29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başsız kalan Ankara!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

Kızılay’da, 28 kişinin ölümüne yol açan bombalı araç saldırısının ardından biz de bu köşede isyan etmiştik... Çünkü acı üstüne acılar yaşanmış ve durmayan terör toplumda büyük infial yaratmıştı...
Hele gazeteler, MİT’in saldırıdan 6 gün önce emniyeti uyardığını belgeleriyle yazınca demiştik ki, “Madem bu ülkede istihbarat değerlendirilemiyor, o halde istihbarat kurumlarına ne gerek var?..”
Üstelik daha iki gün önce bu köşede, “Nerede bu devlettttt” başlığı altında şunları da yazmıştık;
“... Devlet milyonlarca lirayı istihbarat için neden harcar bu ülkede?.. Binlerce personel, araç gereç, trilyonluk bütçe ve devletin silahlı güçleri boşuna mı harcanıyor bu ülkede?.. Evet; son Ankara saldırısıyla ilgili daha önce emniyet birimlerine uyarı yapıldığı doğruysa, bu ülkede devlet düzeninin çivisi tamamen çıkmış demektir... Ya da Ankara gibi bir başkentte bile güvenlik tehlikesiyle ilgili uyarılar hasıraltı edilmişse, ya devletin istihbaratı amaç dışı işler peşindedir ya da devlet içinde, ‘AKP’ci-cemaatçi’ çatışması ciddi bir bananecilik başıboşluğu yaratmıştır ki, en tehlikelisi de budur...”
Peki, yalnızca istihbarat meselesi midir sorun?.. Bürokrasideki başıboşluğa ne demeli?..
Aydınlık’ın dünkü manşetinde bir kez daha vurgulanınca anladık ki, yukarıda sıraladığımız kaygılar, serzenişler, saptama ve eleştiriler ne yazık ki boşuna!.. Ne yazık ki Ankara’da da her şey boşu boşuna...
Çünkü Ankara Garı’nda 100’de fazla yurttaşın öldüğü intihar saldırısının ardından emniyet müdürü Kadri Kartal’ı görevden alarak yerine atama yapmayan bir iktidara ne söyleseniz boş... Çünkü güvenlik bürokrasisi açısından da ne yazık ki Ankara başıboş...
Zaten “vekaletten” yönetilen bir emniyet örgütlenmesi içinde bürokratik kargaşa olacağını öngörmeyen ve ülkenin başkentindeki güvenlik teşkilatını bile “asli” olarak başıboş bırakan bir iktidarın terörle mücadelesi de bu kadar olur!..
Velhasıl 28 kişinin öldüğü saldırının istihbarat uyarısına rağmen önlenememesi ve Ankara Emniyeti’ndeki yetki-atama boşluğu da kanıtlıyor ki, Allah’ın umuduna kalmış Ankara... Hem boşuna dememişler zaten; “Ankara... bahtı kara!..”

Doğudan habersiz AKP’li!..
Bu ülkede gericisi, bölücüsü, döneği, liboşu hep Atatürk’e saldırarak şöhret olmak istedi... Kendilerini “solcu” zanneden kimi zavallılar bile Atatürk’e saldırmayı sözde “solcu”luk sandılar...
Oysa en cahil insan da bilir ki, bugün bu ülkede bağımsızlık ve biraz olsun özgürlük varsa, işte o Atatürk’ün çağdaşlık mirasıdır ve Gazi’ye saldıranlar da dünya döndükçe gaflet içinde kalacaklardır...
İşte önceki gün TBMM’de, İşçileri Bakanı Efkan Ala ilgili gensoru görüşmeleri sürerken de AKP’liler bu ülkede yaşanan vahametleri örtbas etme uğruna, yine Atatürk’e saldırarak kargaşa çıkarmışlar...
Örneğin AKP’li vekil Nurettin Yaşar da “fırsat bu fırsat” diyerek kimi işgüzarlar gibi “Kemalizm” üzerinden Atatürk’e saldırmayı tercih etmiş... Demiş ki, “Kemalist ideoloji Kürtleri asimile edemedi...”
CHP’li Levent Gök, “Atatürk olmasaydı acaba kendisi kimin çocuğu olacaktı” diye Yaşar’a yanıt vermiş ama, aslında AKP’li vekile ve onun zihniyetindekilere laf yetiştirmeye gerek bile yok...
Çünkü AKP’li Yaşar, madem Kürtler üzerinden Atatürk’e saldırmış, o halde Kürtlere son yıllarda kimin zarar verdiğini görmek için Güneydoğu’ya bakması yeterli...
Valilere “operasyon yapmayın” talimatı vererek terörü azdıran bir iktidarın gafleti yüzünden, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari gibi kentlerde yüzbinlerce Kürt yurttaş evinden, işinden, yurdundan, yuvasından olmadı mı ey Nurettin Yaşar?..
Bilmem ki, “kaysı için” bile “ortak akıl” peşinde koşan AKP’nin Malatya vekilinin Güneydoğu’daki kaostan zerre kadar haberi var mıdır?.. Hiç sanmıyorum...

Hendekteki ehliyet!..
Güneydoğu’da aylardır “özyönetim” dayatmasına siper olan “hendek” terörü var...
PKK’lılar, AKP’nin “operasyonları durdurun” talimatının ardından meydanı o kadar boş bulmuşlardı ki, artık şehirlerin ortasında siper kazıyorlar...
Unutmayınız ki, o siperler son 6 ayda 300’den fazla güvenlik görevlisinin şehit edilmesine yol açtı ve çoğu halen kapatılamadığı için de, Güneydoğu’dan şehit haberleri gelmeye devam ediyor...
Diğer yandan devlet son dönemde terörle uğraşırken ve ocaklara ateş düşerken ne yazık ki şehit ailesi dramlarının yer aldığı gazete sayfalarına trajikomik haberler de yansıyor...
Bakınız, Emniyet Genel Müdürlüğü de (EMG), PKK hendeklerinin kapatılması sürecini hızlandırmak için “yeni bir düzenleme”ye gidiyormuş!!!
Emniyet, açılan çukurların kapatılması amacıyla satın alınacak zırhlı iş makinalarını kullanmak için operatörlük eğitimi verecekmiş!.. EGM’nin konuyla ilgili dağıttığı yazıda şu ifadeler varmış;
“... Doğu bölgelerimizde terör örgütü mensupları tarafından açılan çukurların kapatılması amacıyla, satın alınacak olan zırhlı iş makinaları ile ilgili olarak 07.03.2016 tarihinde başlamak kaydı ile Eskişehir Trafik Polis Eğitim Merkezinde ‘G sınıfı sürücü belgesi’ ve operatörlük eğitimi verilmesi planlanmaktadır. Eğitim alması uygun görülen personel bilgilerinin Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Eğitim Büro Amirliğine gönderilmesini...”
Şu komediye bakar mısınız; Sen gel valilerin, emniyet müdürlerinin ve askerin terörle mücadele yetkisini elinden al, hendeklerin açılmasına zemin hazırla ve sonra da hendekleri kapatacak grayderler için ehliyet ara!..
Ehliyeti olmayan beceriksiz ve öngörüsüz gaflet siyasetinin sonu budur işte... Yıllar sonra demezler mi, “hendek kapandı da açtığı yaralar kapanır mı ey AKP?..”