19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk’ün partisi neye kurban gitti!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

AKP’nin iktidardan gitmesini isteyen her yurttaş gibi isyan ettik, haykırdık, çığlık attık, uyardık... CHP’nin şu kumpas ortamında hata yapma lüksü olamaz diye uyardık da uyardık...

Ne yazık ki kimileri anlamak istemedi, kimi gafiller de uyaranları suçlamak gibi bir zavallılığa imza attı...

Uyarının gerisine dönelim de devekuşları gözlerini açsın; CHP liderinin, 2010 yılındaki referandum sırasında, Güneydoğu’daki bazı “açılım” konuşmaları parti tabanında tepki çekmişti...

Hatta Güneydoğu kentlerindeki CHP mitinglerinde, Türk Bayrağı taşınmaması Erdoğan’ın diline düşmüş, BDP karşısında verilen tavizler de yarar getirmemişti... Yani sonunda referandumu AKP kazanmıştı...

CHP lideri Kılıçdaroğlu, pazar günkü seçim öncesinde, memleketi Tunceli’de yaptığı konuşmada da AKP’nin hatalı açılım politikalarına sahip çıktı...

CHP’nin aldığı oylar da kanıtlıyor ki, bu yaklaşım ne yazık ki başta Akdeniz ve Orta Anadolu olmak üzere Türkiye genelinde de pahalıya patladı...

CHP lideri yalnızca kendi memleketinde seçimi kaybetmedi, partisinin Doğu ve Güneydoğu’da yaşadığı erozyon da devam etti...

Hem de Diyarbakır’da, akrabalarının yaşadığı kendi köyünden bile oy alamayan Sezgin Tanrıkulu’nun Güneydoğu politikalarından sorumlu olduğu son 3 yılda, CHP bölgeden iyice silindi...

TANRIKULU’NUN ÇÖKÜŞÜ...

Ana muhalefet, Antep ve Adıyaman’dan sonraki kentlerde büyük bir oy kaybı yaşadı... Bakınız son yerel seçimde CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’nun önemli kentlerindeki oyları hangi orana düştü;

Urfa: 0.86, Diyarbakır: 1.19, Hakkâri: 1.43, Van: 0.77, Iğdır: 0.74, Erzurum: 1.56.

Batman, Şırnak, Bingöl, Muş, Ağrı, Bitlis, Siirt gibi illerde partinin artık esamesi bile okunmuyor...

Batıdaki “cemaat ittifakı” tavizinden sonra Güneydoğu politikalarında, Kürt yurttaşları kucaklayamayan hatalar da CHP’yi Türkiye’nin neredeyse üçte birinde erimeye sürüklemiş...

Yani Tanrıkulu gibilerin, CHP’nin köklü ideolojisi dururken BDP kafasıyla Kılıçdaroğlu’na sözde danışmanlık yapması da hezimet yaratmaya devam ediyor...

Sanırım ideolojik hataları bir an önce gidermenin yanı sıra, partinin üst düzey yönetiminde de, CHP’nin Altıok’una yürekten inanmış kadrolaşma artık kaçınılmaz...

CHP Türkiye’ye lazım... Aylardır yaptığımız tüm uyarılar da hataların azaltılmasına yönelikti...

Ancak CHP bu ideolojik sapmalar, yanlış ittifaklar, hatalı politikalar ve parti üst yönetimindeki CHP karşıtı kafalarla 2015 seçimine girerse, hiç kuşkunuz olmasın alınacak sonuç, yerel seçimlerden daha vahim olur ve sorumlular CHP’den umut bekleyen halka hesap veremez!..

Umarız şimdiye kadar olduğu gibi, bu öngörü açısından da bir kez daha haklı çıkmayız...

CEMAAT İTTİFAKI ARTVİN’İ VURDU...

Dün bu köşede yazmıştık; Kemal Kılıçdaroğlu’nun, nüfusları milyonu aşan Antalya, Mersin ve Ordu’nun kaybedilmesi yerine yalnızca İstanbul’un bir mahallesi kadar olan Artvin’de seçimlerin yitirilmesine üzülmesinin altında “cemaat ittifakına tepki var” demiştik...

Artvin’de üç dönem CHP’den belediye başkanı seçilen Emin Özgün de bu saptamayı doğruladı... Özgün dünkü Sabah gazetesine yaptığı açıklamada, hezimetin nedenini şöyle anlatmıştı:

“Seçimden önce Gülenciler bana geldi. ‘Bizim bin oyumuz var. Sizi destekleyeceğiz’ dediler. Ben de kabul ettim. Gülenciler bana çalıştılar. Lakin seçim sonuçları açıklandığında o bin oyu hiçbir yerde göremedim. Demek ki böyle bir oyları yokmuş. Buradan şu anlaşılıyor ki, Gülencilerle ittifaka girmekle, onlarla kol kola girmekle büyük yanlış yaptık. Onların oylarından medet umduk. Bu çok büyük hataydı. Çünkü sosyal demokrat tabanımız buna tepki gösterdi. Biz bu tür hataları yaparak siyasette asla başarılı olamayız...”

CHP’li adayların; yıllardır oturdukları yerden seçimi kazandığı Artvin gibi ana muhalefetin bir kalesinde, aydın, yurtsever ve cumhuriyetçi yurttaşlara bu seçim hezimetini yaşatanlar ve tabanı üzenler, seçmene nasıl hesap verecek acaba?..

NANKÖR KEDİNİN ADI ŞAİBE!..

İstanbul, Ankara, Hatay, Ağrı, Yalova, Muğla, Kocaeli, Isparta, Denizli, Balıkesir’in yanı sıra yüzlerce ilçe ve belde...

Elektrik kesintileri, çöpteki oylar, kaçırılan torbalar, sahtecilik suçlamaları, hırsızlık iddiaları vs.

Seçimin üzerinden 4 gün geçmesine rağmen bitmeyen suçlamalar...

Sürekli itirazlar, kavga, çatışma, kaos ve gerginlik... Yeniden sayılan sandıklar, sürekli el değiştiren belediyeler...

Bu köşede günlerce uyarmıştık; tarihin en güvensiz seçimi yapılacak diye... Görüyorsunuz işte şaibe bitmiyor, bitmeyecek...

Kimse AKP’yi suçlamasın ne olur!!!.. Baksanıza; bu halk onların para sayma makinelerini, ayakkabı kutularını, telefon konuşmalarının hepsini bir güzel akladı...

Bu halkın önemli bir bölümü; yolsuzluk ve rüşvetle suçlananların, görevden alınan bakanların, dehşet verici ses kayıtlarının, rezaletlerin ve şaibelerin arkasında durdu, destek verdi ve ne yazık ki AKP’lilere sahip çıktı...

Bu duyarsızlık da AKP’lileri pervasızlaştırdı, onlara cesaret verdi ve seçimlerde şaibenin de büyümesine yol açtı...

Yok kardeşim; AKP falan suçlu değil!!! Tek suçlu var: trafoya kaçan kedicik!.. Tek nankör o zavallı kedi işte!..

İyisi mi bırakalım yüzde 50’nin gafletini, o kedinin adını “şaibe” koyalım da bu seçimin kaosu bitsin!..

BRÜKSEL LAHANASI!..

Cumhuriyetin evlatları “kumpas”la cezaevindeyken, elleri kolları bağlıyken “Ergenekon” ve “Balyoz” safsatasıyla istediğin gibi köşenden saldır...

Onlar da yetmedi, kaset siyasetini destekle, kumpasın ardında dur... Hatta AKP ile cemaati birbirine düşürerek ikisine de bir güzel zarar ver!..

Herkesin “cemaatçi” diye bildiği, Taraf adlı karanlık mevkutenin çalışanı Emru Uslu, işte tüm bunları Brüksel’den yapıyordu...

AKP lideri Erdoğan “Kaçacaklar” diye bağırdı ya; dün öğreniyoruz ki, Uslu artık Brüksel’de kalacakmış... Kaçacağını ilan etmiş yani...

Neymiş efendim; “yayımlanan kasetlerden kendisi sorumlu tutulacakmış” da o yüzden gelmeyecekmiş memlekete!..

Ne bu şimdi; uzaktan ahkam keserken, AKP seçimi kazanınca tabanları yağlamak, sipere yatmak, saklanmak yiğitlik mi?..

Emre; bak “Ergenekoncu” dediklerin aslan gibi direndi ve zindandan çıktı... Sen de keşke boş kahramanlık yapacağına en azından soyadın gibi uslu dursaydın... Böyle korkakça firar etmeye gerek kalmazdı!..