28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asya Çağı'na Soçi imzası

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

Türkiye ile Rusya devlet başkanları arasında 22 Ekim 2019 günü imzalanan Soçi Mutabakatı'yla Asya Çağı'na girdiğimiz bir kez daha kayıt altına alındı. Şu anda Atlantik’in Kuzey Amerika ve Batı Avrupa yakalarından “Asya’ya yenildik” feryatları yükseliyor.
21. yüzyıl, artık Asya Çağı'dır.

ASYA UMUT KITASI
Beş yüzyıldır dünya uygarlığının öncülüğü Atlantik’teydi. Güneş, yeniden Doğudan doğuyor. Dünya ekonomisinin ağırlığı artık Asya’dadır. Lenin’in 20. yüzyıl başında vurguladığı “İleri Asya, Geri Avrupa” saptaması, bugün tartışılmaz bir dünya gerçeğidir. Avrupa’nın filozofları ve siyasetçileri, gelecek umutları olmadığını belirtiyorlar. Asya, ise artık umut kıtasıdır.

ASYA’NIN İMPARATORLUKLAR BİRİKİMİ
Asya Çağının öncüleri, Rusya, Türkiye, Çin, İran ve Hindistan gibi Asya’nın imparatorluk birikimi olan ülkelerinden çıktı. Asya Çağı, millî demokratik devrimler çağıdır. Ve o devrimlerin önderleri, mazlumları ayağa kaldıran eylemleriyle yüzyıl sonra bugün yeniden insanlığın gündemindeler. Asya Çağının üç önderini tanımak, çağımızı anlamanın ilk adımıdır.

ASYA’NIN İLK IŞIKLARI
Asya Çağının ilk ışıkları ne zaman ve nasıl parladı?
Kapitalizm, 20. yüzyılın eşiğinde emperyalizm aşamasına girince, çürüme ve ölüm belirtileri de saptanmıştı. Artık dünya iki kampa bölünmüştü. Zalim Milletler ve Mazlum Milletler saflaşmasını Lenin ve Atatürk gibi zamanın büyük devrimcileri belirlediler. İnsanlığın geleceği işte o mazlumların elindeydi.

YAŞAYAN ATATÜRK
Türk Devriminin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi, “Mazlumlar, bir gün zalimleri mahv ve perişan edeceklerdi.” İşte şimdi yaşanan olay budur.
Atatürk Batı emperyalizmine karşı savaştı ve Doğu’nun kahramanıydı. Nehru şunu söylüyor: “Biz, Mustafa Kemal Paşa İstiklal Savaşını kazanana kadar, Tanrının İngiliz olduğunu sanıyorduk.”
Atatürk, Mazlum Milletlere kendi tanrılarını öğretti.
Artık Mazlum Milletlerden “Gelişen ülkeler” diye söz ediliyor. Dünün Mazlumları, artık dünyamızın efendileridir. Enternasyonal Marşı’ndaki, “Uyanın dünyanın lanetlileri” çağrısına, Mazlumlar yanıt vermiştir.
Bugün Atatürk, Asya’daki onurlu yerine kavuşan Türkiye’de Doğunun burcunda parlıyor ve yükseliyor.

ASYA ÇAĞININ ÖNCÜLERİ
Lenin, Atatürk ve Mao’nun çağ açan büyük eylemlerini ve o pratiklerde geliştirdikleri Asyalı Devrim Teorisini Asya Çağının Öncüleri kitabında ele almıştık. Kaynak Yayınları, bu kitabın Geliştirilmiş 4. basımını geçen ay yayımladı. Bu basıma “Marx ve Engels’in Asya Devrimleri Öngörüsü” başlıklı Birinci Bölüm eklendi. Marx ve Engels, 1870’lerde gözlerini Asya’ya çevirmişlerdi. Marx, Türkçe öğrenmeye başlamıştı ve Türk köylüsündeki cevhere işaret ediyordu.
Kitabın ilk basımlarında “Sonuç” yazılmamıştı, bu eksik de giderildi. Öte yandan “Mao Zedung’un 21. Yüzyıla Bıraktığı Miras” başlıklı bölümü Çin’deki yeni gelişmeler ışığında geliştirdik.

ATATÜRK DEVRİMİNİ TAMAMLAYACAĞIMIZ İKLİM
Türkiye, Avrasya’da iki yüzyıllık devrimini tamamlayacağı bir iklime girmiştir. Atlantik sistemi içinde ve NATO’ya bağlanarak Kemalist Devrim’i kaybettik. Tecrübelerle gördük ki, Atlantik’te bize bağımsızlık yok, özgürlük yok ve ekmek yok. Türkiye, güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmek için, artık Asya’da ayağa kalkmak durumundadır. Kapısına durduğumuz olay budur.
Noktayı şöyle koyabiliriz: Türkiye, Asya kapısını ABD’ye açan anahtar olmayacaktır, Asya kalesinin kilidi ve başı dik ülkesi olacaktır. Bu yoldan dönüş bulunmuyor.