Beşiktaş Avrupa’yı ters köşeye yatırdı...

Beşiktaş’ın tarihine bakıldığında böylesi ilginç karşılaşmalara tanık olursunuz. Napoli’de edinilen yengi de bullardan biridir. Napoli, İtalya’nın en ilginç, ateşli yandaşları çok olan bir kentidir. Orada defalarca maç izlemişimdir. Takımlarına hizmet eden futbolcuları asla unutmazlar. 1990 Dünya Kupası sırasında Napoli’de oynanan İtalya-Arjantin karşılaşması oynanırken 60 bin kişinin “Diego” diye bağırdığını hiç unutmam. Çünkü Diego Maradona’nın oynadığı Napoli 60 yıl sonra lig şampiyonluğunu edinmişti. Bu bağlamda Beşiktaş’ın edindiği başarının anlamı daha da büyüktür. Geçmiş yıllarda Barcelona’yı 3-0, Chelsea’yı dış sahada 2-0 yenmişti. Kanımca bu yengi hepsinden daha anlamlı...

Çünkü bu karşılaşma yitirildiği anda belki Beşiktaş’ın matematiksel şansı sürecekti. Ancak futbolun pratik gerçekleri göz önüne alındığında siyah-beyazlılar Avrupa Ligi hesaplarını daha fazla yapmaya başlayacaklardı. Napoli belki 2. torbadan geldi ama kanımca oynadığı çok paslı ve hızlı futbol ile grubun birinci favorisidir. Beşiktaş’ın bu takımı dış sahada yenmesi sadece sporsal olarak değil ekonomik de kazançlar sağlamıştır. Ben hiç anlamam, nasıl oynandığını da bilmem ama sanırım Beşiktaş bahis oyunlarında her şeyi alt üst etmiştir.

Bütün bunlar bir yana Beşiktaş önemli bir karşıta kendi evinde kafa tutup, başarılı futbol oynayarak yengi almıştır. Pozisyonlar tartışmalı olsa da iki penaltı kararının altından kalkabilmek bizim takımlarımız için kolay değil. Beşiktaş’ın attığı 3. gol de tartışmalıdır ama bunların hiç biri önemli değildir. Daha önemlisi Beşiktaş’ın oynadığı futboldur. Son yıllarda bir Avrupa takımı karşısında bu denli pas yapmak, hem de amaca yönelik paslar yapmak pek görülmüş değil. Bu bağlamda Beşiktaş, Napoli’yi kendi silahıyla yendi. Hem etkili pas yaptılar hem de hızlı ataklar yaptılar. Tolgay ile Atiba savunmanın önünü çok iyi kapatırken Cenk olağanüstü bir mücadele ortaya koydu. Gerçi Quaresma her zaman olduğu gibi atak sırasında yitirdiği toplarla olumsuz etkiledi ama takım olarak yapılan mücadele kayıpların önüne geçti.

Böylesine önemli bir yenilgi aldıktan sonra işin eleştirel yanı bizim medyada atlanır. Bu bağlamda Caner Erkin’in ağırlığını Beşiktaş pahalı ödeyebilirdi. İlk goldeki Beşiktaş savunmasının konumunu belleğinize getirin, her şey net biçimde ortaya çıkar. Bu arada, Fabricio’dan da söz etmeden geçmemek gerekir. Uzun yıllar sonra Beşiktaş bir kaleci kazandı. Bazen acemice hareketler yapmasına karşın atletik yetenekleri çok gelişmiş ve tepki kuvveti ileri düzeyde bir kaleci. Beşiktaş’a hizmetleri akılda kalacak bir kaleci...