18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

B. Nemstov’u da, H. Dink’i de öldürten aynı ‘üst akıl’ mı?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

28 Şubat 2015 Cumartesi günü Moskova’da, Kremlin karşıtı gösterilerin önderlerinden Rus muhalif lider Boris Nemstov silahlı saldırı sonucunda öldürüldü.

Bu cinayetin ertesi gün yapılması planlanan Putin karşıtı dev gösterinin hemen öncesinde yapılması, akıllara derhal provakasyon ihtimalini getirdi.

Muhalefet Partisi PARNAS’ın eş Başkanı olan B. Nemstow’un öldürülmesi, Putin tarafından da “sipariş” ve “provakasyon” olarak değerlendirildi.

ABD ve saz arkadaşları ise, “korkunç cinayet” diyerek, saldırıyı kınadılar ve “ timsah gözyaşları” döktüler.

Halbuki uzmanlar, Nemstov’un, Putin için tehdit oluşturacak bir siyasi figür olmadığını belirtiyorlar.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krizin orta yerinde böyle bir cinayetin işlenmesinin Putin yönetimine hiçbir yararı olmayacağını, aksine tepki ve provakasyona zemin hazırlayacağını aklı başında ve soğuk kanlı analiz yapabilen herkes açıkça görüyor.

Bu cinayet haberinin detayların bakınca, aklıma H. Dink’in acımasızca katledilmesi geldi.

H. Dink’in öldürülmesinin üzerinden henüz birkaç saat bile geçmeden, organize edilen bir kalabalık matbaalarda önceden basılmış, tahtalara iliştirilmiş hazır pankart ve resimlerle “Hepimiz Ermeniyiz” diye yürümüşlerdi. Benim dikkatimi, bu organize protestonun çabukluğu ve pankart ve dövizlerin nasıl olup da bu denli kısa bir sürede binlerce insanın eline verildiği hususu çekmişti.

Bu cinayetin, ardından “etki ajanı” kesimlerin hep bir ağızdan,genelde Türk milletini, özelde ise, milliyetçi, vatansever kesimleri töhmet altında bırakacak, psikolojik harekata başlamaları bu şüphelerimi daha da artırdı.

Çünkü, bu cinayetle, emperyalizm, bir yandan, işine geldiği gibi kullanıp maşası yapamadığı bir isimden kurtulmuş, öte yandan bu cinayeti Türk milletinin milliyetçi ve vatanseverlerin üzerine yıkmak suretiyle bir taşla iki kuş vurmuş olabilirdi.

Nitekim bugün yürütülen soruşturmalarda ortaya çıktı ki, bu karanlık ve vahşi cinayetin arkasında, başından itibaren cemaat görünümlü, ABD iltisaklı, F tipi silahlı örgütün izleri var.

Tüm iddialar ve kanıtlar buna işaret ediyor.

Dünyada bu tür siyasal cinayet ve suikast yöntemlerini sık sık kullanan komplo,darbe ve ayaklanmaları organize eden ve “haydut devlet” suçlamasına maruz kalan kaç devlet var?

Bunun cevabını kolaylıkla bulabiliriz. Kirli ve karanlık, komplo- suikast-kumpas-darbe ve her türlü tezgahı gözünü bile kırpmadan hayata geçiren gücün, yani son günlerin yaygın tabiriyle, “üst aklın” bu cinayetlerin altında ve arkasında olma ihtimali çok çok büyük bir olasılık bence.

Evet buna kimileri adını vermeksizin sadece “üst akıl” diyorlar.

Ne “üst akıl” ama. Aklı fikri kirli-karanlık, provakasyon ve tezgahlardan başka bir şeyde olmayan bu “üst akıla” ne diyelim?

‘’Aklınız” batsın inşallah!