29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Biden geldi: İkinci Antalya olmayacak

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

Joe Biden: ABD Başkan Yardımcısı. Bugün Türkiye’de.
Diplomaside kuraldır: Vermek için gelinmez.
Demek ki: İsteyecekleri var.
***
Ama önce geçen yıla gidelim.
15-16 Kasım 2016: G 20 Antalya zirvesi.
En büyük 20 ekonominin liderleri bir bir gelir.
***
Xi Jinping. Çin Devlet Başkanı. Erkencidir (14 Kasım).
Türkiye, Çinli konuğa özel vermektedir. Zirve dışı bir konudan dolayı.
Kritik bir dosya vardır masada: Uzun menzilli füze ihalesi.
7-8 yıllık bir süreçte sona gelinmiştir.
Ankara’nın açtığı ihaleye 4 grup katılmıştır: ABD, Rusya, Fransa-İtalya ve Çin.
Birkaç yıl sürer pazarlık.
Karar açıklanır sonunda: Türkiye Çin’i tercih etmiştir (26 Eylül 2013).
***
Çin tercihi, iki temele dayanmaktadır.
Bir: Teknoloji transferine izin vermektedir.
İki: 1 milyar dolar daha ucuzdur (3.4 milyar dolar).
***
Evet: İhale koşulları elverişlidir. Kendisi de, anlamı da stratejiktir.
Fakat: AKP iktidarı tereddütlüdür yine de.
Çünkü: Türkiye, NATO dışında bir tercih yapmıştır.
ABD baskıyı artırır.
Bu nedenle: AKP bir türlü son imzayı atamaz.
İhale, iki yıl daha sürüncemede kalır.
***
Fakat, Tayyip Erdoğan G 20 öncesinde hazırlık yaptırır.
En yakın çevresine haber verir.
Der ki: “Zirveden hemen sonra Xi Jinping’i alacağız.”
“Beştepe’ye getireceğiz. Orada füze için son imzaları atacağız.”
Vurgusu da önemli: “Türkiye’nin bağımsızlık tercihini bütün dünya görecek.”
Çin Cumhurbaşkanı bu yüzden erken gelmiştir.
***
Fakat ABD en üst düzeyde devreye girer.
15 Kasım sabahının erken saatleri. Barack Obama’nın uçağı Antalya’ya iner.
4 saat sonra Tayyip Erdoğan’la masaya oturur.
Sonuç: AKP iktidarı yine “razı” edilir.
***
Nedir Erdoğan’ın “evet” dedikleri?
AKP’den üst düzey kaynağımdan aktarayım.
İlki: Füze ihalesi.
Amerikan tarafı “iptal”i dayatır.
***
İkincisi: ABD, Türkiye’ye kendi “Suriye yol haritası”nı kabul ettirir.
Neler vardır mutabakatta?
ABD: Suriye’de “güvenli bölge”ye güya evet demiştir.
Bölge, 98 km’lik Mare-Cerablus hattında kurulacaktır.
Amerika da hava koruması sağlayacaktır.
PKK/PYD yerine “ılımlı” Suriye muhalifleri yerleştirelecektir buraya.
İki kantonun birleştirilmesine izin verilmeyecektir yani.
Afrin ve Aynelarap (Kobani) kantonlarından söz ediyorum.
***
Üç: Türkiye-Rusya ilişkilerinden de rahatsızdır Amerika.
Ukrayna krizinden sonra Batı, Rusya’ya ambargo koymuştur. Türkiye katılmaz.
Rusya Kırım’ı ilhak etmiştir. Türkiye yeterince “sert” olmaz. Kırım Tatarlarını sahaya sürmez mesala.
Bir de stratejik enerji projelerine girmiştir. “Türk akımı” gibi.
Obama bunların da altını çizer.
***
Erdoğan-Obama görüşmesinin sonuçları dramatiktir.


İkili görüşme biter. Reuters ajansına haber sızdırılır hemen: Türkiye, füze ihalesini iptal etmiştir (15.11.2015).
Anlamı: Erdoğan, füzede bağımsızlığı göze alamamıştır.
***
Antalya’daki Obama görüşmesinden 9 gün sonra.
Türkiye, tuhaf bir hamle yapar. Rus uçağını düşürür (24.11.2015).
Beklenmiyordu. Gerekmiyordu.
En önemlisi: Uçak, Türkiye’nin stratejik çıkarlarının tepesine düşmüştü aslında.
Hatta Erdoğan’ın da.
Buna rağmen: Cumhurbaşkanı ile Başbakan cengaverlik yarışına girer.
Hem sonucu sahiplendiler. Hem de “vur emri” iradesini.
Anlamı: Birilerinin gözüne girmek istiyorlardı.
***
Ya Suriye’de, 98 km’li hatta olanlar?
Mutabakatın tam tersini yaptı Washington.
PKK/PYD Fırat’ın batısına geçmeyecekti.
Bugün geldiğimiz nokta: Hattın güneyi dilimlendi.
35-40 km’lik alan artık PKK’nın kontrolünde.
Sırada Cerablus var. Hemen sınırımızda.
Üç kanton neredeyse birleştirilmek üzere.
Üstelik: Türkiye Amerikancı bir darbe girişiminin sarsıntılarını yaşıyor.
***
İşte: ABD Başkan Yardımcısı bu ortamda Türkiye’de.
Gündem: Yine aynı. Suriye, Rusya ve bölgeyle ilişkiler.
Tek fark: Fethullah Gülen’in iadesi.
Görüşmelerden ne çıkar?
İkinci bir Antalya teslimiyeti yaşar mıyız?
***
Türkiye’nin devlet ve millet birikimi için cevap tek kelimedir: Hayır.
Ya AKP iktidarı için?
15 Temmuz, AKP için seçenekleri fazla sadeleştirdi.
Ya: ABD’ye boyun eğerek intihar edecek.
Ya da: Avrasya cephesiyle birlikte direnecek.
Önce: Rusya-İran-Hindistan hattında diplomasi trafiği.
Ardından: Cerablus cephesinde Joe Biden tanklarla karşılama.
Erdoğan’ın da yaşamayı seçtiği anlaşılıyor. Her “canlı” gibi.