24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bedrettin Dalan ne söyledi?

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Fazla ilgi çekmeyen Salı günkü bir haberin özeti: Bedrettin Dalan, kurucusu olduğu İstek Vakfı’na bağlı olan Antalya Yeditepe Koleji’nin açılışında konuştu. Dalan, Paralel Yapı’ya sert eleştiriler yöneltip dedi ki: “Bir takım okullar açıldı bu ülkede ve zavallı çocuklarımızın kafasını o  okulları kuran kişinin kimliği ile, kişiliği ile bütünleştirip adeta birer canlı bomba haline getirdiler.”Çoğu insan Bedrettin Dalan’ı, Ergenekon komplosunda ezilmek istenen isimlerden birisi olarak bilir. Ama o çok daha fazlasıdır. Öncelikle 1984 yılında Anavatan Partisi’nden İstanbul’un ilk Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen bir isimdir. Ve bu şehre modern metroyu getiren odur. İstanbul’a geniş yollar açmasıyla tanınmıştır. “Haliç’in suyu gözlerim gibi mavi olacak!” demesiyle ün kazanmıştır.Ben ise Sayın Dalan’ı açtığı okulları ile tanırım.  Kurduğu İstek Vakfı’na bağlı olarak açtığı İstek Okulları, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı gençler yetiştirmesiyle bilinir.  Yani o sadece bir siyasetçi değil gerçek bir eğitimcidir.Onun, bu ülkedeki bazı okullarda çocuklarımıza verilen eğitimin onları adeta birer canlı bomba haline getirdiğini söylemesi; ileride bizi daha büyük tehlikelerin beklediğini göstermektedir. Çünkü, Türkiye eğitimde Büyük Atatürk’ün çizdiği rotadan çıkartılmış; çocuklarımızın aklının üstü örtülerek birer siyasal kukla haline getirilmeleri süreci başlatılmıştır.Bedrettin Dalan ve eğitim kadrosu ise tam tersine aklını kullanan, dünya ile yarışan Türklük bilincine sahip gençler yetiştiriyordu. Okullarda modern köle yetiştiren çete; Sayın Dalan’ı ezerek onun eğitim anlayışını yok etmeye çalıştı. Bu yüzden 2010 yılında kendisini Ergenekoncu ilan ettiler.Bu komplo üzerine o sıralar yazdığım Güneş Gazetesi’nde Bedrettin Dalan’a açık açık sahip  çıktım. Zaman, bu yazıda söylediklerimin ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. YA DİYANET İŞLERİ?Sayın Dalan, Fethullahçı kadroların okullarda canlı bombalar yetiştirdiğini söylerken haklıydı. Ama sadece onlar değil bu çocukları yanlış eğitenler? Diyanet İşleri Başkanlığı da fakir fukaranın çocuklarını alıp Kuran Kursu adı altında gizlediği yerlerde gerici eğitimden geçiriyor. Buralarda beyni yıkanan çocukların yarın öbür gün IŞİD benzeri terör örgütlerine katılmayacağını kim garanti edebilir?“Çocuğum dinini öğrensin!” diyerek yavrularını Kuran kurslarına yollayanlar bana kızmasınlar. Bilsinler ki bu Diyanet İşleri, İslam’ın çağdaş ve akılcı ilkelerini atmış; Vehhabici bir İslam anlayışını benimsemiştir. Bu gerici anlayış  yüzünden İslam dünyası bugün yerlerde sürünmekte; “Hak Din”e bağlı Müslümanlar, “Batıl Din (!)” Hıristiyanlığın bulunduğu yerlere gidebilmek için denizlerde can vermektedirler. Bunun sorumluları Müslüman din adamları ile buralardaki politikacılardır. YANAN KÜRT ÇOCUKLARISon faciayı öğrenince derinden yaralandım. Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç Köyü’nde Diyanet İşleri Başkanlığı, Kuran kursu açıyor. Buraya 50’den fazla çocuk dolduruluyor. Yirmisi yatılı. Bu yirmi çocuğun 15 kadarı da kaçak öğrenci...Bakın şu Diyanet’e! Köyde, denetimden uzak bir yerde Kuran kursu adı altında bir kamp merkezi oluşturuyor. Buraya dolduruyor yoksul Kürtlerin çocuklarını... Beyinlerini yıkıyor.Ve orada yangın çıkıyor 6 yavru yanarak can veriyor.Bundan iki gün önce Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, PKK’lıların içinde bulunduğu bir komplo sonucu katlediliyor. Herkes  ayaklanıyor. Tepkiler elbette haklıdır...Ama hemen yakınında 6 çocuğumuz yanıyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor... Onlar yoksul Kürtlerin çocukları ya; ölebilirler, yanabilirler. Yeter ki ağa, aşiret reisi, molla, tüccar, siyasetçi çocukları olmasınlar...Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia eden HDP’nin bu çocukların yakılması karşısındaki tepkisi nedir?Hiçbir şey...Çünkü, HDP’linin derdi Kürtler değil; Kürtleri kullanarak kendi derebeylik sistemlerini sürdürmektir. Bunlar, “Kürt devleti kurup seni vali, seni de emniyet müdürü yapacağız!” diyerek fakir Kürt gençlerini kandırmıyorlar mı? Onları dağa kaldırıp oralarda askerle vuruştururak ölümlerine yol açmıyorlar mı? Kürt yoksullarının çocuklarının canı bunlar için nedir ki?Ah Kulp’un Karaağaç Köyü’nde yanan masum yavrular! İçim sizler için nasıl yandı nasıl; bir bilseniz... Güller içinde yaşayın canlarım benim!