18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Böyle bir rezillik bedevi Araplarda bile olmaz!

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

55 koruma polisi...

45 personel...

Ve 18 araç emekli Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e tahsis edilmiş.

Abdullah Gül gibi emekli olan eski Cumhurbaşkanlarımız bağlamında var olan rakamlar şöyledir:

Kenan Evren’e araç tahsisi yok, toplam olarak 5 personel verilmiş.

Süleyman Demirel’e araç tahsisi yok, ona da sadece 6 personel verilmiş.

Ahmet Necdet Sezer’e 2 araç 16 personel var. Ve şimdi soralım:

Abdullah Gül’e o kadar çok koruma polisi ve personel neden?

18 araç tahsisinin dünyada başka bir örneği var mı? Evet Amerikan İmparatorluğunun eski Başkanları olan Bush ile Clinton’a bile böylesi bir tahsis söz konusu değil.

Söyleyin Abdullah Gül, Clinton’dan, Bush’dan ya da Demirel’den daha mı önemlidir ki emrine araç filoları ve personel ordusu veriliyor? ABD’yi bırakın, Patagonya ve hatta bedevi kabile devletlerinde bile böyle bir rezilliğe tanık olamazsınız?

Ve heyhat bu Abdullah Gül, Dersimli Kemal ve MHP Müdürünün Cumhurbaşkanı adayı idi!

Yorum sizin!

MİLYAR DOLARLIK KUPON!

Kıyametin kopması gerekirken yapılan malum densizlik iktidar korkusundan doğru dürüst haber bile olmadı.

Dahası, CHP ile MHP bile zerre umursamadı.

Evet İstanbul Etiler’deki kupon arazi faciasından söz ediyorum.

Türkiye’de iç savaşa yelken açıldığı bir günde, Fatih’in İstanbul kuşatması esnasında Bizans Kilisesinin meleklerin cinsiyetini tartışması misali bizim Bakanlar Kurulumuzun gündeminde bu konu vardı. Yok söylemek istediğimiz Bakanlar Kurulumuz Bizans Kilisesi ile aynı pozisyona düştü demek değil zira Bizanslı papazlar en azından rantın peşinde değildi.

Sadece bu olay bile Türkiye’nin nasıl ve hangi kadrolar tarafından yönetildiğini ortaya koymuyor mu?

Savaş ortamında bile Kabinenin gündemi kupon arazi ise vay bu ülkenin haline!

MİLLİYETÇİ OLAN TGB Mİ, ÜLKÜ OCAKLARI MI?

Türk Bayrağına ülkeyi yöneten siyasi irade sahiplenmedi.

Öyle ki bir ara bayrak ile sokağa çıkmak, maça gitmek suç sayıldı ve devletin kurumlarından TC’ler kaldırıldı.

Maalesef TSK bile Kışla’sından bayrağın indirilmesine sessiz kaldı.

CHP ile MHP zerre umursamadı zira her gün bayrağımız yakılırken akıllarına bayrağa saygı mitingini yapmak bile gelmedi.

Kendilerini Türkçü ve Milli Gençlik diye tanımlayan Ülkü Ocakları bile Bahçeli’ye teslim olarak bayrağımıza yapılan hakareti sineye çekti.

Evet tepki göstermesi gerekenlerin tamamı ama bilinçli ama bilinçsiz susarken Türkiye Gençlik Birliği sahaya indi ve al bayrağı sırtladı.

Söyleyin kimdir milliyetçi, kimdir vatansever?

YARGIDAKİ HAŞHAŞİLER DEF EDİLMELİ!

HSYK seçimleri sonuçlandı.

Tablo net, yargıdaki F Tipi örgüte karşı bir kenetlenme oldu ki YARSAV üyelerinin bile Yargıda Birlik Platformuna oy verdikleri ortadadır.

Yapılması gereken behemehal Adalet Bakanlığımızın bünyesini kanser misali saran haşhaşilerin meslekten derhal men edilmesidir.

Eğer bu yapılmayıp operasyon sadece tayin ve terfilerle geçiştirilir ise böyle bir şey adalet kavramına ihanet olacak zira bize göre IŞİD’lilerden farkı olmayan o mürit güruh Adalet Bakanlığında var olduğu süre içinde sadece hukuk değil aynı zamanda ülke rehin konumunda olacaktır.

Endişem iktidarın sadece 17 Aralık operasyonunda yer alanların üzerine gideceği ve geride kalanları pas geçeceğidir.

Dilerim yanılırım.

ABD, KÜRT ORDUSU KURACAK!

ABD bastırıyor:

-Suriye rejimi muhalifleri Türkiye’de eğitilsin!

Peki kimlerin eğitimi mi amaçlanıyor?

Herhalde IŞİD yada El Nusra benzeri unsurların değil!

Kastedilen PKK’nın Suriye örgütü olan PYD mensuplarıdır. Böyle bir teklifi kabul etmek Türkiye açısından intihar olur çünkü:

Birinci husus bunlar aslında Esad’ı karşı eğitilmeyecek, Büyük Kürdistan’ın askeri çekirdek kadrosu olacak zira son hadiselerle kanıtlandığı gibi Peşmerge ile PKK aslında balon. Dolayısı ile ABD’nin amacı Profesyonel Kürt ordusunun temelini atmak.

İkinci boyut böyle bir teşebbüs sınır güvenliğimizi daha uzun yıllar tehdit edecek ve bölge bataklık kimliğini muhafaza edecek. Oysa yapılması gereken şey Beşar Esad ile mutlaka ve derhal barıştır.