25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Borçlanma ekonomisiyle nereye kadar?

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye borçlanma ekonomisi ile son 12 yıldır ekonomide büyük canlılık yarattı. Bireyler kredi alarak tüketmeye başladı. Özel sektör borçlandı; başta inşaat olmak üzere, rant yaratan sektörlere girdi. Devlet vatandaşından borç aldı. İşletmeler borcu işletme sermayesi haline getirdi. ‘Borç al, borç öde’ bitmeyen senfoni haline geldi.

KAMU NAKİT DURUMUMUZ

Ocak-Kasım 2014 itibariyle 11 ayda kamu nakit havuzuna 378,4 milyar TL para girmiş.

396.4 milyar TL çıkmış. Nakit giderler içinde 46.8 milyar TL faiz ödemesi yapmışız.

7.5 milyar TL özelleştirme geliri elde edince 10.8 milyar TL açık vermişiz. Bunu gidermek için vadesindeki borçları ödemiş ve üstüne borç almışız. Aldığımız yeni iç ve dış borç 14.9 milyar TL olmuş. TMSF’den para aktarılmış, garantili borçlardan dönüş olmuş, bankalar ve kasamızda 5.7 milyar TL eksik bakiyemiz varmış ve böylece bu 10.8 milyar lirayı bulmuşuz. Yani net borçlanma yaparak açığı kapatmışız. Bildiğiniz gibi nakit gerçekleşmelerini Hazine takip ediyor.

GELELİM DIŞ BORÇLARA

2014 ikinci çeyrek itibariyle 401.7 milyar dolar kısa ve uzun vadeli brüt dış borcumuz var. Bir de net dış borç stokundan söz edilir. Şöyle hesaplanıyor: Türkiye’nin brüt dış stokundan Merkez Bankası’nın borcuyla bankacılık kesimin borcu düşülüyor.

Bu rakam 232.5 milyar dolar. Bundan parasal sektörün net dış varlıkları düşülüyor ve net dış borç stokuna ulaşılıyor. Dış varlıklar eksi olduğundan net dış borç stokumuz 237.8 milyar dolar. Ama vatandaşın ilgileneceği rakam, brüt dış borç rakamı. O da 401.7 milyar dolar.

DIŞ BORÇLARIN ÖDEME VADESİ

01.08.2014 tarihinden itibaren ödeme vadesi 2019+ yıllara kadar gidiyor. Biz 2014 ve 2015’te ödenecek brüt dış borçlara bakalım...

Kamu 2014’de 6 milyar dolar, 2015’te 15.7 milyar toplam 21.7 milyar dolar dış borç ödeyecek. Özel sektör ise 2014’te 40.5 milyar dolar, 2015’te 47.9 milyar dolar olmak üzere, toplam 88.3 milyar dolar dış borç ödeyecek.

İÇ BORÇ

Merkezi yönetimin iç borç stoku Ekim 2014 itibariyle 411 milyar TL. Dış borç stoku 188.6 milyar TL eklenince toplam borç stoku olan 599.7 milyar lira rakamına ulaşıyoruz. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 575 milyar lira idi.

İÇ BORCU NASIL ÖDÜYORUZ?

Yeni borç alarak, özelleştirme gelirleri, TMSF’den aktarmalar, vergi aflarından gelen paralar ve bütçe gelirleriyle ödüyoruz. İç borçları yurt içinde gezinen liralarla kapatmak mümkün. Ali-Veli hesabı; benden sana, senden devlete...

DIŞ BORÇLARIN KAYNAĞI

Dış borcun kaynağı; dış borçlanma, ülkemize yatırım için gelen yabancı sermaye, sıcak para, net hata noksan dediğimiz kaynağı belirsiz paralar ve ihracat ciromuz. İhracat geliri demiyoruz; çünkü hep dış ticaret açığı verdiğimiz için ihracat bedellerini kredi gibi kullanıyoruz. Dış borçlarda kaynaklar bulundukça sorun çıkmaz. 12 yıldır oluk oluk sıcak para geldiği için dış borç ödeme sorunu yaşamadık. IMF’ye borcumuzu böyle bitirip efelendik!

CARİ AÇIĞIN FİNANSMANI

Dış borç yanında dış gelirlerimizle dış ödemelerimiz arasında devamlı açık verdiğimiz için döviz açığımız sürekli var. Bunun çevrilebilir olması halinde sorun hissedilmez. Cari açığı Merkez Bankası net rezervleriyle dış borç alarak finanse ederiz.

Ülkemizin bugün ve gelecekteki sorunu döviz kazancı elde edip etmeyeceğidir. Bu da üretim ekonomisi ve katma değer yaratmayı zorunlu kılıyor. Üretim ekonomisi ile katma değer yaratacağız. Bu katma değer bize döviz kazancı sağlayacak ve dış borçlardan egemenliğinden kurtulacağız. Başka çözüm yok!..