29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bayan Babuşçu bu resmi asmalı!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Yukarıdaki resme iyi bakın. Esasında bu resme Tülay Babuşçu adlı Cumhuriyete dil uzatan AKP’li kadın mebus çok iyi baksın. Çünkü o resim, bu kadının özlediği 600 yıllık koca Osmanlı’yı batıran padişahlardan yani ecdaddan birine ait. Adı gerileme döneminde tahta çıkmış olan, 25nci Osmanlı Padişahı III. Osman. Asıl adı, Mari isimli bir Sırp olan Şehsuvar Sultan’dan doğmuştur. Resimden de görüleceği üzere en “şişman” padişahmış. Ama onun en önemli özelliği Sarayda olsun, dışarıda olsun, kadınların kendisine görünmesini yasaklamış olmasıydı.

III. Osman, daha ileri giderek, gayrı Müslim kadınları sokakta ayrıcı kıyafetler giymeye zorlamış. Kadınların sokakta serbestçe gezmelerini yasaklamıştı. Müzikten de nefret ederdi. Sarayda da müziği yasaklamıştı.

Osmanlı döneminde zaten kafes arkasında, çarşaf altında, meslek ve tahsilden yoksun bırakılan kadınların genel olarak kaderi ya bir erkeğin 4 karısından birisi olmak ya da bir haremde cariye olmaktan ibaretti.

Cumhuriyet ve Atatürk’ün sayesinde, eşit haklara, mirastan eşit pay almaya, seçme ve seçilme hakkına kavuşan Türk kadını, meslek ve tahsil yaşamının da önünün açılmasıyla çağdaş, üretken, eşit bir yurttaş olmanın haklı onuruna sahip olmuştur.

Lale devrini özleyenler, kapitülasyonlarla batmış dönemleri düşleyenler, matbaayı yasaklayanlar, resme-müziğe-sanata düşman olan yobaz kafalar, her alanda koca imparatorluğu batırmışlar, kadınlara da ikinci sınıf insan muamelesi yapmışlardır.

Osmanlı’nın neden battığını, neden geri kaldığını, neden İstanbul’u İngilizlerin, İzmir’i Yunanlıların işgal ettiğini merak etmeyip, Cumhuriyete dil uzatan bu tür insanların üstellik bir de kadın olmasını doğrusu hayretle ve ibretle izliyoruz.

Bayan Babuşçu, Cumhuriyete olan kinini ve hazımsızlığını bir nebze olsun gidermek için, Cumhuriyet sayesinde seçildiği Meclisteki odasında, masasının arkasına işte bu “kadınların gözüne bile görünmesini yasaklayan” ecdadının mümtaz simalarından III. Osman’ın resmini asarsa iyi olur.

Atatürk ve onun çağdaş laik, bilim ve aklın yolundan giden Cumhuriyeti bu kafadaki kadınlara çok çok fazla gelir çünkü.

Bayan Babuşçu, ecdadını iyi tanı, III. Osman’ın resmini de arkana asmayı ihmal etme olur mu?