24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Biraz önce duydum

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Ankara’daki evinden çıkan gazaplı bir Türk Müslüman, İsrail Büyükelçiliğinin ana kapısını gören bir kör köşede beklemeye başlar. Sağ eli belindeki antik hançeri sımsıkı kavramıştır. Başında geleneksel takkesi (Kippa) olan Büyükelçilikten çıkıp kendisine doğru gelen bir Türk Yahudi’yi boğazından yakaladığı gibi duvara yaslar. Yahudi vatandaş hem çok şaşkın ve hem de haklı olarak korkudan gözleri fal taşı gibi olmuştur. Üzerine kalkmış hançerin heybeti altında ürkek sesle; “Kimsin? Benden ne istiyorsun?” diye soran Yahudi’ye, celalli Müslüman, “utanmadan birde konuşursun alçak katil. Hz. İsa’yı siz öldürmüşsünüz? Bugün onun intikamı alınacak” der. Yahudi: “Çıldırdın mı sen? Ne katili? Benim olayla ne ilgim var? Olay 2000 sene önce olmuş” deyince, pek kızgın olan Müslüman: “2000 mi 3000 mi, beni ilgilendirmiyor. Ben bu acı haberi biraz önce duydum” demiş.

Bu konu üzerinde yazmak nereden icap etti? diye sorulabilir. Sebep F-Terör Örgütünün Ergenekon kumpası ile tutuklanan ve müebbet hapis cezası verilen Türk Ortodoks Patrikhanesi basın Sözcüsü Sevgi Erenerol.  Sevgi hanımın sözcülüğünü yaptığı Patrikhanenin hayali Ergenekon Terör Örgütünün karargâhı ve kasası olduğu iddia edildi. Solak Taraf Gazetesi Patrikhane ile örgüt arasındaki ilişkiyi ‘Ergenekon Kilisesi’ başlığıyla manşetten duyururken, diğer modatv ve gazeteler kilisenin örgütün toplantı mekânı olduğu yazıldı. Patrikhane, 1921’de Ulusal Bağımsızlık Mücadelesini destekleyen, sonra adını Zeki Erenerol olarak değiştiren, Pavlos Karahisarithis tarafından Kayseri’de kurulmuştur. Bana da günaydın diyebilirsiniz. Çünkü Sevgi hanımın akıbetini ben de öyküde geçen gazaplı Müslüman misali ‘biraz önce duydum’. Ancak eminim, medyanın nadiren üzerinde durduğu Sevgi hanımın “meselesini” çoğu kimse ya hiç duymadı ya da biraz önce duymuş olacak.

HAÇLI YERİNE FRENK

Mesihi toplumlara karşı derin bir şüphe ve önyargı enjekte eden bir kültüründen geliyoruz. Batı ve Türk toplumu “Haçlı” terimini tercih edip kullanırken, Suriye medreselerinde ısrarla “Haçlı” yerine “Frenk” tabiri kullanılır. Suriye, “Mesih ve Haç” sembollerin Batının zalimleri tarafından ticaret ve siyasete alet edildiği ve cinayet ve talanları için bir örtü görevini yerine getirdiğinin bilincindedir. Bugün Suriye toplumunun en az %15’ini teşkil eden Arap Mesihilerin, Büyük Suriye’nin Bizans istilasından kurtulduğu Yarmuk savaşında (Ağustos 636) Arap Müslümanları ile aynı cephede mücadele ettiğini bilir. Batı Frenk istilaları döneminde Doğu Mesihilerin ağır bir bedel ödediklerinin idraki içindedir.        Ancak Türkiye’nin ezici çoğunluğu, istisnalar kaideyi bozmaz misali, Cüneyt Abinin cani, tecavüzcü ve harami IŞİD’çi Frenk (Haçlı) askerlerine karşı kahramanlık destanı yazan filmleri ile büyüdü.

PEYGAMBERE KUMPAS KURANLAR

“Haç” Hz. Mesihin mazlum ve yoksul halk uğruna can verdiği darağacı olmak yerine, dönemin IŞİDçileri Vatikan ve Batı Krallıkların şahsiyetlerinde tecelli bulan bir cinayet ve talan sembolü olmuştur. Sömürge devletlerin feleğinde çalışan misyonerlik faaliyetleri Mesihilere karşı korku ve şüphelerimizin haklı olarak artmasını sağlamıştır. Nasıl ki, Musevilik ve Mesihilik dini-dar ve menfaatperestlerin elinde bir zulüm ve adaletsizlik sultasına dönüştüyse, Peygamberlere kumpas kuranların torunları bugünde İslam adına cinayet ve talan yayan katiller sürüsüne dönüşmüşledir. Bu zihniyetleri besleyen kaynak, Maraş’ta Alevidir diye kadın, çocuk kesenler, Komünisttir diye ülkenin en değerli sanatçılarını canlı canlı Sivas Madımak otelinde yakanlar, Misyonerlik yapıyor diye Malatya Zirve yayınevinde Hristiyan çocukların boğazını kesenler, Berkinleri, Ali İsmaillere ağzı salyalı kuduz köpekler misali saldıranlar, Hz. Muhammed ve Ehli Beyti dostlarına her daim iftira atıp katli vaciptir diyenlerdir. 

Müslümanların barış ve adalet sembolü Peygamberi Hz. İsa’nın doğum gününü kutladığımız günlerdeyiz. Bütün Peygamberleri eşit derecede seven ve sayan, Kuran emrine binaen aralarında ayırım yapmayan bir inancın ferdi olarak tüm Musevi, Mesihi ve Müslüman toplumların bu kıymetli ve güzel bayramlarını kutluyoruz.