Bir zirve, iki ülke: Türkiye ve İran -2

Bugünkü yazıyı geçen hafta yazacaktım. Grip salgını planımı bozdu.Ara vermek zorunda kaldım.
***
Zirve: Cenevre 3.
Beklendiği gibi: İlk aşamada sonuçsuz.
25 Şubata ertelendi.
***
AKP iktidarının pozisyonuna bakalım.
Cenevre 1 ve 2’de “istemezük” cephesindeydi.
Önce toplanmasına bile karşı çıktı. Sonra karar almasına.
Zamana oynuyordu.
Hesabı: Çözüm “masa”da değil, “saha”da olacaktı.
***
Şimdi “Cenevre 3” zamanı.
Bakıyoruz: AKP’nin duruşu kökten değişmiş.
Bir: Artık “masa”cı.
İki: Uzatmacı değil, hemen “çözüm”cü.
***
Ne oldu? AKP hidayete mi erdi?
Şaşılacak bir şey yok. Mesele, güçler dengesiyle ilgili.
Önce “saha” değişti, ardından AKP.
Görülüyor: Rusya-İran-Suriye ekseni kazanıyor.
AKP, iki yeni durumu net görüyor.
Bir: “Saha”da kaybediyor.
İki: “Zaman”, aleyhine işliyor.
***
Son duruma bakalım.
Suriye ordusu Halep’in kuzeydoğusunda ilerledi.
Nubbul ve Zehra’yı da kurtardı.
Böylece: Batıcı muhaliflerin iki stratejik ikmal yolu kapandı.
Bir: Kilis-Halep hattı.
İki: Kilis-İdlib hattı.
Artık: Askeri durum kökten değişti.
Halep’teki muhalifler Türkiye üzerinden yardım alamıyor.
Ne silah, ne de eleman.
Bunun sonuçları olacak.
***
Elde bir tek Reyhanlı/Cilvegözü tarafı kaldı.
Suriye ordusu ilerleyişini orada da sürdürüyor.
Beklenen: Reyhanlı tarafı da yakında kapanacak.
Böylece: Muhaliflerin Türkiye’den ikmal yolları bütünüyle kesilecek.
***
Malum: AKP’nin Suriye’de son umudu “Geçiş Hükümeti”.
Ahrar üş Şam, ÖSO gibi “ılımlı” muhaliflerin katılacağı bir hükümet.
AKP iktidarı farkında.
Biraz daha zaman kaybederse muhalefet cephesi değişecek.
AKP’nin “ılımlı muhalifleri” sahadan silinecek.
Muhalif diye sadece IŞİD ve Nusra kalacak.
Yani: Suriye sahasında elinde “alet” kalmayacak.
Telaşının ve “masacı” olmasının nedeni budur.
Aksi takdirde tek başına Esad’a razı olacaklar.
***
Aynı durum ABD cephesi için de geçerli.
Askeri denge değişikliği onların elini de bağlıyor.
***
28 Ocak’taki birinci yazıyı şöyle bitirmiştim:
“Cenevre öncesinde Viyana hazırlık toplantıları.
İlgili bütün ülkelerin bakanları masada.
Merak bu ya. İran Dışişleri Bakanı, ABD’li mevkidaşına soruyor:
‘Diyelim IŞİD ve Nusra da silah bıraktı. Onların silahlarını kim toplayacak?’
Kerry, gülüşmeler arasında iki ülkeyi adres gösteriyor...”
Kaldığımız yerden devam edelim.
ABD Dışişleri Bakanı’nın cevabı elbette “şaka” tonunda.
“IŞİD’in silahlarını Suudi Arabistan teslim alır. Nusra’nınkileri de Türkiye...”
Mizah bazen gerçeğin en güzel ifade yolu değil mi?
***
Ahmet Davutoğlu’nun dünkü Mardin konuşmasıyla bitirelim.
Yeni “açılım” planını açıkladı.
AKP iki konuda hiç değişmemiş.
Bir: Atatürk karşıtlığı.
Bütün tarihi dolaştı. Her birinden bir “hisse” aldı.
Cumhuriyet’in kuruluşuna baktı.
“Tek parti yönetimi” ve “Dersim” diyerek fütursuzca karaladı.
***
İki: Ulus devlet karşıtlığı.
“Türk ulusçuluğu”na saldırdı.
“Millet”i mahkûm ederek birliği nasıl sağlayacaklar?
Gösterdikleri çözüm adresi: “İslam kardeşliği.”
Öcalan’ın 2013 Nevruzunda önerdiğiyle tekrar aynı yerdeler.
İstedikleri kadar, “PKK’yı muhatap almayacağız” desinler.
“Açılım” ortakları Öcalan’dır.