Aydın Engin’in ‘Ak Troller’den farkı nedir?

“Yeni” Cumhuriyet yazarlarından Aydın Engin, perşembe günü köşesinde AKP övgücüsü internet yaratıklarına çatıyor. Konu aslında salı gecesi Van’da meydana gelen 4,6 şiddetindeki son deprem. Bu ilde bütün milletvekillerini HDP almış ya... Sosyal medyada konuşlanan ve Ak Troller denilen menfaatçiler çetesi üyelerinden bazıları şöyle yazmışlar:
“Yüksel Gültekin: Aynen ikazlar geliyor Rabbim işini bilir
İdil Rterdogan Sağcı Celik: Bu defa şu mübarek sahur yüzü suyu hürmetine Van haritadan siler yüce rabbim.Aminn.. 
Hamit Bilgili: Bu Hdp koşsun yardımlarına nankörler.. Ermeni pkk sına hizmet eden zavallılar. Önce ümmetiz deyin ümmet... Kabirde sormayacaklar kürtmüsün diye 
Harun Çevik: Allah,ın gücüne gitmesin ama yıkılsa umurumda değil artık 

SİZ DE ÖYLEYDİNİZ
Aydın Engin gibilere soruyorum: Sizin bu AK Troller’den ne farkınız var, söyler misiniz?
- Bunlar da AKP’yi kolluyor, sen ve senin gibiler de AKP’yi kolladınız...
- Bunlar din ve Allah’ı kullanarak AKP yağcılığı yapıyorlar, sizler de demokrasiyi koruma paltosu giyerek aynı iktidara yağ çektiniz.
- Din üzerinden gidilerek demokrasiye varılamayacağını anlamaktan aciz profesör Mehmet Altan, ABD ve Fethullah örgütünce özel görev verilen Ahmet Altan, Tayyip’in abisi Hasan Cemal, sakalından utanmayan sözde sosyolog-prof. Murat Belge, göbeğini hoplatarak kahkaha atan aynı familyadan Eser Karakaş, Amerikan mandacısı Cengiz Çandar, hep gücün yanındaki Mehmet Ali Brand... Bunlara yandan çarklı vapuruyla mermi taşıyan Aydın Engin gibileri... Yanardöner şarkıcı Sezen Aksu... Hülya Avşar...
Siz bu Ak Troller’den daha fenaydınız.
Hiç değilse bunlar açıkça tavır takınıyorlar.
Sizler ise, demokrasiye ihanetinizi, demokrasi mücadelesi veriyormuş görüntüsü altında yürüttünüz. AKP’nin Türkiye’yi modern dünyadan kopartarak ortaçağa doğru çevirmesine teker oldunuz. Ergenekon kumpasında, Balyoz tuzağında, odaTV rezaletinde, Fenerbahçe’ye şike tuzağı kurulduğunda, Aydınlık ve Ulusal Kanal top atışına tutulduğunda sizler mermi oldunuz. 
F Tipi polis-savcının Hrant Dink’i katlettirmesinden sonra katillerin safında yer alıp suçsuz yurtseverleri avlamaya çıktınız.
Öyle vicdansızdınız ki, “Kimi usulsüzlükler yapılmış olabilir ama bu mücadele demokrasi mücadelesidir, bazı şeyleri hoş görelim!” havalarında yazılar yazdınız, konuştunuz. Sahte oldukları apaçık olan uyduruk belgeleri bayrak yaptınız. Bu kumpasçılığı Ak Troller sizden öğrendi.
Siz, o F tipi çetenin propaganda birimi gibi çalıştınız. 
Sizler; Erdoğan için “gizli tanık” konumuna geçtiniz; demokrasi maskesi takarak çağdaş Türkiye’yi savunanların kuyusunu kazdınız.
Dünün utanmazları, bugünün demokratları halinde yine hortladılar ya... Bunlara İlhan Selçuk’un o Cumhuriyet’i barınak yapıldı ya... İşte buna dayanamıyorum...

KENDİSİ HAVLIYOR...
Esi Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz’dan o bilinen ses yine çıktı.
AKP’den türbanla Meclis’e giren Ravza Kavakçı için yazdığı mesajda şöyle demiş:
“Ablasının başörtüsüyle yemin etti. Totemciler, ‘Dışarı, dışarı’ diye havlayamadı! Bir kirli sayfa daha kapandı Elhamdülillah!”
Müslüman Kardeşler adlı Şeytan Kardeşler’in Türkiye uzantıları bu havadalar. Meclis’e girdiler, Merve Kavakçı adlı hem Amerikan vatandaşı hem cihatçı kadının deyişi ile de cumhuriyet rejimine karşı cihat (savaş) açtılar.
Şevki Yılmaz denilen yaratık bu işi kutlarken başta rahmetli Bülent Ecevit olmak üzere o dönemin yurtseverlerini havlamakla aşağılıyor.
Bu Münafık Kardeşler, insan sesini köpek sesi gibi duyarlar. Allah onları böyle cezalandırmıştır. Kendileri ise konuştuklarını zannederler ama havlamaktadırlar.

BIRAK BİRAZ DA BİZ ZENCİ TÜRK OLALIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini gariban göstermek için, “Zenci Türk” ilan edince aklıma geldi:
Nasrettin Hoca bir köye misafirliğe gitmiş. Akşam üzeri ev sahibi elinde kepçe ile gelmiş hoşaf tenceresinin başına. Daldırıp dikmiş kafaya... Bir, iki... Kepçeyi indirirken de “Oooff öldüm!” diyormuş. Hoca sonunda dayanamamış:
“Birader!” demiş. “Ver şu kepçeyi, biraz da biz ölelim.”
Bir oğlu denizlerde gemiler yüzdürüyor, ama kâğıttan değil...
Öbür oğlu sadece bir vakıf kurdu; hemen 100 milyon liradan fazla mal bağışlandı.
Benim oğlum ise işsiz...
Bin odalı sarayda değil, basit bir evde oturuyoruz.
Sayın Erdoğan, izin ver, biraz da biz Zenci Türk olalım...