24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir yıl önce Taksim

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

31 Mayıs ve 1 Haziran 2013: Gezi’nin zirvesiydi.

Tam 1 yıl oldu.

Siyasi tarihimizin dönüm noktalarından biri.

İçinde yaşadım. O iki günü yazdım.

Ulusal Kanal internet sitesinde ve Aydınlık’ta yayımlandı (1-2 Haziran).

O yazıyı olduğu gibi aktarıyorum:

***

“Önceki akşam tanıştım gazla.

Nasıl bu kadar geç kalmışım? Utandım.

Bu fırsatı kendimden nasıl esirgemişim?

Kalabalık bir grubun içindeyim.

İstiklal’den Meydan’ı bilmem kaçınca kez zorluyorlar. Taksim’i.

Sloganlarda tanıdık bir stadyum ahengi.

Futbolseverler: Galatasaraylısı, Fenerlisi, Beşiktaşlısı.

Gözlem bir: Protestolar politize grupların sınırını çoktan taşmış.

***

Ağırlık gençlerde. Kızlı erkekli.

Çoklar. Israrlılar. Sevimliler.

Gözlem iki: Gençlik geri gelmiş.

***

Taksim’e çıkmam lazım.

Polisler saldırıyor. İlle de gazla. E, bayağı yakıyor.

Tedariksizim. Dükkanlar kapalı.

Açık bir büfe. Küçük bir şişe su. Gözümü yıkıyorum.

Gençler uyarıyor: ‘Abi yıkama.. Daha çok dağıtıyorsun... ‘

Gözlem üç: Tecrübe konuşuyor. Küçük sözü dinlemek lazım. Vazgeçiyorum.

***

Sıraselviler’e yakınız. Çiçek Bar’ın sokağı.

Polisle gençler arasında gaz-taş teatisi.

Taksim’e... Gençlerden rica. Mukabeleyi durduruyorlar.

Elimde gazeteci kimliği. Polislere doğru...

Çok rahatım ya. Bir bildiğim var belki. Polis de duruyor.

Polislere bakıyorum. Hınçlı değiller. Yorgun. Şaşkın. Yarı-kararsızlar.

Gözlem dört: Amirlerini bilmem. Ama polisler tarafsızlaşmaya uzak değil..

***

Nihayet Taksim.

Tenha. Bütün girişler tutulmuş. Tazyikli su ve gaz barikatı.

Ağır bir gaz bulutu.

Tıkandım. Nefes alınmıyor. Temiz hava ...

Kazancı’dan aşağı. Gözlerim kızarmış ve yaşlı.

Biri limonunu paylaşıyor.

Limon, zorunlu bir lojistik malzeme. Rahatlatıyor biraz.

Pürtelaş’ın girişinde gösterici yığınağı.

Kabataş’a... Gösterici öbekleri...

Taksim’den inenlerin gözleri yaşlı.

Bütün mahallede gaz kokusu. Salıpazarı’nda bile.

Küfür... Öfke... Mutluluk...

Gözlem beş: Polis müdahalesi Taksim’le sınırlı değil.

Elmadağ, Nişantaşı, Gümüşsuyu, Cihangir, Galatasaray, Tarlabaşı.

Diğer şehirler...

Hükümet korkuyor...

***

Gece..

Ulusal Kanal aksıyor. 24.00’ten sonra toparlıyor.

Telefonlar geliyor. Bir tek Ulusal Kanal var diye.

İstanbul’dan tencere tava sesleri yükseliyor. Halk en fazla kuş uykusunda.

Gözlem altı: Bazı kurumlar bugünler için var

***

Sabah evden çıkarken tedarikliyim bu kez.

Çantam küçük. Limon. Islak yazma. Yüzme gözlüğü.

Arabayla hızlı bir saha turu. Çok yer görmek lazım.

Okmeydanı, Mecidiyeköy, Şişli, Osmanbey, Nişantaşı... Nihayet Taksim.

Yollarda dalgalanan insan grupları.

Hiçbirini daha önce hiç görmedim. Ama hepsi çok tanıdık.

Yüzler gülüyor. Bu kadar mutlu insanı hiçbir arada görmemiştim.

The Marmara’nın tam önü.

Polislerle göstericiler arasındayım. Yine gaz-taş teatisi.

Gözlem yedi: Mücadele mutluluk veriyor...

***

İstiklal. Odakule’nin önü.

Galatasaray’a doğru zorluyor halk.

Bir polisler hamle yapıyor, bir de halk.

Med-cezir manzaraları.

Halk barikat hazırlıkları yapıyor. Polis araçları geçmesin diye.

Gaz fişekleri yağıyor. Patlamalar. Sis bulutu. Nefes almak zor...

Kallavi sokağa çekiliyoruz.

Herkes uyarıyor: Yavaş... Sakin... Aman izdiham olmasın.

Halkın bütün renkleri. Hele gençler. Eğitimli orta sınıf ağırlıkta.

Yılgınlık ne kelime. İnatla yükleniyorlar.

İstiklal’e açılan her sokaktan benzer haberler geliyor.

Gözlem sekiz: Bu İstanbul sonuç almadan evine dönmez.

***

Saat 16.00: Polisler Taksim’den çekiliyor. Onbinler Meydan’a akıyor.

Son söz: Bir milad yaşıyoruz. Yeni bir Türkiye kuruluyor.”