25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk düşmanlığında en birinci kim?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün ebediyete intikalinin 76. yıldönümü nedeniyle yine göstermelik bir anma mesajı yayımladı...

Mesajı Cumhurbaşkanlığı’nın resmi web sayfasından okudum... Hani, Atatürk’ün küçük bir resminin adeta gözden kaçırılırcasına, en dibe atıldığı o tuhaf sayfa var ya işte oradan...

Oysa haftalar önce demiştim ki, Erdoğan Çankaya’ya çıkınca, geldiği makama hürmetten biraz olsun değişir mi acaba?..

Hani Atatürk’ün eğitim müfredatından çıkartılmasına, onun başlattığı ulusal bayramların yasaklanmasına ve hatta büstlerine çelenk konulmasının engellenmesine bile öncülük etmişti ya?..

Düşündüm ki, belki en azından Ata’nın koltuğuna oturunca yaptıklarından biraz olsun utanır, değişir ve söylemlerine daha dikkat eder diye!.. Ama ne gezerrrr?...

Huylu huyundan da ne yazık ki vazgeçmiyor... Baksanıza; Erdoğan, ret ve inkarcılık uğruna, 10 Kasım mesajında tam 6 kez “Gazi Mustafa Kemal” ve bir kez de “gazi” deyivermiş...

Yani, Kurtuluş Savaşı, cumhuriyetin kuruluşu ve sonrasındaki devrimlerle ilgili çok önemli anlamlar da içeren “Atatürk” gibi bir ismi kullanmaktan her zamanki gibi özenle kaçınmış!..

Hakkını yemeyelim; Erdoğan açıklamasında Ata’nın Kurtuluş Savaşı’na önderlik etmesinden, “bağımsızlık” anlayışından ve “muasır medeniyet” hedefinden birer satırla söz etmiş...

Ancak birilerinin Erdoğan’a anımsatmasında yarar var; sen yalnızca Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal’in değil, Cumhuriyeti kuran ve sana o makamı bahşeden Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsun... Atatürk’ü içine sindiremiyorsan bile saygı göster...

CUMHURİYETE KİN KUSMAK!..

Peki; dinci ve ikinci cumhuriyetçilikle gerici ve bölücülük hezeyancılığı zorda kaldığında, çoğu zaman salt aşağılamak için “Mustafa Kemal” derken, Büyük Önder’i tüm dünyada parlayan bir yıldız haline getiren “Atatürk” tanımlamasından neden ısrarla kaçınır?..

Bazı sahte solcularla Atatürk’e saldırarak “ilerici” olacağını düşünen liboş dansözlerin de milletten kaçırmaya çalıştığı bir gerçek var;

“Mustafa Kemal” diyenler Gazi’nin askeri dehasını bir zahmet kabul ediyorlar ama “Atatürk” soyadını almasından önce ve sonra, ülkede başlattığı büyük çağdaşlaşma değişimini reddediyorlar... Ata’yı anlatmak için kullanılan bu laf cambazlığının altında böyle zavallı bir anlayış var işte...

Ancak gericisi, dincisi ve bölücüsü, “Atatürk” demekten ısrarla kaçınırken, cumhuriyetin, Altıok’un, Kurtuluş Savaşı’nın, laikliğin ve aydınlanmanın reddedilmesi sinsiliğini kimse yutmuyor!..

Ve nedense “Atatürk” yerine kin kusarak ısrarla “Mustafa Kemal” diyenleri duyduğumda aklıma hep aynı sorular geliyor; Bu ne ezeli hastalık, nedir bu korku beee?..

ERBAKANCILAR ULUSALCILARI VURUYOR!..

Sonunda olacağı buydu işte... Tıpkı öngördüğümüz olaylar yaşanıyor ve ne yazık ki ana muhalefette erozyon yaratan yönetim vahameti, her geçen gün yeni skandallarla büyüyor...

Baksanıza, CHP’de “Altıok” düşmanlığıyla ilgili sızma ve kuşatma oldukça başarılı olmalı ki, şimdi sıra partinin asli unsurlarını kovmaya kadar gelmiş!..

Mehmet Bekaroğlu adlı eski Erbakancı, kurultay oyunlarıyla adeta zorla girdiği CHP yönetiminde, “Milli Görüş” kafasını dayatmaya devam ederken, parti tabanında da infial yaratıyor... Sosyal medyada kendisine yönelik sert eleştiriler de ne yazık ki en çok CHP’yi yaralıyor...

CHP Genel Merkezi’nin yanında cami varken, salt şov uğruna parti binasına mescit açtırma telaşına düşen Bekaroğlu, sanki parti tabanının yüzde 80’ini oluşturan “Atatürkçü-ulusalcı” kesimleri CHP’den uzaklaştırmak için gelmiş...

Misyonu bu olsa gerek ki, Bekaroğlu seçimler yaklaşırken CHP tabanına dinamit yerleştirmek için her yolu denemekten kaçınmıyor...

Son olarak Emine Ülker Tarhan’ın kimliğinde ulusalcıların istifasıyla ilgili saçma sapan bir demeç veren Bekaroğlu, “Bu CHP’yi zayıflatmaz, tam tersi daha da güçlendirir. Değişik toplum kesimlerinde karşılık bulmasını sağlar” diye buyurmuş...

BEKAROĞLU’NUN DERİN MİSYONU!..

İnsan gafil olabilir ama cehalete ne demeli?.. Bekaroğlu, son bir yılda CHP tabanının ideolojik durumunu gösteren çok sayıda anketi bir zahmet önüne yığıp okusun...

Görsün bakalım, anketlerde o sevmediği ve gitmelerini dört gözle beklediği ulusalcıların CHP içindeki ezici çoğunluğu ne kadar hissediliyormuş?..

Yok bunu da anlayamıyorsa, biraz cesareti varsa gidip hezeyanlarını CHP örgütlerinden birinde dillendirsin de alsın ağzının payını...

“Pay” demişken devam edelim; yöneticilerin CHP’ye sunacağı katkıda, bu Bekaroğlu kafasının payı yüz binde bir olabilir mi acaba?..

İki önemli sor daha var; ulusalcılar, hakaret, saldırı ve istifaya zorlanmadan sonra kovulma tehdidi de yaşarken, Bekaroğlu ve onun hezeyanları karşısına da deve kuşu kesilenler, 2015 seçiminde halktan nasıl oy isteyecekler?..

Milletvekilleri Dilek Akagün Yılmaz ve Bekaroğlu’na “dağdan gelip bağdakini kovuyor” diye tepki gösteren Ümit Özgümüş dışında ses çıkmadığına göre, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi partiyi ayakta tutan Atatürkçü ve ulusalcıların desteğinden vaz mı geçtiler?..

Gelen maillere bakılırsa; bu soruları en çok da “ulusalcı” diye zindana atılan ve son günlerde CHP içindeki vahametlere karşın susan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın yanıtlaması isteniyor!.. Ha kardeşler!.. Ne dersiniz bu işe?..