29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bilimin 2016'ya armağan ettiği 4 çığır açan buluş

Dünya için 2016 savaşlar, açlık, küresel ısınma gibi birçok büyük felaketle geçse de bilim adına güzel gelişmeler de yaşandı. İnsanlığın geleceğini kurtarabilecek, önemli hastalıklara çare olacak ve hayatı kolaylaştıracak bazı buluşlara imza atıldı. İşte o önemli buluşlardan 4 tanesi...

Bilimin 2016'ya armağan ettiği 4 çığır açan buluş

KÜRESEL ISINMAYI AZALTMASI UMUDUYLA DENİZ YOSUNUYLA BESLENEN İNEKLER

Dünyanın boğuştuğu en büyük sorunlardan biri de küresel ısınma. Çevre Koruma Ajansı'nın (Environmental Protection Agency) paylaştığı verilere göre, insan kaynaklı sera gazı salınımının yüzde 14'ü ulaşım kaynaklı. Küresel ısınmaya neden olan sera gazı salınımının en büyük sebebi ise tarım. Sadece tarım tek başına sera gazı salınımının yüzde 25'ini gerçekleştiriyor. Hatta daha da özelleştirmek gerekirse, sera gazı salımının yaklaşık olarak yüzde 14,5'i çiftlik hayvanlarından kaynaklanıyor.

Modern hayvancılıkta, tahıl temelli bir beslenme düzeni mevcut. Bu da hayvanların metan gazı salınımına neden oluyor. Bu durumu kritik hale getirense, küresel ısınma açısından metan gazının karbondioksite göre 36 kat daha fazla etkili olması. Bu soruna çözüm ise Avustralyalı araştırmacılardan geldi. Avustralyalı araştırmacıların keşfettiği asparagopsis taxiformis adlı deniz yosunu türünün, çiftlik hayvanlarının beslenme düzenine eklenmesiyle hayvanların saldığı metan gazı miktarı azalacak. Bu yosun türünün, çiftlik hayvanlarının beslenmelerinin yüzde 2'sini oluşturmasıyla hayvanların saldığı metan gazı miktarının yüzde 50 ile yüzde 70 arasında azalması bekleniyor.


3 EBEVEYN TEKNİĞİ İLE DOĞARAK GENETİK HASTALIĞINI ATLATAN BEBEK

New York'taki New Hope Fertility Center'da (Yeni Umut Doğurganlık Merkezi) çalışan doktor John Zhang ve ekibi üç ebeveyn adında bir teknik geliştirerek ölümle sonuçlanan Leigh Sendromu gibi hastalıkların kalıtımının önüne geçti. Bu teknik, anneden ve bir donörden yumurta alındıktan sonra annenin yumurtasındaki çekirdeği çıkarıp donörden alınan yumurtanın çekirdeğini onun yerine yerleştirmek üzerine kurulu.

Bunun gerçekleştirilmesi sonucu ise, ortaya annenin nükleik DNA'sını, donörün ise mitokondriyal DNA'sını içeren bir yumurta hücresi çıkıyor. 6 Nisan 2016'da bir çift, bu teknikle bir çocuk sahibi oldu ve çocuğun hiçbir kalıtsal hastalığı bulunmuyor.


TAŞINABİLİR HIV TEST CİHAZI

Günümüzde antiretroval ilaçlar ve HIV virüsünü takip etmeyi sağlayan izleme teknikleri sayesinde AIDS hastalarının yaşama şansı yükseliyor. Fakat düzenli ‘virüs yükü' testleri, modern tıbbi tesislere gitmeyi gerekli kılıyor. Dünyadaki HIV enfeksiyonlarının üçte ikisinin Sahra Altı Afrika'da gerçekleştiğini göz önüne alırsak, oradaki insanlar için ‘modern tıbbi tesisler' çok uzak bir ifade. Imperial College London'dan Dr. Rajesh Gurrala, diğer bulaşıcı hastalık uzmanlarıyla iş birliği yaparak CMOS çipli virüs yükü izleyici bir cihaz geliştirdi.

Daha basit olarak HIV test cihazı diyebiliriz. Bir USB bellek boyutunda olan bu cihaz, sonuçları 20 dakika içinde veriyor. Eğer bu cihaz yaygın bir hale gelirse, AIDS hastalarının HIV virüsünü takip etmesi, diyabet hastalarının taşınabilir izleme cihazları aracılığıyla kan şekerlerini ölçmesi kadar kolay olacak.


10 BİN KAT DAHA DÜŞÜK ENERJİ İLE Wİ-Fİ SİNYALİ

Kablosuz şarj, şu anda bilim dünyasının üzerinde çalıştığı önemli konulardan biri. Ve bu sene içerisinde Washington Üniversitesi mühendisleri bu konuda önemli bir adım attı. Mühendislerin dayanak noktaları ise, kablosuz iletişimde halihazırda kullanılan yöntemi değiştirerek cihazların ve yönlendiricilerin sürekli olarak birbirleriyle konuşmaları yerine, cihazların sadece kendileriyle konuşulduğunda konuştuğu yönteme geçiş yapmaktı.

Bu yöntem sayesinde, cihazların enerji tüketimi tam 10.000 kat azaldı. Ekip oldukça düşük miktarlarda güç tüketen bu cihazlara güç sağlamak için Wi-Fi üzerinden güç sağlayabilen (Power Over Wi-Fi/PoWiFi) Wi-Fi yönlendiriciler geliştirdi. PoWiFi, küçük sensörlere güç sağlayabilen ya da bataryaları şarj edebilen daimi bir kablosuz sinyal göndermek için, veri iletimi için ayrılmamış kanalları kullanmak üzere yönlendiriciyi yapılandırarak çalışır.

Bu teknoloji, şimdilik oldukça düşük güç tüketen cihazlar için kullanılsa da, gelecek için büyük umut vadediyor.

Kaynak: Sputnik

Son Dakika Haberleri