Balyoz kumpası çöktü Çatı kumpası tezgâhta

Balyoz tutsağı komutanlarımız, siz bu satırları okurken özgürlüklerine kavuşmuş olacaklar. Büyük sevinç. Bu sevinç bütün Türkiye'nin. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve İşçi Partisi'ni hedef alan kumpas böylece yerle bir oldu. Bu kumpas, artık herkes biliyor, bu Cumhuriyeti yıkmak içindi, bu vatanı bölmek içindi.

YENİ KUMPAS TEZGÂHTA

Şimdi Türkiye yeni bir kumpasla karşı karşıya. Kumpasın hedefi bu kez Çankaya. Çankaya demek Cumhuriyet demek. Çankaya demek vatan demek.

Kısacası kumpas aynı kumpas. Kumpas, karşıdevrim kumpası.

Karşıdevrim bir anayasa yapmak istedi. Bu anayasa milli devletimizi yıkma girişimini hukuka geçirecekti. Başaramadılar. Bozguna uğradılar. Bozguna uğradıkları için o kumpasın esirleri artık özgürler.

Şimdi aynı karşıdevrim girişimi, anayasaya yazamadıklarını Çankaya tepesine çıkarma peşinde. Fiili bir anayasa yapıyorlar. Karşıdevrimi fiilen hayata geçirmek peşindeler.

Bugün Cumhurbaşkanlığı seçiminin Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu arasında kurgulanması, bir karşıdevrim senaryosudur. Kumpas dediğimiz budur. Yani iki aday olacak, ikisi de karşıdevrimin adayı olacak. İkisi de Cumhuriyet karşıtı olacak. İkisi de Atatürk karşıtı olacak.

ÖNÜMÜZDEKİ SORULAR

Türkiye'ye bir rejim dayatılıyor. Cumhuriyetin yıkılması bu millete dayatılıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterilmesi bir karşıdevrim dayatmasıdır. Hepimizin önündeki soru budur: Karşıdevrimin fiilen anayasa haline getirilip Çankaya doruğuna oturtulmasını kabul ediyor muyuz, etmiyor muyuz?

O hesaplarını bir kenara atalım. Büyük düşünelim. Cumhuriyetin savaş cephesinden bakalım Cumhurbaşkanı seçimine. Karşıdevrimi göğüslüyor muyuz, yoksa siper olmaktan korkuyor muyuz, önce kendi kendimiz, buna karar verelim.

Bu milleti karşıdevrimin iki seçeneğiyle yüz yüze bırakmaya razı mıyız?

Bu milletin karşıdevrim karanlığında boğulmasını kabul ediyor muyuz?

Sorular bunlardır.

ÇANKAYA KUMPASINDAKİ KADRO

Dikkat buyurulsun. Ergenekon ve Balyoz kumpasını bu milletin başına AKP iktidarı ördü. Ama "Darbeciler temizlensin" diye nakarat tutan Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu o kumpasta Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen ile birlikteydiler.

Şimdi ikinci kumpas sahneleniyor. Çankaya kumpasında da aynı kadroyu görüyoruz. Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen, Abdullah Gül, Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu; bunlar Türkiyemize dayatılan karşıdevrimci rejimin elemanları olarak boy gösteriyorlar. Milli devleti yıkma, Cumhuriyeti tasfiye etme ve ABD emperyalizmine bağlılık konularında aralarında bir anlaşmazlık yok, beraberlik var. En son çatı aday adı altında ikinci bir Tayyip'in seçenek olarak ortaya atılması, bunu bir kez daha kanıtladı.

En iyi niyetlilerimiz, en yapıcılarımız, insanlarımıza son olasılığı da dikkate alarak güvenmek isteyenlerimiz artık bu gerçeği görmek zorunda. Onlardan biri olarak bu tecrübelerin artık yeterli olduğunu saptıyorum.

GÖREV, KARŞIDEVRİMİ BOZGUNA UĞRATMAKTIR

Şimdi önümüzdeki görev, karşıdevrimi bozguna uğratmaktır.

Önümüzde bir savaşlar dizisi var. Bu savaşların toplamı büyük savaştır. Savaşlar dizisinde her savaşı Cumhuriyet Devrimi mevzilerini güçlendirmek açısından ele almak durumundayız.

Cumhurbaşkanı seçimini Tayyip Erdoğan-Ekmeleddin İhsanoğlu seçeneklerine hapsetmek Cumhuriyetten vazgeçmektir. Cumhuriyet, kendi seçeneğini bu milletin önüne koymak zorundadır. Eğer karşıdevrimin kumpasını sineye çekersek ve bu milleti Cumhuriyet seçeneğinden mahrum bırakırsak, öğle bir ideolojik iklim bu ülkenin üzerine çökecektir ki, Kahramanmaraş katliamları, Madımak yangınları bu ülkede rejimin sıradan olayları haline gelir. Bunu görmek için gözlerimizi Güneyimize çevirmek yeter.

Yapılacak iş önümüzdedir ve açıktır. İstanbul'da toplanan Çankaya İçin Ulusal Birlik Grubu'nun dünkü açıklamasında belirtildiği gibi,

Bir: CHP ve MHP'nin çatı adayı kabul edilemez.

İki: Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankayası'na yakışan yeni bir aday bir an önce belirlenmelidir.

Üç: Karşıdevrimi kabul etmeyen 20 milletvekilini de kucaklayan büyük bir toplantı yapılmalıdır. Bu konuda Ankara'da kadın, gençlik, sanatçı ve emekli asker örgütlerinin çağrıları günün ihtiyacını saptamaktadır.