23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

DOĞU PERİNÇEK/ Marx’tan kapitalizmi Lenin’den emperyalizmi Mao’dan sosyalizmi öğrenebiliriz -(TAMAMI)

DOĞU PERİNÇEK/ Marx’tan kapitalizmi Lenin’den emperyalizmi Mao’dan sosyalizmi öğrenebiliriz -(TAMAMI)
A+ A-

Bu yazıyı ÖDP’li, TKP’li ve diğer kendisini sosyalist diye adlandıran arkadaşların incelemelerini ve tartışmalarını dilerim.

Pratiğin bilimi

Bilim, pratiğin bilimidir. Başka deyişle teorinin anası pratiktir. Pratik, teoriye uymak zorunda değildir; onun kendi doğası vardır. Ancak teori pratiğe uymak zorundadır. Teori, pratikten çıkartılır ve yine pratikte sınanır. Yaşanmamış bir pratiğin bilimsel teorisi olmaz, ancak kestirimler olabilir.

Marx, 19. yüzyılın kapitalizm pratiğini teorileştirdi

Marx, 19. yüzyılda yaşadı. O çağın toplumsal pratiği kapitalizmdi. O çağda kapitalizmin ilişkilerinin bilimsel açıklaması yapılabilir, teorisi kurulabilirdi. Marx, bunu yaptı.

Daha önce Adam Smith ve Ricardo gibi büyük teorisyenler de kapitalizmi açıklamışlardı. Marx, onlardan fazla olarak işgücünün değeri teorisi üretti, en önemlisi kapitalizmde devrim teorisini kurdu ve programını yaptı. Kapitalizmin sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasındaki çelişmeleri proletarya iktidarıyla çözülecekti.

Marx, sosyalist toplumun bilimsel teorisini kuramazdı ve tarihsel materyalizmin kurucusu olarak böyle bir iddiası da olmadı. Çünkü yaşanan bir sosyalist kuruculuk yoktu, sosyalizmin pratiği yoktu. Pratiği olmayınca, bilimsel bir teorisi de olamazdı. Marx’ın sosyalizme ilişkin programı vardı, o kadar!

Bu nedenle Marx’tan ancak kapitalizmi öğrenebiliriz, bir de 19. yüzyılda devrim teorisini öğrenebiliriz.

Lenin 20. yüzyılın emperyalizm pratiğini teorileştirdi

Marx’tan sonra kapitalizm yeni bir aşamaya girdi. Kapitalizmin merkezlerinde biriken sermaye dünyanın diğer alanlarına silah zoruyla ihraç edildi. Kapitalizmin bu yeni pratiğinin teorisini Hilferding Hobson ve Lenin gibi teorisyenler yaptılar. Bu yeni ilişkiler bütününün adına emperyalizm dediler.

Lenin, diğerlerinden fazla olarak emperyalizm döneminin devrim teorisini de kurdu. Artık Marx dönemindeki gibi, devrim işçi sınıfı ile sermaye sınıfı arasındaki çelişmenin ürünü olmayacaktı. Devrim odağı, kapitalizmin merkezlerinden çevre ülkelere kaymıştı. Çünkü emperyalizm, çevre ülkelerden elde ettiği sömürüden pay vererek kendi ülkelerinin işçi sınıflarını yatıştırmıştı. Bu durumda sistemin çelişmeleri, kapitalizmin merkezlerinden çevre ülkelere yığılmıştı. Bu nedenle devrim emperyalizm ile bir ülke arasındaki çelişmenin ürünü olacaktı. Devrim, “emperyalizmin zayıf halkasında” gerçekleşecekti. Devrim odağı, artık Batı’dan Doğu’ya kaymıştı.

Nitekim Lenin’in bu teorisi, dünya pratiklerinde doğrulandı. 20. yüzyıl devrimleri, kapitalizmin en geliştiği ülkelerde değil; Rusya, Türkiye, İran, Çin, Cezayir, Küba, Hindiçini, Arap ülkeleri, Afrika ülkeleri, Nikaragua, Venezuela gibi kapitalizmin az geliştiği alanlarda oldu.

Lenin zamanında sosyalizmi kurmanın yeterli pratiği olmadı. 1917-1921 arasında Sovyet Devrimi, emperyalist askeri müdahaleye ve iç gericiliğe karşı savaştı; 1921’de NEP (Yeni Ekonomi Politik) kapitalizme yol veren gerici bir uygulamaya yöneldi ve Lenin hastalığı nedeniyle 1924 yılında ölmeden önce siyaset ve bilim hayatının dışında kalmıştı.

Sovyetler Birliği, 1929 yılına kadar gerçekte bir Milli Demokratik Devrim pratiği yaşadı. 1929’dan sonra köylük alanlarda, kentlerin aç kalması ve yaklaşan dünya savaşı tehlikesi nedeniyle “zamanından önce” tarımda kapitalizmi tasfiye ve kolektifleştirme pratiğine geçti. Arkasından da dünya savaşı geldi ve vatan savunması ön plana geçti.

Yaşadığı dönemde sosyalizmi kurma pratiğinin yetersizliği nedeniyle Lenin’den sosyalizme ilişkin gelişmiş bir teori kalmadı, kalamazdı.

En önemlisi Lenin, Sovyetler Birliği’nde kapitalizme geri dönüş sürecini görmedi. Stalin de görmedi. O pratik yaşanmadan sosyalizmin kuruluşuna ilişkin gelişmiş bir teori üretilemezdi.

Mao, 20. yüzyıl sosyalizm pratiğini teorileştirdi

Sosyalizmi kurma deneyimlerini Çin Devriminin önderi Mao Zedung yaşadı. Hem Çin’de Milli Demokratik Devrime ve sosyalizme geçişe önderlik etti; hem de Sovyetler Birliği’ndeki sosyalizm pratiğini inceledi ve teorileştirdi.

Mao, Sovyetler Birliği’nde 1960’ların eşiğinde başlayan pratiği gözlemleyerek, olguların yeterince berraklaşmasından sonra 1960’lı yılların sonlarında, Sovyetler Birliği’nin kapitalizme geri dönüş pratiğine girdiğini saptadı ve tahlil etti. Çin de sosyalizmin ilk basamaklarındaki çelişmeleri yaşıyordu.

İşte sosyalizme ilişkin teori bu pratiklerden üretildi. Mao’nun teorisi Sovyet tecrübesiyle doğrulandı. Yaşanan geri dönüş sürecinin sonunda bizzat Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin yöneticileri kapitalizme döndüklerini ilan ettiler. Karşıdevrimin başında sözde “Komünist Partisi” yöneticileri vardı.

Mao, sosyalizmin kuruluşuna ilişkin teoriyi şöyle özetlemişti: Sosyalizm, kapitalizmden sınıfsız topluma uzanan bir geçiş sürecidir. Bu süreçte sosyalizm ile kapitalizm, işçi sınıfı ile burjuvazi, Bilimsel Sosyalizm ile revizyonizm arasındaki çelişmeler varlığını sürdürür. Üretim araçlarının mülkiyetinin esas olarak kolektifleştirilmesinden sonra da kapitalizme geri dönüş tehlikesi devam eder. Bu tehlike artık eski, tasfiye edilen kapitalist mülk sahiplerinden değil, devlet ve parti içindeki burjuva yolcular sınıfından gelir. O nedenle sosyalizm döneminde de sınıf mücadelesi devam eder ve devrimi sürdürme görevi geçerlidir.

Sosyalistlere önemli sorular

ÖDP, TKP ve diğer sosyalist olduğunu söyleyen partilerin yöneticilerine ve üyelerine soruyoruz:

- Siz Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerin kapitalizme geri dönüş pratiğini incelediniz mi?

- Bu konuda iki satırlık da olsa bir açıklamanız, bir tahliliniz var mı?

- Yok!

- Peki sosyalizm pratiklerine ilişkin yüzyıllık bir tecrübeden habersiz olarak hangi sosyalist devrimden söz ediyorsunuz?

- Sosyalizm teori ve programınız yok, peki emperyalizm çağında devrime ilişkin teorik birikimle bir ilişkiniz var mı?

- O da yok!

Yok, çünkü hala 19. yüzyıldan kalma proletarya-burjuvazi çelişmesi ekseninde tekerlemelerle siyaset yapılıyor.

21. yüzyıldayız, arkadaşlarımız ise, 19. yüzyılda.

Türkiye’deyiz, arkadaşlarımız ise, 19. yüzyılın İngiltere’sinde, Almanya’da bile değiller.

Sonuç:

- Marx’tan 19.yüzyılın kapitalizmini öğrenebiliriz.

- Lenin’den 20.yüzyıl kapitalizmini, emperyalizmi öğrenebiliriz.

- Mao’dan sosyalizmin kuruluşuna ilişkin ilk deneyimlerin teorisini öğrenebiliriz.

Not: Bu yazı için bana esin veren, yarım yüzyıllık arkadaşlarımdan, Türkiye’nin seçkin maliyecisi ve bilimsel sosyalisti Şefik Çakmak’a teşekkürler.

Son Dakika Haberleri