19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa’da Çin rüzgarı

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, beraberinde bir uçak dolusu devlet ve şirket yöneticisiyle Avrupa’ya adeta bir çıkarma yaptı. Önce İtalya ve Monako’ya ardından Fransa’ya geçti. Jinping’in ziyaretinin yankıları hâlâ sürüyor.
AB’NİN ÇİN KARŞISINDA BİRLİĞİNİ KORUMA ÇABASI
ABD ile AB arasında yaşanan ticaret savaşı ve dünyada yaşanan yeni saflaşma, Avrupa’yı giderek ABD’den uzaklaştırıyor. Bu yeni durum AB-Çin ilişkilerinin gelişmesinde önemli rol oynuyor. Ama Avrupalı tedirgin; Çin’in Avrupa ülkeleriyle tek tek ilişki kurması, AB yöneticilerini ve özellikle de Fransa ve Almanya’yı rahatsız ediyor.
Xi Jinping’in ilk durağı İtalya’nın, ABD ve AB’nin endişesine rağmen ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesine katılarak Çin ile mutabakat zaptını imzalaması, Brüksel’i telaşlandırmıştı. Birçok konuda olduğu gibi Çin ile ilişkilerde AB ülkeleri ortak bir politika belirlemiş değil. Welt am Sonntag gazetesine demeç veren Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Çin ile iyi anlaşmalar yaptıklarını sanan ülkeler zaman içinde nasıl bağlandıklarının farkına varacaklar” diyerek endişelerini dile getirdi. Macron da aynı doğrultuda açıklamalarda bulunarak, “Çin’e karşı ortak bir yaklaşım sergilemek gerektiğini” söyledi.
ÇOK KUTUPLU BİR DÜNYA
AB-Çin ilişkilerini nitelemede de kafalar net değil: ‘Stratejik ortak’ ama aynı zamanda ‘stratejik rakip’. Ekonomik açıdan vazgeçilmez bir ülke. Rusya’ya bakışları da aynı. Bu karşılıklı bağımlılık içinde Macron ve Merkel, ABD karşında olduğu gibi Çin ve Rusya karşısında da daha bağımsız olmak istiyorlar. ‘Avrupa Ordusu’ projeleri de bu çerçevede. Dünya çok kutuplu bir dünya olsun; ABD ve Çin/Rusya yanında biz de ayrı bir kutup olalım diyorlar.
Bunun sözcülüğüne de Fransa Cumhurbaşkanı Macron soyunmuş görünüyor. Monako’dan sonra geçen pazar günü Fransa’nın Nice kentine geçen Jinping, Macron ile Akdeniz kıyısındaki Villa Kerylos’de akşam yemeği için bir araya geldiler. Pazartesi Paris’te Elysee Sarayı’nda ikili görüşmede bulundular. Bu görüşmede Çin’in Airbus şirketinden 30 milyar avro değerinde toplam 300 uçak satın alacağı karara bağlandı. Çin’in Boeing’in en büyük rakibi olarak bilinen Avrupalı uçak üreticisi Airbus’u tercih etmesi, AB ile ilişkileri açısından önemli bir adım ve aynı zamanda ABD’ye karşı güçlü bir mesaj olarak değerlendirildi.
ÇİN KARŞISINDA BİRLİK MESAJI
Macron, hem Çin’e hem de dünyaya Çin karşısında yalnız olmadıklarını, Avrupa Birliği’nin ortak hareket ettiğini göstermek için salı günü Elysee Sarayı’nda yapılan mini zirveye Almanya Başbakanı Angela Merkel ile AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’i de davet etmişti. Macron, Çinli mevkidaşına AB’nin birliğine saygı göstermesi çağrısı yapıyor, Juncker, “Biz size kapılarımızı açtık siz de aynı şekilde bizim şirketlerimizin önünü açın” diyor ve kibarca “Siz bizim rakibimizsiniz” diye de ekliyor. Merkel de ‘Kuşak ve Yol’ projesinin önemli olduğunu, kendilerinin de bunda rol almak istediklerini ama bunun karşılıklı bir denge içinde olması gerektiğini, ancak bugün böyle olmadığını söylüyor.
Xi Jinping üç Avrupalı lider karşısında rahat ve güven veren bir tutum alıyor: Onlar ‘stratejik rakip’ derken Jinping ‘stratejik güven’ çağırısında bulunuyor. “Avrupa ile bir takım ayrılıklarımız olabilir” ama “Her zaman ortak çıkarları savunuyoruz” diyor ve “Çok taraflılığa bağlı olduklarını” tekrar ediyor.
Önümüzdeki dönem ekonomik ve mali sıkıntı içinde olan, işsizliğin ve yoksulluğun giderek arttığı Avrupa’da Çin ile ilişkiler çok konuşulacak.