24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İLHAN İREM/ 'Kimse kusura bakmasın!'

İLHAN İREM/ 'Kimse kusura bakmasın!'
A+ A-

Ne bağırıyorsun ? N'oluyor ? Sabah - akşam evimizin içinde senin bağırtılarını duymak zorunda mıyız ?

Ne istiyorsun ?

Derdin ne ?

Atatürk'ü aldın, ışığı aldın, sevgiyi aldın, vicdanı aldın...

Duyarlığı, estetiği, bilimi, sanatı, gülüşleri...

En başta özgürlüğü aldın.

Yetmedi...

Dağları, denizleri, ormanları, madenleri...

Kuzeyi, güneyi, doğuyu...

Her yeri...

Her şeyi aldın.

Hayatlarımızı, mutluluğumuzu, geleceğe dair umutlarımızı...

Adaleti, haklarımızı, parklarımızı, meydanları, sokakları, şehirleri, gençleri, kadınları, çocuklarımızı...

Öğrencileri, öğretmenleri, emekçileri...

Hakkını arayanları aldın.

Yurtseverleri, orduları, askerleri esir aldın.

O askerlerin savaştığı şerefsizlerle boy gösterip sahnelerde...

Ülkenin çağdaş kıyılarını düşman belleyerek yok saydın.

Bir dudak bükülmesinden öte izin kalmayacak tarihte...

Ama bugün, bütün zamanlar ve bütün coğrafyalardaki en büyük tiransın.

Daha ne istiyorsun ?

Ayın karanlık tarafında kim varsa, çoluk çocuk hepsi peşinde...

"Bir dediği bir dediğini tutmuyor bu adamın..."

"Bizi kandırıyor galiba" diye bir saniyecik bile düşünmeden herkes inanıyor sana.

Sinirden kaskatı kesilmiş, yumruğu sıkılmış bir kabalığın homurtusu hayatlarımızın üzerinde.

Ülkesini, çağı savunmaktan başka hiçbir suçu olmayan insanlar hapislerde çürümeye terkedilmiş...

Biber gazıyla, polis copuyla öldürülmüş, kurşunlanmış gencecik çocukların kanları yerlerde...

Şehitler unutulmuş...

Cumhuriyetin, Atatürk'ün ve bütün kutsal değerlerin içi boşaltılmış...

Devrimleri savunmak arkaik bir değersizliğe dönüştürülmüş...

Yurtseverlik yaftalanıp darbecilikle eşdeğer olmuş.

"Atatürk" demeye dilin varmıyor bir türlü...

Gazi Mustafa Kemal'i bölücükle (!) suçlarken...

Bütün bölücü hainler için özgürlük türküleri söylüyorsun.

Dağlardaki gerçek çapulcuları düğün-dernek kucaklarken, sokaklara çıktılar diye, ülkenin düşünen gençlerine çapulcu diyorsun.

Olan bitenin arkasındaki gerçek niyeti aramaktan..

Senin her yaptığından şüphe etmekten yorulduk.

Ama sen bizi haklı çıkarmaktan yorulmuyorsun hiç.

Yaptıklarının tersini söylüyorsun...

Söylediklerinin tersini yapıyorsun.

Başkaları olmayan deliller, atmadıkları imzalar nedeniyle hapislerde olabilir...

Rüzgar ters döndüğünde, sizin imzanız koro halinde "yok hükmünde"dir.

Özgürlükten, demokrasiden ve barıştan söz ederken, nifak sokmadığın hiçbir beraberlik kalmadı.

"Yüzde elli" diyerek çürümüş bir elma gibi ikiye böldün ülkeyi...

Sonra ufalamaya başladın;

Orduyu böldün...

Okulları böldün...

Sünnileri böldün...

Alevileri böldün...

Kürtleri böldün...

Elinde bir hızarla daldın kardeşliklerin ortasına...

Sanal barış türküleri söyleyerek memleketin kalbine doğru ilerliyorsun yara yara.

Ve bütün mantık ve felsefe doğrularını tepetaklak eden, bilim ve sanat ötesi önermelerle her konuda fikir ve söz sahibisin ayrıca...

Nasıl oturulacak, nasıl kalkılacak ?

Ne içilecek, ne yasak ?

Milli içkimiz ne olacak ?

Kadınlarımız en az kaç çocuk doğuracak ?

Nasıl doğuracak ?

Tinerci olmadan, nasıl inançlı olacak gençler ?

Çocuklar, okula, sınavlara nasıl hazırlanacak ?

Nerede, nasıl okuyacaklar ?

Erkekler, kızlar nerede kalacaklar ayrı ayrı...

Bahçelerde, parklarda, adabımıza uygun olarak birbirlerine hiç dokunmadan nasıl oturacaklar ?

Vapurlara, trenlere hangi kıyafetlerle binecek, caddelerde nasıl gezecek kadınlar ?

Resimler, heykeller nasıl yapılacak ?

Diziler nasıl çekilecek ?

Ahlaklı tiyatro nasıl olacak ?

Evler kaç odalı olacak ?

Türbanla nerelere girilecek ?

Dekolte nerelere giremeyecek ?

Ne marka otomobillere binilecek...

Hangi takımın taraftarı olmalı ?

"Yüce Atatürk" yazılı formalardan uzak durmalı.

Köşe yazarları nasıl yazmalı ?

Kırmızı halılar ne renk olacak ?

Kırmızı Halı deyince...

Sadece içerisi değil, dışarıya da çeki düzen vermek lazım;

Mısır'ı Mursi yönetsin, Esed çekip gitsin Suriye'den.

Nobelciler haddini bilsin...

Nato kendine gelsin...

Kimse kusura bakmasın !

Ne dersen sineye çekiyor bu millet...

Ne yapsan peşinde...

Daha ne istiyorsun ?

Daha ne verebiliriz sana, canımızdan başka ?

Ne istiyorsan söyle haydi...

Sen ne dersen o olur !

Ne istersen vereceğiz...

Ne istersen yapacağız...

Yeter ki bağırma !!!

Son Dakika Haberleri