20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Birisi Erdoğan’a İsmet Paşa’nın bu bayrak hikayesini okusun

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletimizin kurucularından İsmet İnönü’yü bayrak üstünden gayri milli ilan etti. Etti de acaba kendisi onun gibi Yemen cephesinde düşmanla mı savaştı? Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi Komutanı mı oldu? Yoksa dönemin PKK elebaşısı sayılabilecek hain Şeyh Sait’in isyanını mı bastırdı?
Bunları geçelim de 10 Mayıs 1923 tarihine gidelim.
İsmet Paşa, Lozan Antlaşması çalışmaları için İsviçre’nin Lozan kentindedir. Ermeni suikastçıların onu öldüreceği yönünde bir haber alınmıştır. Lozan Polis Müdürü, İsmet Paşa’ya bu durumu açıklar ve der ki:
-Sayın İnönü, sizi koruyabilmemiz için arabanızda takılı olan Türk bayrağını indirmenizi istiyoruz.
İsmet Paşa’nın buna cevabı pek anlamlıdır:
-O bayrak inmez. Ben vurulursam başka bir Türk diplomatı gelir, oda vurulursa başka birisi gelir ama o bayrak asla inmez.
Ve İsmet Paşa, aracının önündeki Türk bayrağını indirtmez.
Daha önce üstad Melih Aşık’ın yazdığı bu tarihsel olayın kaynağı Bilal N. Şimşir’in Bizim Diplomatlar adlı kitabıdır. İşin ayrıntısını merak edenler oradan da okuyabilirler. En başta da AKP ideologları...
AKP’NİN MHP BÜROSU COŞTU BİR KERE!
MHP! AKP’nin Ankara Balgat’taki propaganda bürosu gibi... Başındaki Devlet Bahçeli, benim de aralarında bulunduğum McKinsey karşıtlarına yine saldırmış. Salı toplantısında dediklerine bakın: “Bire zır cahiller! Mckinsey birçok ülkede danışmanlık veren bir şirkettir. İrade olduktan sonra ister uygular, isterseniz teşekkür eder geri gönderirsiniz. McKinsey’e IMF, kozmik oda demek cahillik değil, ümmiliktir.”
Erdoğan’ın gözüne girmek için ondan önce McKinsey’ci olan ama taca atılan Bay Bahçeli’ye hatırlatıyorum: McKinsey’i savunmak ümmilik bile değldir, Amerikanperestliktir, Amerikanperestlik!...
İnşallah, bunu yazdım diye dilimi koparttırıp elimi kırdırmazsın...
SERBEST PİYASANIN ALLAHI YOKTUR
Vallahi şu damat Berat’a acıyorum. Ekonomideki derin çöküşü önlesin diye onu kurtların önüne attılar. Berat Bey de bu bunalımı yaratan düzenden çözüm üreteceğini sanıyor.
Önce, Yeni Ekonomi Programı açıkladı, boşa gitti. Şimdi de enflasyonla mücadele işini başlattı ama söylemeden o da fos diye söndü.
Hatırlatalım ki alkışçı işadamlarının ve Berat Bey’in savunduğu bu serbest piyasa düzeninin Allah’ı yoktur. Vatanı ve milleti hiç yoktur. Onlar, fırsatı bulur bulmaz zam yapar, soyup soğana çevirmek isterler milleti.
İçinde halkın olmadığı hiçbir program tutmaz Berat bey!
Sana tavsiyem çevrendeki bu cafcaflı danışmanları çöpe süpürüp yerlerine Doğu Perinçek gibi yeni ve gerçekçi öneriler getiren, sana üretim ekonomisini anlatabilecek isimleri getirmendir.
Ama biliyorum ki bizdeki dinci siyasetçilerin kıblesi Washington’dır. Oradan verilen işaretlere aykırı hiçbir şey yapamazlar ve bu yüzden de krizi çözemezler.
DANIŞMANLAR DEVLETİ
Bay Bahçeli’nin desteğiyle kurulan yeni sistemde devlet tamamen özelleştirildi. Parlamento süs çiçeği durumuna indirildi. Başkan Erdoğan aklına ne eserse onu yapıyor ve geleneksel devleti paramparça ediyor.
Bu yüzden bol bol danışmanlar atıyor, yeni yeni kurullar oluşturuyor; buralara da kendi adamlarını dolduruyor. Eskisinden daha hantal, daha pahalı hizmet üreten bir yapay devlet kuruluyor.
Sayın Erdoğan’ın kritik kurullara atadığı veya danışman yaptığı isimlere bir bakın... İçlerinde bir tane bile “Ben Türk’üm!” diyebilecek adam yok.
Tümü AKP’li...
Tümünün bir biçimde ABD ile iş bağı veya gönül bağı var.
Sayın Erdoğan yanına yurtsever ve cumhuriyetçi kesimlerden kimseyi almıyor. Sancılı Alevi toplumunu yine yok sayıyor. Örneğin Prof. İzzettin Doğan’ın düşüncelerine nedense başvurmuyor.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir siyasetçinin halkın yüzde 50’sinden fazlasını yok sayması; korkarım ki başımıza ileride daha büyük belalar açacaktır.
TEŞEKKÜRLER DANIŞTAY
3 Ekim tarihli yazımızda, Danıştay salonuna Padişah Abdülmecit’in resminin asıldığını vurgulamış, “Orada niye Atatürk yok?” diye sormuştuk.
Danıştay’dan Genel Sekreter ve Danıştay Üyesi Sayın Abdurrahman Gençbay imzasıyla bir açıklama geldi. Açıklamada geçen şu cümle gönlümüzü fethetmeye yetti: “Danıştay tarafından yıllardır olduğu gibi bugün de Cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, hak ettiği değer verilmek suretiyle, kendisine başta gönüllerde yer verilmekle birlikte tüm salonlarımızda da asil bir portresine yer verilmektedir.”
Açıklamada ayrıca bizim Danıştay salonunda sandığımız o resmin Danıştay’ın herhangi bir yeri ile ilgili olmadığı da açıklandı.
Bu çok önemli kurumumuzun bu duyarlı açıklaması için teşekkürü bir borç biliyoruz ve hatamızı da böylece düzeltmiş oluyoruz.