18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avustralya Açık'tan yansıyanlar...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Tenis dünyasının en büyüğü Roger Federer etkin olarak oyunculuğa devam ediyor ve o finale kalmamışsa benim açımdan o son oyunun çok büyük anlamı kalmamıştır. Yanlış anlaşılmasın; benim için dünyanın tüm şampiyonları saygıya değerdir. Ancak Federer teniste herkesten çok daha fazla saygıya değerdir. Bu bağlamda yarı finalde kendi basit kusurları yüzünden Novak Djokovic’e yenilip elenince tekdüze oynanan bir final izlemek zorunda kaldık.
Avustralya Açık’ın finalini oynayan Djokıvic de, Murray de geçen yılki form durumlarından çok aşağılardaydı. Bu bağlamda her iki finalistin de yarı finalde oynadıkları karşılaşmalar çok daha doyurucuydu. Djokovic ile Murray’nin oynadıkları her maç neredeyse birbirlerinin kopyası gibi. Bunun nedeni iki oyuncunun tenis özyapısının birbirlerine çok benzemesi. İkisi de arka çizgide oynayıp uzun rallilerde birbirlerinin hata yapmasını bekliyorlar. 40’a yakın peş peşe vuruş yapmak belki izleyiciler için hoş bir durum ama tenis sporunun daha da aşama yapması konusunda ne kazandırıyor, burası bir tartışma konusu olsa gerek.
Benim anlayamadığım konuların başında tenis yorumcularının Djokovic’i inanılmaz bir şeklide olduğundan daha büyük gösterme çabasıdır. Final karşılaşmasını anlatan genç arkadaşımız “Bu adama kim dur diyecek” şeklinde televizyon ekranlarında neredeyse kükremesi bana ilginç geldi. Federer gibi bir efsaneye dur diyenler ona da diyeceklerdir elbette. Şu nokta asla unutulmamalı; Federer 17 Grand Slam şampiyonluğunu da bugün Djokovic’in yaşadığı yaşta kazanmıştı. Djokovic’in bundan sonraki aktif tenis yaşamında altı Grand Slam şampiyonluğu daha kazanması hiç de kolay değil. Zaten Avustralya Açık’ta gerilemeye başladığını gördük.

DJOKOVİC VE MURRAY ARASINDA FARK YOK
Ben teniste uzmanlaşmış bir değilim. Ancak spor üzerine akademisyen olan biri olarak Djokovic ile Murray arasında çok büyük fark görmüyorum. İki arka çizgi oyuncusunu çok küçük farklar öne geçiriyor ya da geriye düşürüyor. Bu tenisçiler için Kanadalı Milos Raonic gelecek büyük turnuvalarda ciddi bir tehdittir. 230 kilometrenin üzerinde servis atan zaman zaman 210 kilometrelik ikinci servisleri ile Murray’i nasıl zorladığını gördük. Geçen yıl yaşadığı sakatlığın olumsuzluklarını atlattığında Raonic, Djokovic’e rahatlıkla dur diyebilir.
Öte yandan, Djokovic üzerine yorum yapılırken sanki onun da Federer gibi 35 yaşına değin oynayabileceği sanılıyor. Ya da Ekselansları gibi ilerlemiş yaşına kadar büyük turnuva finallerini kovalayacağı düşünülüyor. Ben bu kanıda değilim. Sırp tenisçide gerileme devri başlamış gibi geldi bana. Pete Sampras ve Rafael Nadal’ın kazandığı 14’er şampiyonluğu yakalarsa büyük bir başarı olur.
Kadınlarda ise 21 Grand Slam kazanan Serena Williams Alman Angelique Kerber’e karşı beklenmedik bir yenilgi aldı. Ancak maç sonrası rakibine büyük bir saygı gösterdi. Onu onurlandırırken kendisinin çok haklı olarak robot olmadığını söyledi. ABD’li tenisçi bu yenilgi ile Alman Steffi Graf’ın 22 Grand Slam şampiyonluğuna yetişemedi. Kerber ise 1999 yılında şampiyon olan Steffi Graf’tan sonra bu büyük başarıyı edinen ikinci kadın tenisçi oldu.