23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bize bunu yaşatanlar utansın

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Tarih Temmuz 2000. Burdur’da askerim. Burdur’un et tavası ile meşhur en büyük lokantasına gitmek için bize hovardaca verilen çarşı iznini iple çekerdik. Lezzetli, bol kepçe ve gayet uygun fiyatla servis edilen tavasına rağbet büyüktü.
Bir gün lokantanın ana kapısında nöbet tutan usta askerler tarafından içeriye girmemiz men edildi: “Kesin talimat var asker buraya giremez” dediler. O gün birçok yere askerin girmesi yasaklanmıştı. Haliyle konuyla yakinen ilgilendim. Asker, Türkiye genelinde, cemaatlere ama özellikle Fetullahçılara karşı topyekûn bir mücadele başlatmıştı. Bedelli askerlik için Dünyanın her yerinden “asker” vardı. Özellikle cemaatin okullarında görevli olanlar Alayın istihbarat şubesine götürülüyor ve sorguya çekiliyordu.

‘ASALAKLARIN İSTİLASI’
Asker, Fetullahçı zihniyeti ve varlığını Türkiye Cumhuriyeti’nin zihniyeti ve varlığına ciddi bir tehdit ve tehlike olarak telakki etmişti. Askerin bu kararı dönemin hükümetini de, sivilleri de etkilemişti. O dönem Irak için planlanan ABD işgali için Türkiye bu askerlerin varlığı altında kullanılamazdı. Suriye bölünemezdi. İran ve Rusya ile düşman olunamazdı. En önemlisi de Türkiye Cumhuriyeti dönüştürülemezdi. İşte Türkiye’yi bu askerlerden “arındırma” süreci tam da bu dönemde karara bağlandı. Dünya bir gemi ve bu geminin dümenindeki kaptanı ABD’ diyen Mehdiye biat edenler baş tacı edildi. Dini-darlar, solaklar, bölücüler, liboşlar, yiyici akil ve asalak takım piyasayı istila etti.
15 Temmuz akşamı vahşi ve sinsi bir saldırıya maruz kaldık. Saldırıyı planlayanların kimlikleri, bağlantıları, itimat ettikleri çevreler arkalarındaki gücü deşifre ediyor. Fetö terör örgütü şüphesiz sadece AKP sultası döneminden beslenmedi. Her ne kadar en çok AKP sultası altında istedikleri her şeyi almış olsalar da filhakika Türkiye’nin muhtelif iktidarları sayesinde onlarca yıldır ülkenin kanını emen yalan ve talan makinesi oldu.
Komşularla sıfır sorun sırf soruna dönüştü. Vücudu yok eden kanser virüsü misali ülkeyi sarmaladı. Rus uçağını düşürdü. Savaş çığırtkanlığı yaptı. En nihayet Suriye’de duvara tosladı. Başarısızlığın, hezimetin, kaçakçılığın, katliamların, göçün, terörün, toplumsal huzursuzluğun faturasını, Menderes’e yaptıkları gibi, sadece Erdoğan’a kesmek istedi. Yılacak, direnmeyecek, biat edecek ve teslim olacak diye beklediler. Bir zamanlar övgüleriyle yücelttikleri Erdoğan’ın ABD, Batı ve şürekâsının onu bugün yok etmek istediği aşikar. Erdoğan, giderse çok şey kaybedeceğini biliyor. Bu sebeple varlığını, sultasını canhıraş savunuyor. Ölümüne de savunacak.
Bu yolda beraber yürümüşlerdi, BOP eşbaşkanıydı, bunların palazlanmasına kendisi sebep oldu, Suriye’nin halinden kendisi sorumlu, Türkiye Cumhuriyetinin temellerine dinamit koydu, ülkeyi dini-dar İhvan zihniyeti ile idare etmek istiyor, kestiğim kestik astığım astık anlayışıyla tek ve mutlak hâkimiyet istiyor söylemi, Hz. Ali’nin hak sözüyle, haklı kelamdır ama bununla batıl (haksızlık) amaçlar.

HALEN TEYAKKUZDAYIZ
Biz bu eleştirileri yaparken onlar, Erdoğan askeri vesayeti yok ediyor, Kürt meselesini çözüyor, ülkeye demokrasi ve refah getiriyor demekten utanmadı yorulmadı. Şimdi mehdilerine ve efendilerine çomak sokan Erdoğan’ı yerden yere vuruyor. Biz halen teyakkuzdayız. Sinekten, arıya da boyasanız, bal alamaz, dini-dar zihniyetten demokrasi çıkaramazsınız diyoruz. 15 Temmuz terör saldırısını kendi bencil çıkarları için istismar etmek isteyenleri uyarıyoruz.

TARİHİ AN FIRSATTIR
15 Temmuz vakıasına kadar kalemi, parası, duası ve niyetiyle 15 Temmuz terörünü yapanlardan medet uman, efendilerine bel bağlayan Türkiye’nin yüzkarası siyasetçisi, gazetecisi ve bilumum kravatlı, şalvarlı takımın hukuk önünde hesap vermesi gerekir diyoruz. Bu tarihi anı Türkiye, bölge ve dünya için, ülkemizin toplumsal huzuru için, demokratik, hukuk ve laik düzenini restore etmek için bir fırsat olarak görüyoruz.
Özellikle CHP’nin duyarlı ve sorumlu tavrını selamlıyoruz. Birliğimiz, dirliğimiz ve kardeşliğimiz için başta Vatan Partisi, CHP ve parlamento dışındaki yurtsever kuvvetler ortak hareket etmelidir diyoruz. Duyarlı ve sorumlu AKP, MHP, HDP taraftarı kardeşlerimizin duyarlı ve sorumlu söylem ve eylemlerine el uzatmalıyız.
Yaşadıklarımız bir tiyatrodan ibaret değil. Erdoğan üzerinden Türkiye hedefte. Küba lideri Castro’nun meşhur deyimiyle Emperyalizm gülüyorsa ağlar ağlıyorsa güleriz. Emperyalizm ve yavruları 15 Temmuz hezimeti için ağlıyor.