29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bogos ile Şerif Doğu’ya karşı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

Batılılar, dinciliği terk ederek, akla dayalı bilimsel eğitimi öne çıkartarak, uygarlık yarışında öne geçtiler. Bu uygarlığı da teknolojiye çevirdiler. O teknolojiyi kullanarak savaşlarda üstün oldular. Ve böylece dünyayı kendileri için bir sömürge alanına çevirdiler. 18. yüzyılın ortalarından itibaren artık Doğu dünyası, Batı’nın sömürgesi haline gelmişti. İslam dini, Hıristiyanlık tarafından yenilmişti. Yine Hıristiyanlık Uzakdoğu dinlerini (Budizmi-Hinduizmi) de yere sermişti. Yenilen dinler değil, aslında o dinlerin mensuplarıydı... Lakin, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının ana sebebi Haçlı orduları değil; kendi içindeki derin çelişkilerdi. İktidarı elinde tutan hanedan (Osmanoğulları) ile onu kuşatan bürokrasi, toplumu dini kullanarak yönetmek gibi yıkıcı bir yolu tercih etmişti. Osmanlı yönetimi, daha Kanuni Sultan Süleyman zamanında okullardan akılcı ilimleri (kimya, tıp, fizik, coğrafya, matematik) atmış, yerine din ezberlerini (fıkıh, hadis, kelam, tefsir) koyarak uçuruma doğru bir yürüyüş başlatmışlardı. (1538 tarihli bu kararla ilgili ayrıntıları OSMANLI’DA KARŞI DÜŞÜNCE VE İDAM EDİLENLER isimli kitabımızda bulabilirsiniz.)15. yüzyılda top yapan, tüfek yapan Osmanlı, sonraki yüzyıllarda bu teknolojiden faydalanamaz hale gelmişti. Ve elbette çökmüştü.
İŞBİRLİKÇİLERÇöken Osmanlı devleti bir zamanlar 10 milyon kilometrekareden daha büyük bir alana hükmederken, 1920’de Anadolu’nun ortalarında 5 vilayetle sınırlı bir yere hapsedilmek istenmişti. Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan emperyalist devletler, 1919’da Paris’te toplanmışlar, Barış Konferansı adını verdikleri bu yağma toplantısında, Anadolu’nun bile Türklerden alınıp parçalanmasının planlarını yapıyorlardı. İşte Paris emperyalistler toplantısına 20 Kasım 1919 tarihli bir mektup sunuldu. Mektubun altında “Bogos Nubar” ile “Şerif Paşa” imzaları vardı.Bogos Nubar, Türk topraklarında Ermenistan devleti kurmak isteyen kesimin temsilcisiydi. Şerif Paşa da Doğu Anadolu’da Kürdistan isimli bir devlet yaratmaya çalışan bölücü Kürtleri temsil ediyordu. Bunlar, mektuplarında “... iki ulusun da aynı arî (Aryen) kavimden ve çıkarlarının da aynı olduğunu ve aynı amacı, yani kendi bağımsızlıklarının amacını güttüklerini belirtmekten şeref duyarız” diye yazıyorlardı. (Ayrıntılar için DERSİM İSYANLARI VE SEYİT RIZA GERÇEĞİ isimli çalışmamızın Ermeni-Kürt İşbirliği bölümüne bakınız.)“1915’te hepsi öldürüldü!” denilen Ermenilerin 1919’da Giresun’dan güneye uzanan hat boyunca devlet kurma projesini hangi nüfus ile gerçekleştirecekleri sorusunun cevabına hiç girmeyelim. Lakin o zamanın Kürtçü ve Ermenici kesiminin kendilerini arî ırktan, yani Avrupa ırkından gösterdikleri ve Naziler gibi ırkçılık yaptıkları bu resmi mektupta yer almaktadır. Bunlar Türkleri “Turanî” ırk göstererek aşağılıyorlardı.
PERİNÇEK’E ÖFKELİLER1919/20’de Türkleri aşağı ırk gösteren faşist zihniyet 2015 Avrupası’nda yaşamaya devam ediyor. Daha da önemlisi, tıpkı Sevr’de olduğu üzere Avrupa’da tam bir Kürtçü-Ermenici işbirliği var. Osmanlı devletine karşı yürüttükleri yıkıcı kampanyayı şimdi Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı sürdürüyorlar.Bunların ilk hedefinde de Doğu Perinçek var. Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı yalanını hukuk açısından çökerten Doğu Perinçek’e demediklerini bırakmıyorlar. Çünkü, sadece Avrupa’da değil bütün dünyada yürütülen bu kirli kampanya derin bir yara aldı. Ermeniler üstünden Türkiye’yi psikolojik olarak diz çökertmeye uğraşan PKK’lılar daha da kızgınlar... Çünkü, Türkiye’nin pasif politikacılarına, çıkarcı partilerine bir biçimde üstünlük sağlamışlardı. Ama bir adam çıktı, bunların planlarını yıktı.
İÇ DESTEKÇİLERErmeniler ve Kürt ırkçılarının Avrupa’da yürüttükleri Perinçek karşıtı politika, özü itibariyle Türkiye’yi parçalayacak bir politika. Ama bunlar yalnız değiller. Türkiye’nin içinde de nice Bogos ve nice Şerif var. Bunların çoğu da sıkı Müslüman gözüken tipler.Doğu Perinçek’in AİHM’de Türkiye ve Türk milleti adına elde ettiği zaferi kimler görmezden geldiler ise bunlar yeni Bogos’lardır.Sayalım mı?- AKP’ye hizmet eden Havuz Medyası, Perinçek’i yok sayarak Türkiye’yi yok saydı ve dolayısıyla da Ermeni iddialarına arka çıkarak milletimizi soykırımcı sınıfına sokmuş oldu.- Yine Amerikancı örgüt Fethullahçılar, bu AİHM kararını yok sayarak yerlerini açığa çıkardılar.- Liberal geçinen Amerikan ajanı sözde aydınlar-akademisyenler de bu kararı görmezden gelerek bölücülerle aynı safta olduklarını bir kez daha ortaya koydular.***Bu millet nasıl ki “arî ırk”tan 1920 faşistlerini yendi ise 2015 faşistlerini de yenecektir.Türklerin yarıya yakını olanın bitenin farkında olmasa bile, uyananlar yetecektir.İlk darbeyi de Doğu’dan almışlardır.