Biat eden siyasiler açığa çıkarılmalı

Aydınlık - Deniz YILDIRIM

FETÖ’nün en büyük suçlarından Ergenekon tertibinde sanık yapılan ve mağdur edilerek yargılanan tek AKP milletvekili olan Emin Şirin’le 15 Temmuz darbe girişimini ve gelişmeleri konuştuk. Darbenin siyasi ayağını, Fetullah Gülen’in, AKP ve belediyelerdeki örgütlenmesini, Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki atacağı adımları değerlendirdi.

DARBECİLER DE DİNİ KULLANDI
| Kalkışmanın sonuçlarına bakınca siyaset ve toplum nereye doğru gidiyor?
Darbe teşebbüsünden sonra Türkiye’nin nereye gideceği konusunda üç alternatif var. Birincisi ve en kötüsü, yurt dışı destekli olduğu da anlaşılan, özellikle ABD’deki bazı fraksiyonların desteğini aldığı anlaşılan darbenin yeni darbelere veya başka saldırılara tevessül etme ihtimalidir. Şu an 15 Temmuz’la ilgili sorular cevaplardan daha fazla. Ve anlaşılıyor ki 2013 yılına kadar Ak Parti’de evliliğe varan ortaklığın içinde, belediyelerde ve devlette saklananlar daha tam olarak deşifre edilmiş veya temizlenmiş değil. Belediyeleri yabana atmayın. İsterlerse hayatı bloke ederler. Dolayısıyla yeni teşebbüslere karşı herkesin meşru cumhurbaşkanı, hükümet ve Meclisin yanında yer alması lazım. İkinci ihtimal meşru hükümet ve cumhurbaşkanı yeni teşebbüsleri de, 15 Temmuz gibi alt eder. Ve ondan sonra Ortadoğu’daki ülkelere veya Orta Asya’daki ülkelere benzeyen otokratik bir sistem kurabilir. Böyle bir niyet olabilir. Üçüncü ihtimalde, yine meşru hükümet ve cumhurbaşkanı bu terörist cunta girişimlerini alt ettikten sonra hukuk devleti olan çoğulcu bir demokrasiyi tercih ederler. Bugünden hangisini tercih edeceklerini kestirmek mümkün görünmüyor. Sayın Erdoğan 15 Temmuz’dan sonraki konuşmalarında çok hiddetli olmasına rağmen hukuktan da bahsediyor. Şahsına, ailesine ve seçilmiş makamlarına yönelik ağır bir saldırının sonucu olarak o psikolojiyi de anlamak gerekir. Hangi yolun seçileceğini önümüzdeki aylar gösterecek. Temennim üçüncü ihtimalin gerçekleşmesi...
Toplumun nereye gittiğine gelince, inşallah Yenikapı ruhu korunur, ama endişeliyim. Yandaş basının halini görünce hayret ediyorum. Ortaya çıkan rezalet, sanki dini kullanan teroristlerin devleti ele geçirme teşebbüsü değilmiş gibi laikliği suçlamaları enteresan. Muhalefete danışılmadan yeni bir devlet yapısı kurulmaya çalışılması endişe verici.

GÜLEN’E BİAT ETMİŞ SİYASETÇİLER HALEN VAR
| Darbenin siyasi ayağıyla ilgili adım atılacak mı?
Siyasi ayağının Gülen’e biat etmiş siyasetçiler olduğunu kendi milletvekilliğimden biliyorum. Bir kısmının ismi geçiyor bir kısmının daha geçmiyor. Hükümetin planında belki de haklı olarak siyasilerin ilk öndeki hedef olmasını anlayabiliriz. Siyasetten önce bazı yerlere de hiç girilmedi. Mesela Yüksek Seçim Kurulu’na daha dokunan olmadı. Bütün siyasi partiler de sanki tertemiz.

| Ordunun yeniden yapılandırılmasının sonuçları ne olur?
Mevcut Genel Kurmay Başkanı “Fikrimi soran olmadı” diyor. Emir komuta zinciri ne olacak, subaylar nasıl yetişecek? Sayın Cumhurbaşkanı askeri liselerin kapatılmasının elzem olduğunu ve buna karşı çıkan generallerin yanlış düşündüğünü söyledi. İlker Başbuğ ve Edip Başer’i kastediyor. Ben tereddütteyim. Siz liselerdeki yetiştirmeyi zorunlu görmüyorsanız neden imam hatipleri yaygınlaştırıp, TÜRGEV ve ENSAR vakfını neden bu kadar destekliyorsunuz diye sorulur kendilerine. Asker giriş kapısı bu mu olacak? Askeri lise lazımdır. Bu liseler de din dersi de olur. Yalçın Akdoğan diyor ki “Diğer cemaatler endişe etmesin.” Korkunç bir yanlış bu. Cemaatleri devletin ve ordunun dışına çıkarmadığınız zaman bunlardan biri yine iktidar ortaklığı teklif edecektir. Cemaatleri iktidar eliyle desteklemeyi gündemden çıkarmak lazım. Laikliğin kaldırılması büyük yanlıştır. Hukuk devleti ve demokrasi, laiklik olmadan olmaz. Okullar meselesini bu çerçevede düşünmekte fayda var.

FETÖ BELEDİYELERDE ÖRGÜTLENDİ
| Cemaatin AKP içindeki imamı kim? FETÖ’nün AKP’deki örgütlenmesi nasıl açığa çıkacak?
Çok güzel soru. AKP imamı kim? Siyasi partiler imamı kim? Belediye imamları kimler? Ben isim veremem ama Fetullah Gülen’in Ak Parti içinde bir örgütlenmesi muhakkak var. Zaten “Aldanmışım” diyen diyene.. Bunu nereden yönetiyorlar deşifre edilip temizlenmesi gerekir. Belediyelere yoğunlaşarak örgütlendiklerini biliyorum. İstanbul, Ankara, Bursa belediyelerinin teşkilatları FETÖ’nün örgütlendiği birçok ülkenin toplam devlet teşkilatından daha geniş. Buralar, en başından başlayarak, pir-ü pak mı? Kurulduğu günden beri, bütün ikazlara rağmen ancak 15 Temmuz’da bir terör organizasyonu olduğunu idrak ettikleri kişilerle ortaklık yapan Ak Parti’nin her kademesinde bulunan kişiler yok mu? CHP’nin ve MHP’nin içi temiz mi? Bahçeli hep şikâyet ediyordu. Kılıçdaroğlu neden çekingen ve sessiz?

SORUMLULUKTAN KAÇIYORLAR
Cumhurbaşkanı “17-25 Aralık milattır” diyor. Başbakan, “ 17-25 Aralık’tan önceye gidemeyiz, gidersek işin içinden çıkamayız” diyor. O tarihten önce olan olaylar ne olacak? Ergenekon ve Balyoz kumpasları, Baykal’a yapılanlar gibi onlarcası ne olacak? Bu tavır, ortaklık yaptıkları süre için mesuliyetten kaçmaktır. Böyle bir “miladın” hukuki geçerliliği olmadığı gibi siyaseten de manası olmaz. Keser döner, sap döner, gün olur hesap döner. Cumhurbaşkanı, “Hata ettik, verilecek hesabım var. Allah ve milletim beni af etsin” diyor. Bu sözler samimidir. Ama şahsi sözlerdir. Mutlaka bir milat lazımsa bunu ciddi bir hukuki zemine oturtmak lazım. O zaman bir KHK ile 2013 yılını, belki iktidara geldikleri Kasım 2002’den başlayarak bir af çıkaracak. Yoksa bir gün siyasi ve hukuki bir hesaplaşma kaçınılmazdır.

ESAD ARTIK DÜŞMAN KATEGORİSİNDEN ÇIKMALI
| Bölge dengeleri nasıl etkilenecek?
Altı ay öncesine göre daha zor bir süreç var. ABD ve AB nin Türkiye’ye yönelik düşmanca tavrı giderek arttı. Neredeyse, batımızda ki her bir ülke ile kavgalıyız. Bir Balkan ülkesi iken Ortadoğu ülkesi kabul edilir hale geldik. NATO başlı başına bir mesele. Rusya ile ilişkilerin düzelmesinin henüz başındayız. Maalesef zafiyet durumuna sokulduk. İktidar bu konudaki hatalarını da nihayet fark ve kabul ediyor. Rus tarafı, ki çok önemlidir, Suriye konusunda müşterek bir zemin bulunursa Türkiye’yi desteklemeye hazır görünüyor. Esad konusunda iktidarın fazla ısrarcı olmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye’nin meseleleri sıralandığında Esad’ın kalıp kalmaması konusu listenin en sonlarıda gelir. Bilakis PKK-PYD’ye karşı ortak hareket noktası yakalanabilirse bazı eski düşmanlarla anlaşıldığı gibi Esad’ın da düşman kategorisinden çıkartmanın zamanı geliyor gibi.

AYDINLIK’A TEBRİK
Son olarak doğru ve yarını gören vatansever yayın çizginizi ve haberciliğinizi tebrik ederek bitirmek istiyorum. Hak ettiğinden az satmakla birlikte okuması gerekenlerin Aydınlık’ı okuduğu kanaatindeyim.