19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asyai Doğu'nun uyanışı ve 'Ortadoğu' tanımı

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

Cüneyt Akalın arkadaşım Hindistan'ın kurucularından Pandit Jawaharlal Nehru'nun; genel olarak dünya, özel olarak Batı Asya tarihi ile ilgili makalelerini içeren çok değerli bir kitabını bugünlerde Türkçeye kazandırmak için çalışıyor. Kitap yayınlandığında Türkiye çok önemli çalışmadan haberdar olmuş olacak.

Kitapta yer alan makalelerden biri 25 Mayıs 1933 tarihli ve "Batı Asya Yeniden Dünya Siyasetine dahil oluyor" başlığını taşıyor.

Nehru, Batı Asya'nın dünya siyasetine yeniden dahil olmasını mümkün kılan nedenler arasında; kara, deniz ve havayollarının bölgede keşişmesini, petrolün dünya ekonomisinde oynadığı rolün artmasını, ama hepsinden önemli olarak "Asyai Doğunun uyanışı"nı belirtir.

Asyai Doğu'nun uyanışında en önemli olay Türk Milli Kurtuluş Savaşı'dır. Ama bütün Asya kaynamaktadır. Çin ve Hindistan'tan Irak ve Suriye'ye kadar, baştan başa bütün Asya'da emperyalizme karşı halklar ayağa kalkmaktadır. Bir ülkede elde edilen başarı emperyalizme karşı mücadele eden bütün halklar tarafından sevinçle karşılanmaktadır.

Türk ordusunun işgalci Yunanlıları denize sürdüğü Ağustos 1922 sonlarında Nehru ve arkadaşları Lucknow bölge hapishanesindedir ve 7 Mayıs 1933 tarihli bir makalesinde o günleri şöyle anlatmaktadır.

"Mustafa Kemal'in Yunanlılara karşı kazandığı büyük mücadeleyi, yaklaşık onbir yıl önce, duyduğumuz zaman ne kadar çok sevindiğimizi çok iyi hatırlıyorum... Türklerin zaferini duyduğumuz gün hapishane barakamızı sağdan soldan bulabildiğimiz şeylerle süslemiş; dahası, o akşamı, cılız biçimde bile olsa, ışıklandırmaya çalışmıştık."

'ORTADOĞU' YERİNE 'BATI ASYA'

Nehru'nun kitabında dikkatimizi çeken en önemli noktalardan biri, "Ortadoğu" yerine "Batı Asya" tanımının kullanılmasıdır.

Bilindiği üzere "Ortadoğu" tanımının kullanılması, bölgenin sömürgeleşme sürecine girdiği 19. yüzyılda İngilizlerle başlamıştır. İngiltere 19. Yüzyılda "üzerinde güneş batmayan" dünya imparatorluğudur. Amerika'dan, Afrika'ya; oradan Asya'ya ve Avustralya'ya kadar dünyanın her tarafındadır. Bölgemizde ise Arap yarımadasının Güney kıyılarında askeri üsler edinmiştir. Süveyş kanalının açılışındaki inisiyatifi ile önemli bir köşe başını tutmuştur. Ardından Mısır'ı ve Sudan'ı hakimiyeti altına alarak çok önemli bir adım atmıştır.

İşte bu konumdaki emperyalizm, bütün dünyayı, kendisini merkeze koyarak yeniden tanımlamıştır. Avrupa dünyanın merkezi, Çin, Japonya "Uzak Asya, Türkiye, İran ve Arap coğrafyası "Ortadoğu", Amerika ise "Batı"dır.

Oysa söz konusu coğrafi bölgeler tarih boyunca hiçbir zaman bu şekilde tanımlanmadılar. Her büyük uygarlık kendine göre farklı bir adlandırma yaptı.

YENİ DURUM, YENİ

TANIMLAMA

20. yüzyılda ise Dünyanın kaderini değiştiren yeni bir gelişme ortaya çıktı. Ekim Devrimi ve Türk Kurtuluş Savaşı ile birlikte ezilenler dünyası ayağa kalktı. Nehru'nun deyişiyle "Asyai Doğu" uyandı. 20. Yüzyıl başının bir tarafta bir avuç ezen emperyalist ülke, diğer tarafta ise sömürgeler ve yarı sömürgelerden oluşan dünya tablosu yarım yüzyıl içinde değişti.

Bu durumda bütün dünyanın yeniden tanımlanması kaçınılmazdır. İşte Nehru, bugünden tan 80 yıl önce ezilen dünyanın gözünden yeni bir dünya tanımlaması yapmış ve emperyalistlerin "Ortadoğu"su yerine doğru olan "Batı Asya" tanımını kullanmıştır.

Doğru tavır da budur. Dünyanın şu veya bu bölgesi herhangi bir hakim gücün çıkarlarına göre değil, coğrafi konumuna göre adlandırılmalıdır. Batı Asya, Güney Amerika, Doğu Avrupa gibi.

YENİ UYANIŞ DALGASI VE ZAFER

20. Yüzyılın başında Asyai Doğu ilk büyük uyanışını yaşadı. Nehru gibi milli kurtuluş önderleri bu uyanışın teorisini yaptılar, siyasetlerinin oluşturulmasına ve fiili mücadeleye önderlik ettiler. Şimdi "Asyai Doğu" ikinci büyük uyanışını yaşamaktadır. Çin, Hindistan ve Rusya'nın başını çektiği ülkeler dünya ekonomisinin lokomotifi haline geldiler. Akla gelebilecek her alanda artık insanlığın tarih içindeki yürüyüşünün önderi Asya'dır.

Amerikan emperyalizminin Lübnan, Irak, Afganistan, Suriye, Mısır ve Ukrayna'da yenilmesi, Asyai uyanışın yeni dalgasının bir başka boyutudur. Artık dünyamız, emperyalist güçlerin her bakımdan belirleyici oldukları dönemi geride bırakıyor. Yeni dönemin belirleyici gücü Latin Amerika ve Afrika ile birlikte "Asyai Doğu"dur.

Dünyamızın çeşitli bölgelerinin hangi adla tanımlanacağına da artık emperyalistler değil, ayağa kalkan milletler karar verecektir.

Dünyada Ortadoğu diye bir bölge yok, Batı Asya vardır.

Pandit Jawaharlal Nehru, bu yeni dünyanın en büyük habercilerinden ve önderlerindendir.