29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrasya’da yobazlığa yer yok

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

Türkiye’nin önüne konan Musul senaryosuyla bir kez daha öğrendik: Ülkemize Atlantik sistemi içinde yaşama hakkı yok. ABD’nin Batı Asya siyasetinin merkezinde İkinci İsrail var, kimilerinin adlandırmasıyla “Kürdistan”. Atlantik’te Türkiye için bölünmenin ötesinde dağılma var.

1980’den beri yaşadığımız “Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme” denen programın sonuçları da önemli bir tecrübe: Atlantik’te bizim için borç batağı var. Şimdi o bataktan çıkmaktan başka çare kalmadı.

VATAN BÜTÜNLÜĞÜ VE ÜRETİM EKONOMİSİ İKLİMİ

Vatan bütünlüğü ve üretim ekonomisinin iklimi apaçık ortada: Türkiye, Batı Asya ülkeleriyle işbirliği yapacak ve Avrasya’da konumlanacak. Bu olayı, ABD’nin strateji kuruluşları 21. yüzyılın başından beri görüyorlar. En son geçen Aralık ayında Stratfor’un yayınladığı raporda, “Türkiye’nin yeniden uyanışı”, ABD için ikinci önemli tehlike olarak saptanıyordu. Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy de, geçenlerde Avrupa adına bir kez daha konuştu: Türkiye büyük bir uygarlığı temsil ediyordu ama Asya ülkesiydi.

Binali Yıldırım Hükümeti de, Türkiye’nin Avrasya’ya yönelişini saptıyor ve bu yönde adımlar atıyor.

Özeti: Nereden baksanız Türkiye, Avrasya’da vatan bütünlüğünü koruyacağı ve üretim ekonomisini inşa edeceği konuma yönelmiş durumda.

İYİ YÖNETİLMESİ GEREKEN SÜREÇ

ABD, artık Türkiye’yi avucunda tutamadığını görmektedir. Türkiye’nin vatan bütünlüğünü sineye çekmek, ABD için bir seçenektir. ABD’nin seçenekleri arasında şu da var: O ki Türkiye Atlantik denetiminden çıkıyor, Asya’da konumlanan Türkiye, yaralı bir Türkiye olsun! Bu durumda ABD’nin “Kürdistan” dayatması, her an bir kaos dayatmasına dönüşebilir.

Bu koşullarda, Türkiye’nin Avrasya’ya yönelişi hem mecburidir, hem de bütün dünya dengelerini etkileyeceği için çeşitli tehditleri içeriyor. Bu süreci çok iyi yönetmek gerekiyor.

FARKLI İKLİMLER

Bizi boğan iklim ile kapısına dayandığımız iklim arasındaki farkları çok iyi bilmek durumundayız.

Atlantik sistemi Türkiye’de 1945 yılından beri yobazlığı besledi ve Atatürk Devrimi’ni tasfiye hedefini güttü. En son CIA istasyon şeflerinden Graham Fuller efendinin, “Kemalist Devrim’e son” fetvaları akıllarda.

Avrasya iklimi ise, Türkiye’den Atatürk Devrimi’ne bağlılık bekliyor. En başta Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, FETÖ’den ve diğer yobaz örgütlerinden çok çektiler. Darbe girişimleri ve terör faaliyeti hep o “İslamcı” bayrağı açan CIA örgütlerinden geldi. FETÖ, bu alanda sicili en kabarık örgüttü.

Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Orta Asya Cumhuriyetlerini ziyaret ettiği zaman şu söylemle sık sık karşılaşmıştı: “Atatürk bayrağıyla geliyorsanız hoşgeldiniz. Ama buraya İslamcılık getirmek istiyorsanız, bunu kabul etmeyeceğimizi bilin.” Bugünün yöneticilerine de aynı mesajların verildiğini biliyoruz.

Vatan Partisi olarak, Rusya, Çin, İran, Suriye yönetimleriyle yaptığımız görüşmelerde hep şunu duyduk: Türkiye Atatürk rotasında olmalı, Avrasya için en önemli güvence budur. Bu görüşlerini dünya kamuoyu önünde de belirtiyorlar. Putin, Türkiye’de Kemalist bir yönetim isteğini sık sık dile getiriyor.

İSLAMCI’ BAĞNAZLIĞIN AVRASYA’DAKİ ANLAMI

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün anayasasında ve kararlarında, Asya’ya yönelen tehdit üç başlıkta tanımlanıyor: Dinsel aşırılık, bölücülük ve terörizm.

Dinsel aşırılık, Asya ülkeleri için terör ve bölünme tehdidi anlamını taşıyor. Rusya, Çin ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde “İslamcılık” bayrağı altında yürütülen terör eylemleri ABD tarafından örgütleniyor ve destekleniyor.

Türkiye’nin Orta Asya’daki istihbarat faaliyetinin başında bulunan Kaşif Kozinoğlu, Ergenekon-Balyoz sürecinde tutuklandıktan sonra, Silivri Cezaevi’nde bana yazdığı mektuplarda, ABD ile “İslamcılık” bayrağını kullanan terör örgütleri arasındaki ilişkiyi anlatıyordu. Ne yazık ki, Türkiye’deki ABD işbirlikçisi yönetimler “İslamcı” adını kullanan terör örgütlerini desteklemişlerdi. FETÖ, ABD’nin Avrasya ülkelerini hedef alan siyasetlerine hizmet için kurulmuştu ve bu amaca hizmet etmişti. Kozinoğlu, mektuplarında, Türkiye’yi Asya ülkeleriyle cephe cepheye getiren bu siyasetin ne ağır zararlar verdiğini gösteriyor ve biricik çözümün Avrasya’da konumlanmak olduğunu vurguluyordu.

Kozinoğlu, Türkiye’deki ABD işbirlikçisi yönetimlerin Asya ülkelerinde terörü destekleyen faaliyetine isyan etmişti. Bu nedenle tutuklandı ve mahkemeye çıkmasına 10 gün kala Silivri Cezaevi’nde öldürüldü.

Türkiye’de hükümetlerin Atatürk karşıtı, yobaz eğilimleri desteklemesi, Rusya, Çin ve Orta Asya ülkeleri tarafından kendilerine yönelik bir tehdit olarak kabul edilmektedir. Vatan Partisi olarak bu ülkelerin duyarlığının “İslamcı bağnazlık” üzerinde yoğunlaştığını gördük. En son Laiklik, Abdülhamit, Musul konularındaki söylemlerin, Asya kapılarının Türkiye’ye kapanmasına yol açabilecek süreçleri tahrik ettiğini görmemiz gerekiyor. O nedenle İslamcı bağnazlık, bugünkü yönetimi yalnızlaştıracak ve Türkiye’yi zor durumlara düşürecek olasılıkları gündeme getirir.

İslamcı yobazlığa Avrasya’da yer yok, bunu anlamak zorundayız. Bu açıdan Türkiye, bugün gelinen noktada Avrasya’daki yerini alırken, İslamcılık örtüsü altındaki yobaz teröründen de kurtulmak durumundadır.