28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir Astana süreci ürünü: Zeytin Dalı Harekatı!

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

“Başladı, başlamadı, ne zaman başlayacak” diye konuşulurken, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Afrin'e yönelik harekâtın 20 Ocak 2018 saat 17.00 itibarıyla başlatıldığını duyurdu. Harekât'a verilen ad, Zeytin Dalı.

HAREKAT'IN NİTELİĞİ

Başladıktan sonra yapılan resmi açıklamalar ve ortaya çıkan ilk sonuçlar, Harekât'ın niteliğini ortaya koyuyor.

Şimdi bunları sırayla ele alalım:

1. Suriye'nin toprak bütünlüğü:

TSK açıklamasında, Harekât'ın, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde, PKK'ya ve IŞİD'e karşı icra edildiği” vurgulanıyor.

2. Suriye yönetimine yazılı bildirim:

Dışişeri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Harekât'ın, Suriye yönetimine yazılı olarak bildirildiğini açıkladı.

3. Suriye Devletine, Suriye halkına, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine karşı değil:

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Hükümet adına Harekât'ın kapsam ve hedeflerini açıklarken yukarıdaki sıralamayı yaptı.

4. Suriye, İdlib'in güneyindeki El Nusra'nın elinde bulunan Ebu Zuhur Hava Üssü'nü ele geçirdi:

Suriye Ordusu, TSK'nın Zeytin Dalı operasyonu ile eşzamanlı olarak İdlib şehir merkezinin 40 kilometre doğusunda yer alan Ebu Zuhur Hava Üssü'nü ele geçirdi. Suriye Ordusu'nun haftalardır sürdürdüğü operasyonda Suriye'nin kuzeybatısındaki en önemli üslerden bir olan Ebu Zuhur'un ele geçirilmesi ile, Suriye Ordusu sahadaki terörist gruplara karşı önemli bir zafer kazanmış oldu. İdlib'in doğusunda bulunan Ebu Zuhur beldesi ve havaalanı, güney Halep ve doğu Hama'yı muhaliflerin kontrolündeki İdlib'e bağlayan geçiş noktası.

5. Rusya: Türkiye'nin harekatı, ABD'nin Suriye'yi bölme faaliyetine karşı:

Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD’nin Suriye’de Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgeler yaratarak bu bölgeleri Şam'dan koparmaya çalıştığı vurgulandı. Açıklamada “Pentagon’un Suriye’deki ABD yanlısı silahlı gruplara modern silahlar temin etmesi nedeniyle Türkiye, Afrin’e yönelik operasyon başlattı. ABD’nin Suriye’deki sorumsuz davranışları, ülkedeki çözüm sürecini ve Cenevre sürecini tehdit etmektedir” dendi.

6. İran: Harekat, bizim de lehimize:

Aydınlık ve Ulusal Kanal İran temsilcisi Yakup Alslan'ın ulaştığı İranlı diplomatik kaynaklar, “TSK'nın düzenlediği Harekat'ın İran'ın da lehine olduğunu” vurguladı. ABD tarafından kurulacağı açıklanan 30 bin kişilik terör ordusuna İran'ın da karşı olduğunu söyleyen İranlı diplomat, şöyle devam etti:

“İran, Afrin Harekatı'na perde arkasında destek vermekle birlikte, bunun Suriye yönetimi bilgisi dahilinde yapılmasını da istemektedir. Yani İran, Türkiye'nin Afrin Harekatı'na karşı asla sert bir tavır takınmayacak. Sessiz kalarak, operasyonun Türkiye tarafından devam etmesini tercih edecek. Çünkü Afrin Harekatı, İran'ın da yararınadır. ABD, İran veya Türkiye'yi bölünceye kadar boş durmayacak. O yüzden bu operasyonun yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir şekilde Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını istemiyoruz.”

SONUÇLAR

Hükümet adına yapılan açıklamalara toplam olarak bakıldığında şunu söyleyebiliriz. Rusya'nın Türkiye'ye, “Suriye ile doğrudan temasa geç” basıncı sonuç vermiştir. Bozdağ'ın, “Suriye devletine, siyasi birliğine karşı değil” vurgusu ile Çavuşoğlu'nun yazılı bildirim bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Türkiye, Astana sürecinin garantör devletlerinden biri olarak, Suriye ile aynı masa etrafında oturuyordu. Bu anlamda Şam yönetiminin egemenliğini fiilen tanıyordu. Zeytin Dalı Harekâtı çerçevesindeki resmi açıklamalar ve yapılan yazılı bildirim ile Suriye yönetimi resmen tanınmış oluyor. Geriye atılması gereken bir adım kalıyor: Suriye ile doğrudan masaya oturma. Önümüzdeki günlerde bunun da gerçekleşeceğini öngörebiliriz.

İkinci olarak saptanması gereken nokta, bu operasyon Rusya ve İran ile yürüyen eşgüdüm çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu yönüyle Astana sürecinin bir ürünüdür.

Harekât ile eşzamanlı önemli bir gelişme; Astana görüşmelerinde kararlaştırıldığı üzere, 29-30 Ocak'ta Rusya'nın Soçi kentinde toplanması öngörülen ve Suriye'de barışçı çözüm masası işlevi taşıyan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne katılacakların listesi konusunda Türkiye, Rusya ve İran'ın anlaşması. Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev, üç ülkenin, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne katılım listesine ilişkin 'anlaşmayı başardığını' açıkladı.

Sonuç; Zeytin Dalı Harekâtı'yla paralel olarak, Suriye'de teröristlerin tasfiyesi ve barışçı çözüm konusunda yeni bir evreye geçilmiş oluyor.

ABD KORİDORUNUN SONU

Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı, Rusya ve İran ile doğrudan, Suriye ile dolaylı görüşmeler yoluyla 24 Ağustos 2016'da başlamıştı. Yılın sonunda, dünya çapında dengeleri değiştiren Moskova Bildirisi ve Astana sürecinin yolu Fırat Kalkanı Harekâtı ile, yani Türkiye'nin ABD koridoruna askeri müdahalesiyle açılmıştı.

Zeytin Dalı Harekâtı ile Türkiye, ABD'nin kurmaya çalıştığı PKK/terör koridoruna karşı mücadelesinde vites yükseltiyor.

Zeytin Dalı Harekâtı, sadece Türkiye'nin değil Suriye'nin de toprak bütünlüğüne karşı eylemleri bertaraf etmeyi amaçlıyor.

24 Ağustos 2016'da başlayan Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi ABD'nin son ana kadar sürdürdüğü Harekât'ı önleme çabası başarılı olmadı. Rusya ve İran'ın Harekât'a karşı olduğu iddiası daha baştan tutmadı. Rusya, bölgedeki askerlerini operasyon bölgesinden çekti. İran'a bağlı güçler de, TSK'nın Harekâtı'na paralel olarak sahada Suriye Ordusu ile atağa geçti.

Toplam olarak; Harekât'ı, bölge güçlerinin ABD'nin Suriye'yi bölme operasyonuna karşı ortak eylemi olarak değerlendirmek gerekir.

Bundan sonra sıra, önce Fırat'ın batısındaki Münbiç ve ABD'nin tahkim etmeye çalıştığı Fırat'ın doğusuna gelecektir!

fikretakfirat@aydinlik.com.tr