28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bahçeli’yi öldürmek

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

19. Yüzyılın başındaki Napolyon Savaşları Avrupa tarihinin en zorlu dönemlerinden biriydi. Tüm İngiltere’nin savaştan yorgun düştüğü bir dönemde, 21 Şubat 1814 günü, Manş Denizi kıyısındaki Dover kentinde, Ship Inn adlı birahaneye kendisini Albay Du Bourg olarak tanıtan bir İngiliz subayı girdi ve herkesi hayrete düşüren bir haber verdi: Napolyon Bonapart, Rus ordusundaki Kazak birliklerinden biri tarafından öldürülmüştü.
Fransa ile savaşın sona ermesi anlamına gelen haber, başkentte büyük sevinçle karşılandı. Londra Borsasında işlem gören kağıtların fiyatları hızla yükseldi. Ancak, daha sonra Napolyon’un ölüm haberinin bir dedikodudan ibaret olduğu anlaşılınca, borsadaki işlemleri inceleyen komite 1,1 milyon Pound değerinde şüpheli bir işlem tespit etti. Bugünkü para ile yaklaşık 600 milyon TL olan bu devasa vurgun, Lord Cochrane adlı bir asilzade tarafından planlanmıştı. Napolyon’un öldüğü bir yalandı, ama Cochrane gibi uyanıkların borsadaki vurgunu gayet gerçekti.

GÜRCİSTAN’IN İŞGALİ
Tarihte pek çok örneği olan bu tip dezenformasyonlar, arkasına iletişimin de gücünü alarak bugünlere kadar sürdü.
Mesela, Gürcistan’ın eski devlet başkanı, Amerikan kuklası Saakaşvili, 2010 yılındaki seçimde galip gelebilmek için benzeri az bulunur bir dümene imza atmıştı. Devlet televizyonu, 13 Mart 2010 Cumartesi akşamı, Rus ordularının Gürcistan’a girdiğine dair bir haber yayınladı. Sahte savaş görüntüleri ile süslenmiş ve yarım saat süren “özel habere” göre Ruslar hızla ülkeyi işgal ediyordu.
Gürcüler panik içinde sokaklara döküldüler, telefon şebekeleri, banka sistemleri kilitlendi. Sınıra yakın kentlerde halk şehirleri boşaltmak için yollara yığıldı, kalp krizi geçirip ölenler bile olmuştu. Sonunda yayının aslında “bir şaka” olduğu anlaşıldı ama, Saakaşvili Rus tehlikesini göstererek oylarını artırmayı başarmıştı!

ABD’NİN ‘EL SÜRÇMESİ’
Devlet Bahçeli hakkındaki haberler aklıma bunları düşürdü. Başlarda, FETÖ’cü koronun “Devlet Bahçeli ölüyor” şeklinde bir söylenti çıkarmasını pek ciddiye almamıştık. Ancak, son birkaç gün içinde işin rengi değişti. Önce kimi CHP’lilerin bu kargış korosuna katıldığını gördük. Ardından “öküzün büyüğü” geldi. ABD Büyükelçiliği’nin sosyal medya hesabı, firari bir FETÖ’cünün tehdit mesajını beğendi!
Daha sonra ABD’den “yanlışlıkla oldu” şeklinde, hiç de inandırıcı olmayan bir açıklama geldi. Sonuçta, TCG Muavenet’i de “yanlışlıkla” vuran ABD’den söz ediyoruz! “Devlet Bahçeli öldü” diye dedikodu çıkaranların temenniden öte bir girişimleri de var mıdır bilemeyiz, ama işin içinden çok rahatsız edici kokuların geldiği de açık. Türk ordusunun Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarına operasyon hazırlığı yaptığı esnada bu tip söylentilerin çıkması en azından “psikolojik bir operasyona” işaret ediyor.

FETÖ, CHP ve DİĞERLERİ
Yazar Edward Steers, ‘Hoax’ adlı kitabında, “aldatmacaların başarısı iki önemli duyguya dayanır, bunlardan biri inanma isteğidir, diğeri ise aç gözlülük” der. FETÖ’yü zaten biliyoruz, “köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış” deyip geçebiliriz. Ancak CHP’nin durumu ibretliktir. Belli ki CHP, zaafı ve aç gözlülüğü sebebi ile Amerikan/FETÖ dedikodusuna malzeme olmuştur.
Romalı şair Priskus’un ölümü trajiktir. Priskus, İS 19’da, imparator Tiberius’un üvey oğlu Germanikus’un ölümünün ardından ona bir methiye yazmış ve imparator tarafından ödüllendirilmişti. İki yıl sonra, bu sefer imparatorun bir başka oğlu Drusus Sezar hastalanınca, bir ödül daha kapmak isteyen şair, sanki ölmüş gibi, Drusus için de bir methiye yazdı. Drusus hastalığı atlatıp ayağa kalktı; ancak ikbal hırsı ile başı dönmüş şairimiz bu işin bedelini ağır ödedi. Senatoda bozgunculuk suçu ile yargılandı ve idama mahkum edildi. İşte, “Bahçeli ölüm döşeğindeymiş, Allah şifa versin” diye ortaya düşen sözde iyi niyetli ibişleri görünce de Roma’nın aç gözlü şairi Priskus geliyor aklıma.