıyacak olan bu üniversite için TBMM'ye yasa tasarısı bile sunulmuş.

İyi de bu değirmenin suyu nereden geliyor? Ödediği vergilerden hareketle Emniyet Gıda'dan harçlık dışında para kazanamayan Erdoğan bu birikimi maaşı ile mi yaptı? Kendi yazılı beyanı ile bankalarda 4 trilyona yakın parası, aile fertleri için Çamlıca'da yapılan villa kompleksi ve büyük oğlu Burak'a 6 gemi, küçük oğlu Bilal'a pırlanta mağazası ortaklığının yanısıra şimdi bir de üniversite! Erdoğan kaynağı açıklarsa sütunumuzda açıklamaya hazırız.

Örgüt Ergenekonda değil devlette!

Yine biz defalarca yazdık arşivler ortada demeyeceğiz zira benim gibi başkaları da yazdı ki Nedim Şener bunun için kitap çıkardı.

Yazdıklarımızın özeti şuydu:

Hrant Dink hedeflenen Ergenekon tezgahına zemin ve kamuoyu oluşturma adına öldürtülmüştü ve ardında F Tipi örgütle siyasi irade vardı.

Nitekim Erhan Tuncel bu durumu afişe etti ve Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer gibilerin isimlerini verdi!

Tablo net yasadışı örgüt aslında Ergenekon davasında değil polis ve yargının içinde yani devletin merkezinde!

Peki bunun anlamı Ergenekon'un tertip olduğunun bir kere kanıtlanması değil midir?

Altını çizerek yazıyorum sadece bu polis şefleri değil bu tezgaha bulaşan yargı mensupları da zerre kuşkunuz olmasın bir bir hesap verecek ve o güne yaklaşılıyor.

İşte kriz işaretleri!

Fitch ve Moodys dahil bütün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının son raporlarına göre en kırılgan ülke Türkiye ve en önemli sorunu önümüzdeki bir yıl içinde yapacağı 205 milyar dolarlık dış ödeme ile her geçen gün artan cari açık!

Kırılganlığı artıran husus ise dış kaynak gelmemesi bir yana sıcak paranın çıkmaya başlaması ki Haziran'dan Kasım'a tablo eksi 3.9 milyar dolardır.

Evet bütün dünyada borsaları rekor üstüne rekor kırarken İstanbul borsası düşüyor çünkü yabancılar kriz endişesi ile Türkiye'ye mesafeli.

Uzmanlara göre dolar için önümüzdeki ilk üç ay için dillendirilen rakam ise 2.4 TL civarı ki bunun anlamı dışarıdan ucuz dolarla borç alan Türk özel sektöründe iflasların başlamasıdır.

Hülasa sata sata yolun sonuna geldik ama bu işlerden anlayanların ortak kanaatı kıyametin eşikte olduğudur!

Savaş tehdidi ve AKP'ye El Kaideli aday!

Cemil Bayık önceki gün bunlar yerine getirilmezse savaş dedi.

PKK Kandil önderinin şartları malum:

- Apo'nun serbest bırakılması.

- PKK önder kadrolarına siyaset yapma hakkı.

- Devlet okullarında Kürtçe eğitim.

- Ve Kürdistan'a özerklik

Tayyip Erdoğan üç önemli seçimin eşiğinde olduğu için mevcut muğlaklığı sürdürüp herkesten oy almak istiyor ama PKK'da tahsilatın ancak seçim öncesinde yapılabileceğini biliyor ve bunun için savaş dahil her tehdidi dillendiriyor.

Bir başka haber ise malum AKP'nin El Kaide örgütü mensubu olduğu için tutuklanan Osman Nuri Gülaçar'ı Van'da Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmasıdır.

PKK'nın savaş tehdidi ile El Kaideli Belediye Başkan adayı Türkiye'nin nerelere savrulduğunu göstermiyor mu?