Bu aşağılanma ve rezaleti nasıl sindiriyorsunuz?

Yazımın başlığındaki soru, iktidar ve bölücü HDP/BDP dışında kalan herkese. Atatürk Cumhuriyetinin onurlu ve eşit bir yurttaşıyım diyen, bu toprağın evlatları, vatansever insanlar, demokratlar, köken-mezhep ayırmadan Atatürk’ün kapsayıcı milliyetçilik anlayışında birleşenler, sözüm de sorum da sizlere!

Üniversiteler, sendikalar, meslek Kuruluşları, -kadını ile erkeği ile- öğretmeni, öğrencisi, işçisi, esnafı, memuru, emeklisi, çiftçisi, doktoru, mühendisi, işadamı, sözüm de, sorum da sizlere. Bu büyük ulusun böylesine aşağılanmasını, değerlerinin ayaklar altına alınmasını, bayrağının yırtılmasını, okullarının yakılmasını, Mehmetçiğinin taşlanmasını, nasıl sessiz-tepkisiz- itirazsız seyrediyor, susuyor ve boş boş bakıyorsunuz?

Bu denli aşağılanmayı, hakareti, rezaleti, küstahlığı ve meydan okunmayı nasıl olup da içinize sindirip, başınızı öne eğebiliyorsunuz? Hazine yardımı alan partilerinde dokunulmazlık zırhına bürünen,liderlerin emir eri olmaktan öte gidemeyen, sözde muhalefetin mebusları, ettiğiniz yemine karşı yapılan bu saldırılardan yüzünüz hiç mi kızarmıyor? Yargı ve TSK başta olmak üzere tüm anayasal kurumlar neredesiniz, niye kafanızı kuma gömüyorsunuz?

Yapacağınız hiçbir şey, söyleyebilecek tek bir lafınız yok mu? Dilinizi mi yuttunuz? Benim sorum da çağrım da sizlere!

SORUM DA ÇAĞRIM DA SİZLERE!

ABD’nin işbirlikçisi olan, etki ajanlığı yapanlarla, yobaz -gericiler ve bölücü- kürtçülerin oluşturduğu şer cephesinin, bebelere türban giydirip, Mehmetçiği taşlamasına, Atamızın heykelini yakmasına, trene bakar gibi bakanlar, sözüm de sorum da sizlere!

Milliciler, yurtseverler, demokratlar “ne mutlu Türküm diyene” anlayışı ile sağ-sol demeden Atatürk’te Birleşenler, gelin bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Mitingler yapalım, ayağa kalkalım. Meşruiyet içinde ayağa kalkalım. Mehmetçiğe taş atana karşılık, biz ona sahip çıkalım, çiçek uzatalım.

Bu ihanete, bu rezalete, bu işbirlikçiliğe, bu bölücülüğe karşı, göğsümüzü siper edelim. Bu hayasızca akını durduralım. Bağımsızlık bizim karakterimizdir. Milli devletimize, Atamıza, Türkçemize ve ulusal çıkarlarımıza sahip çıkmazsak, onurumuzu, özgürlüğümüzü, insanlığımızı kaybetmiş oluruz.

Ben bir kez daha tüm vatanseverleri, milletimizi, bölücü ve gerici olmayan muhalefet partilerini, sendikalarımızı, üniversiteleri, sivil toplum kuruluşlarını, bu gidişata karşı, -hukuk ve meşruiyet içinde- ayağa kalkmaya, demokratik itiraz ve tepkilerini göstererek, hem anavatanımıza, hem yavru vatanımıza sahip çıkmaya çağrıyorum.

Yarın hem çok güç ve hem de çok geç olabilir! Son söz, daha önce de yazdığım gibi, İstiklal Marşımızın yazarından;

“... Sahipsiz olan memleketin batması haktır,

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...

Uğraş ki, telafi edecek bunca zarar var! ...”