20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk ve biz

İhsan Sefa

İhsan Sefa

Site Yazarı

A+ A-

Bugün dünya tarihinin en büyük siması, Türk Milletinin ve emperyalizmin hedef aldığı tüm mazlum dünyanın en büyük lideri Atatürk’ün Aramızdan ayrılısının 81 nci yıl dönümündeyiz.

Her yıl dönümünde onu anmak yas tutmak değildir. Onun bizlere emanet ettiği ilke ve inkılapları konusunda neler yaptığımızı, ne ölçüde anlayıp kavrayabildiğimizi gözden geçirmek ve gösterdiği hedeflere ne oranda ulaşabildiğimizin değerlendirmesini yapmak, kısaca kendimizi sorgulama günüdür 10 Kasımlar. Çünkü Atatürk “ Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerim, duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” Veciz ifadesi ile Cumhuriyetimizin bekçilerinden ne beklediğini ortaya koymuştur.

Türk Milletinin bekası, bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü, maddi manevi mutluluğu ve çağdaş medeniyet seviyesinde varlığını sürdürmesi onun ilke ve inkılapları ışığında yetişecek nesiller sayesinde mümkün olacaktır. Bugün bile medeni dünyanın en güçlü meşale olarak kabul ettiği onun ilke ve inkılaplarını burada tekrarlamayı düşünmüyorum. Bu satırları okuyor iseniz siz değerli dostlarım zaten biliyor inanıyor ve anlıyorsunuz demektir. Şunu sorgulamalıyız. Büyük önderimiz Atatürk’ün koyduğu ilke ve inkılapları milletçe topyekun olarak ne derece benimseyip tatbik edebildiğimiz konusunda kafamızda soru işaretleri beliriyor. Her geçen gün devrim karşıtları çevremizde azgınca dolaşıp Atamıza dil uzatabiliyor ise bunda sizin benim hiç mi suçumuz yok?

Eğitim sistemimizin bilerek ya da bilmeyerek çökertildiği, okul kitaplarından Atatürk’ün çıkarılmaya çalışıldığı şu dönemde her birimiz çevremize çocuklarımıza torunlarımıza Atatürk’ü ve onun ilke ve hedeflerini anlatıp öğretmekle yükümlüyüz. Bu bizim mecburiyetimizdir. Bu konu siyasal iktidarlara ve onların siyasi görüşüne paralel atadığı eğitim yöneticilerine bırakılamaz. Atatürk’ün bize verdiği “Her şeyden önce yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine ve milli annelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etme lüzumu öğretilmelidir. Türkiye’nin Milli Eğitim Politikası her anlamıyla milli bir nitelikte olmalıdır”direktifin önemi bugün daha iyi anlaşılmalı ve uygulanmalıdır.

Emperyalizmin en büyük düşmanının Atatürk ve onun ilke ve inkılaplarını yani devrimlerini savunanlardır. Çünkü Atatürk’ün olduğu yere emperyalizm giremez. Emperyalistler bugün Atatürk ile aydınlanmış bir Türk gencini satın alamazlar ama başına sarık bağlayıp eline Kuran verdikleri üstelik de o kuranın anlamını dahi bilmeyen pek çok genci Allah ile Kuran ile kandırırlar, kullanırlar ve kullanmaktadırlar. Bunun örneklerini hepimiz görüyoruz. Bu nedenle şu andan itibaren kendimizi sorgulamalı ve kolları sıvamalıyız. Atatürk’ü tanıtmak ve öğretmek hepimizin asli görevi ve hatta vatan borcu olmalıdır. Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde Atatürkçü yoldan ayrılmaların olduğunu, nesillerimize Atatürk’ü anlatamadığımızın öğretemediğimizin sıkıntılarını yaşıyoruz.

Çocukluğumuzda bize hep öğretirlerdi şeytan besmeleden korkar o yüzden besmele ile işe başla ki şeytan gelmesin. Ben de şimdi diyorum ki Emperyalistler Atatürk’ten ve Atatürkçülerden korkar. O nedenledir ki yüce milletimizi emperyalizmin uşağı olmaktan kurtarmanın tek yolu nesillerimiz bilinçli birer Atatürkçü yetiştirmektir.