25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atlantik’te Trump-Macron çatışması

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu yıl G7 Zirvesi’nin dönem başkanı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. 45. Zirve Fransa’nın güneybatısında ve Atlas Okyanusu’nun kıyısında bulunan Biarritz’te yapılacak. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Zirve, ABD Başkanı Trump ile Macron arasında çekişmelere sahne olacak.

Fransa, teknoloji devlerine dijital vergi uygulamasını devreye sokuyor. Google, Apple, Facebook et Amazon (GAFA) gibi ABD’nin teknoloji şirketlerine Fransa’da gerçekleştirdikleri ciro üzerinden yüzde 3 vergi alacak.

Bunun üzerine Trump, attığı twitte, Amerikan teknoloji şirketlerine sadece ABD’nin vergi koyabileceğini iddia etti. Macron’a verdiği cevapta “Aptallığına kısa süre içinde karşılık vereceğiz” diyen Trump, “Amerikan şarabının Fransız şarabından daha iyi olduğunu hep söylemişimdir” diyerek Fransız şarabına vergi koyacağını söyledi.

NEOLİBERALİZMİN KOMUTA MERKEZİ OLARAK

G7 80’li yıllardan günümüze 1975’de ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada’nın bir araya gelmesiyle kurulan G7 toplantıları neoliberal küreselleşmenin dünyaya dayatılan kararlarının alındığı ve orkestra şefinin ABD başkan larının olduğu bir kurum durumundaydı. Eşitlik, özgürlük ve insan hakları maskeleri hiç eksik olmadı; gündemlerinin “baş maddesiydi”. Al gülüm ver gülüm! Her şey tıkırında yürüyordu. En azından öyle görünüyordu. ABD dolar saltanatı sürüyor, ancak buna rağmen tüm Batı ülkeleri sistemin yarattığı borçlanma mekanizmasıyla ayakta durabiliyordu. Neredeyse tümü borç batağında yüzüyordu. Birkaç örnek verelim: Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) göre İtalya yüzde 132, ABD yüzde 105, Fransa yüzde 97, Kanada yüzde 90, İngiltere yüzde 88 ve en iyileri Almanya yüzde 65 oranında borçlu (Kaynak: IMF). Çark döndükçe Batı toplumları tatlı bir rüyada yaşıyorlardı.

Ne zamana kadar? 2008 yılında Amerika’da emlak krizi bombasının patlamasına kadar. Krizin bütün dünyaya yayılan global bir kriz halini alması, küreselleşmenin neoliberal sisteminin çöküşünün başlangıcı olmuştu. Batan bankalar, kapanan fabrikalar, dışarı kaçan sermaye ve bunun yarattığı sosyal adaletsizlik, yoksulluk, işsizlik ...Ve Fransa’da Sarı Yeleklilerin sahneye çıkması.

G7’DE ÇATLAK VE AVRASYA’YA YÖNELİŞ

Batı (Atlantik cephesi) bu yıllarda
dolu dizgin ekonomik, sosyal ve bunun sonucu olarak kültürel krize ve yozlaşmaya doğru giderken, Asya’nın yıldızı parlıyordu. Doğuda yeni bir dünya doğuyordu. Başta Çin olmak üzere Rusya, Hindistan GSMH’leri ile dünya ekonomisinin büyükleri arasına katılıyordu. Asya, Latin Amerika ve Afrika’dan ülkeler BRİCS’i (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) oluşturarak Batı karşısında önemli bir ağırlık oluşturmaya başlamıştı.

Avrasya bütünleşmenin, büyümenin ve paylaşmanın dolayısıyla barışın merkezi konumuna gelirken, Emperyalizmin karakteri gereği Atlantik bölünmenin, küçülmenin ve çıkar kavgasının merkezi konumuna gelmişti.

Batı’nın Avrupa kanadı Avrasya’daki olağanüstü gelişmeleri görüyor Çin ve Rusya ile ilişkilerin önemine dikkat çekiyorlardı. Atlantik çatırdamaya başlamıştı. ABD ile Almanya/Fransa arasındaki çelişmeler gün geçtikçe artarken Asya’ya yöneliş hız kazanıyordu.

YENİ TİPTE BİR KÜRESELLEŞME ARAYIŞI

Özellikle Trump’ın seçilmesiyle birlikte bu çelişmeler daha da hız kazandı. Trump küreselleşmeye karşı çıkıyor, önce Amerika diyor, Çin ve Avrupa’ya karşı açıktan bir ticaret savaşı başlatıyordu. Trump Emperyalizmin neoliberal küreselleşme saldırısında kullandığı enstrümanları tanımıyor, uluslararası anlaşmalardan çekiliyor, gümrük duvarlarını yükseltiyor ve ABD’ye giren mallara yeni vergiler getiriyordu. Zaten bu programla seçimi kazanmıştı.

Neoliberalizmin küresel sistemi başka bir deyimle ABD’nin küreselleşme saldırısı iflas edince, küreselleşen dünyada yeni bir sistem arayışına girildi. Küreselleşmenin dünyada yarattığı yıkım sorgulanmaya başlandı. Avrupa da Çin’in başını çektiği Avrasya ile birlikte yeni tipte bir küreselleşmeyi dillendirir oldu. Macron’un Ocak 2018’de Çin’i ziyareti ve yapılan açıklamalar tarihi öneme sahipti. Le Monde gazetesi o günlerde “dünyada yeni tip bir küreselleşmenin (nouvelle mondialisation) oluşması için Fransa ve Çin’in birlikte hareket etmeleri gerektiğini” yazıyordu. Almanya’nın Avrasya’ya bakışı daha net ve ABD ile çelişkileri daha fazla ama Merkel’i vitrinde fazla görmüyoruz. ABD karşısında Macron Avrupa’nın sözcüsü gibi. Atlantikçi programla seçilen Macron Fransa’nın çıkarları için Atlantik’in ağa babasına kafa tutuyordu.

Haziran sonunda Japonya’da gerçekleşen G20 Zirvesi ABD-Fransa ilişkileri açısından gergin geçmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ABD Başkanı Donald Trump’ın Zirve öncesi Çin’e karşı yeni vergiler koyma açıklamasına tepki göstermiş, “çok kutupluluğun bir platformu olan G20 Zirvesi’nin ABD-Çin çatışmasının arenasına dönüşmesine” karşı olduğunu söylemişti. Macron Trump’ın İran ile yarattığı gerginliğe de dikkat çekmiş “Tansiyonun düşürülmesi gerektiği ve ne zaman sona ereceği belli olmayan bir savaşa girmenin tehlikeli olacağını” ifade etmişti. Trump, Macron’un bu çıkışını hazmedememiş ve Zirve’de öngörülen Trump-Macron görüşmesi gerçekleşmemişti.