19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Biz 'millici' bekledik, 'andımızı' bile okumamış 'dinci' çıkardılar

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

CHP ve MHP liderleri, çocukluğu ve öğrencilik yaşamı boyunca Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözleri ile biten 'Andımızı' bir kez bile okumamış, siyasal İslamcı bir ismi ortak-çatı adayları olarak açıkladılar. Türke ve Atatürk'e dair her konuda olduğu gibi "Andımızı" da yasakladığı için "çatı adayımız", belki de bu nedenle laiklik karşıtı iktidara müteşekkir olmalıdır.

Geçmişte yazdığım ve korktuğum başımıza geldi maalesef. 1 Mayıs 2014 tarihli yazımda "İki kötüye mahkum olmayacağız" başlığı altında böyle bir olasılığa karşı tavır alıp, uyarmaya çalışmıştım.

Şimdi, tabloya bakalım, böyle bir adaydan kimler memnun; IMF VE ABD'nin has elemanı K.Derviş ve müritleri pek bir memnun. Öyle ya "büyük" sosyal demokrat K. Derviş kendisinin "siyasal İslamcı" bir versiyonundan elbette memnun olacak. M. Altan'dan C. Çandar'a kadar bilumum dönek solcu, Sorosçu, Tesev'ci zevkten adeta dört köşe olmuşlar. Kambersiz düğün olmaz derler. Cemaat görünümlü F-tipi örgüt de mutluluktan uçuyor. Geçmişin kartel medyasındaki sahibinin sesi olan yazar ve konuşurlara bakınca, çıkarı ve menfaatleri dışında hiçbir milli ve etik kaygısı bulunmayan, malum bazı holding ve medya patronlarının da bu gayrı-milli tezgahtan çok umutlu oldukları açıkça görülüyor.

Öte yandan, ben yazıp-konuşmaktan usandım. Ama hala bu işin sağ-sol meselesi olmadığını, milli-gayrı milli mücadelesi olduğunu, soğuk savaşta takılıp kalmış bazı zihniyetlere anlatamadım.

SAĞ-SOL DEĞİL, MİLLİ-GAYRI MİLLİ MÜCADELESİ

Adayın "sağcı" olduğunu iddia edenler genelleme yaparak bilerek ya da bilmeyerek emperyalizmin tam da istediği kamplaşmayı körüklemeye çalışıyorlar. Onlara göre mesela "K. Derviş ya da C. Çandar" gibiler, 'cici' birer solcu veya sosyal demokrat. Ama bölünme anayasasına karşı mücadele veren, Silivri'de Hasdal'da hukuksuzluğa karşı dimdik duran ve milli-laik Cumhuriyeti savunan Sn. Hüsamettin Cindoruk ve arkadaşları kötü birer sağcı!

Lafı uzatmayalım. Çözüm 3'üncü, millici-yurtsever yeni bir adayın çıkarılabilmesinde. Atatürk'te Birleşenlerin sağ- sol demeden demokratik bir Kuvayı Milliye ruhuyla ve gönül rahatlığıyla oy ve destek verebilecekleri yeni bir adayı ortaya çıkarabilmekte.

CHP'de bazılarını şahsen, bazılarını da ailece tanıyıp sevdiğim ve takdir ettiğim çok sayıda milletvekili arkadaşımız var. Önce vatan ve Cumhuriyet diyebilecek, kafasını kuma gömmeden bir daha mebus olur muyum umuduyla milli devletimizin dinci ve bölünmüş bir hale dönüşmesine izin vermeyecek, parti disiplini adına ABD disiplinine girmeyecek, sözde değil özde vatansever ve yürekli, 20 milletvekili arıyoruz. Bunların büyük bir bölümünün bu şartlar altında susarak bu gidişata onay vermenin kendileri için bir zul olacağının idrakinde olduğunu da biliyoruz. Öyle bildiri-deklarasyon yayınlayarak, yalandan itiraz eder gibi yapmak, kimseyi tatmin etmez, hiçbir şeyi de çözmez. Olsa olsa böyle bildiri yayınlayıp ardından geriye çekilenlerin bir daha mebus yapılma ihtimali iyici azalır ya da yok olur. Yani ne İsa'ya ne de, Musa'ya yaranabilirler. Bu büyük ve onurlu milleti "el-ezherciyle imam-hatipli" arasında bir seçim yapma açmazından kurtarmak kendi ellerinde. Onları bu tarihi kavşakta göreve ve sorumluluğa davet ediyorum. Üçüncü bir adaya (sağcı ya da solcu veya dinci değil), Atatürkçü, milli duruşu olan, ulusal çıkarlardan yana bir adaya bu milletin gönülden ve coşkuyla büyük destek ve oy vereceğine kuvvetle inanıyorum.

Aksi takdirde laik, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, millici, demokrat ve yurtsever insanları bu "kırk katır mı, kırk satır mı" ikileminde oy vermeye, kimse ikna edemez ve zorlayamaz.