18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ben de çok inanmıştım

Yaşar Arslan

Yaşar Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Sayın Aydınlık okurları ve sayın sporseverler, A Milli Futbol Takımımız için “bizim çocuklar” diye yazmayı ve söyleşmeyi çok benimsemiştim. Üstelik bu ifadeyi çok da sevmiştim. Çünkü anlamı çok derin olan o “iki kelimenin” bizi biz yaparak daha da güçlendireceğini, 80 milyon insanımızı gururlandıracağını düşünmüştüm. Bırakın güçlenmeyi ve gururlanmayı, A Milli Futbol Takımımızın Avrupa Futbol Şampiyonası A Grubu’nda üç maçta ardı ardına sergilediği futboldan utanç duydum.

KALEMİM BUNDAN BÖYLE O İKİ KELİMEYİ YAZMAYACAK

Kendimi de güzel Türkiyemizin siz sayın sporseverlerini de inandırmak amacı ile yazdığım o iki kelimelik ifadeyi bundan böyle milli futbolcular için ağzıma almayacağım. Yazılarımda da o ifadeye yer vermeyeceğim. Hem turnuva sırasında, hem de şampiyona öncesindeki kamp çalışmalarında, transferleri için menajerleri aracılığıyla dolar ve avroların hangi kulüpten daha çok geleceğinin hesaplarını yapan bazı milli futbolcular vardı belli ki. Bu düşünceler EURO 2020’deki son maçımız bitene dek akıllarından çıkmadı.

ÖZÜR DİLEYİP HELALLEŞMEK Mİ?

Ülkemizin kulüplerinin altyapılarından yetişip profesyonel futbol oynayarak bir yerlere gelmeniz sizi hiç mi düşündürmedi? Turnuvadaki diğer milli takım oyuncularının milli marşlarını okurken heyecan ve coşkudan nasıl yerlerinde duramadıklarına ve marşlarını nasıl gür sesle okuduklarına hiç mi dikkat etmediniz?

Teknik direktör Şenol Güneş’in, maçlar tamamlandıktan ve evli evine, köylü köyüne gittikten sonra “Sorumluluk bende, futbolcuların suçu yok” demesi de ne oluyor ayrıca? İş işten geçtikten sonra milli takım futbolcularının birçoğunun özür dilemesi ve helallik istemesi neye yarar ki?

Parayla birçok şey alınabilir. Ancak bir ülkenin milli duygularına gelindiğinde para söz konusu dahi olamaz, bahsi de geçemez. Siz milli takım futbolcuları, şayet maçlarda kazanmak arzusu ve isteğiyle kendinizi parçalamazsanız, yazılı ve görsel basın ile sosyal medya da haklı olarak eleştirileriyle sizi parçalar.

Haydi şimdi gidin, çok sevgili kulüplerinizde kariyerinize kaldığınız yerden devam edin…

Hayal kırıklığım çok büyük sayın Aydınlık okurları…

Kalın sağlıcakla…