20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu kavga AKP-Cemaat kavgası mı?

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

17 Aralık’tan beri aynı kalıp: “AKP-Cemaat kavgası”! Ne yazık ki, Aydınlık ve Ulusal Kanal da her habere, “AKP-Cemaat kavgası” diye başlıyorlar. Çünkü ortalıkta yüzen gezen laf bu! Sistem, yaşananları böyle takdim ediyor.

Yolsuzluk var! Hemen “Cemaat-AKP kavgası” deniyor.

Gladyo yargıyı ele geçirmiş! Bu kez de “AKP-Cemaat kavgası”!

Peki millet nerede? Halk nerede?

Yolsuzluğa karşı savaşta halk yok mu?

Yolsuzluğa karşı savaş, Cemaatin meselesi mi?

F Gladyosuna karşı savaş, AKP’nin davası mı?

Sistemin dayattığı cepheleşme

Sistem bir senaryoyu, bir cepheleşmeyi dayatıyor:

Ya Cemaatin yanındasın, ya AKP’nin yanındasın!

Ya Tayyipçisin, ya Fethullahçısın!

Cumhurbaşkanı seçiminde ya Tayyipçisin, ya Abdullah Gülcüsün!

CHP ve MHP açıkça Fethullah kampına katıldılar. Çünkü Ricciardone’nin sofrasından yönetiliyorlar. Özellikle Kılıçdaroğlu!

Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve teferruatları artık Türkiye’yi yönetemez

Oysa ikisi birden gidiyor, kaç yıldır bunu vurguluyoruz.

Türkiye’yi bundan sonra ne Tayyip Erdoğan yönetebilir, ne de Abdullah Gül!

Türkiye’yi bundan sonra Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli de yönetemez. Çünkü Fethullah Cemaatinin teferruatı haline gelmişlerdir; Abdullah Gül’ün ortaklarıdır onlar.

CHP yönetimi, 24 Şubat 2014 günü AKP iktidarını “gayri meşru” ilan etti. Bu olay büyük soru işaretini önümüze getiriyor.

AKP, 2002 yılı Kasım ayında bir ABD darbesiyle iktidara geldi. CHP, bugüne kadar hep bu yasadışı yönetimin yasallığını savundu. Kılıçdaroğlu, AKP’nin kuyruğunda “Darbeciler temizlensin” operasyonuna katılarak, Cumhuriyetin yıkılması ve ülkenin bölünmesi sürecinde mayın temizleme görevi yaptı.

Şimdi birden “Hükümet yasadışı” ilan ediliyor. CHP, şu an hangi senaryoda görev yapıyor?

Bu yasadışı iktidarın yerine CHP, hangi hükümeti koyacak?

Arslanlı Yol’da değil, Mustafa Kemal’in askeri olmaktan nefret ediyor, Atatürk’te birleşmeyi reddetti, peki kimin hükümet senaryosuna eklemlendi? Ricciardone’nin mi?

Şu an, AKP-Cemaat kavgası senaryolarına maydanoz olmamak en temel meseledir.

Niçin ‘Gladyo var’ diye bağırmıyorlar?

İşçi Partisi’nin tarihsel görevi, milletin bağımsız gücünü oluşturmaktır.

CHP kuyrukçuluğu, F Gladyosunun peşine takılmaktır, dolayısıyla Atlantik senaryolarında rol üstlenmektir.

Bir daha yazıyoruz:

Hırsızlığa karşı mücadele, sistemin içindeki mücadeledir. Hırsızlık, her sistemde suçtur. Köleci sistemde, feodal sistemde de hırsızlık yasadışıdır. Roma’nın köleci sisteminde, Ortaçağın Şeriatçı devletlerinde de hırsızlık suçtur, hırsızın eli kesilir.

Gladyoya karşı mücadele ise, sistemin merkezine karşı mücadeledir. Sistemin Türkiye’deki hâkimiyet sistemini hedef alan mücadeledir. Bağımsızlık mücadelesi de bu cephededir.

Dikkat edilirse Atlantik’ten yönetilenler “Hırsız var” diye bağırabiliyorlar ama “Gladyo var” diye bağırmıyorlar. Çünkü o zaman sistemle karşı karşıya gelirler. Bunu görelim!

Derinleşen krizden Millî Hükümetle çıkacağız

Derinleşen kriz, büyük çözümü gündeme getirmektedir.

Kriz, yalnız ekonomik değildir; siyasaldır, toplumsaldır. Türkiye’nin toprak bütünlüğü gündemin merkezine oturtulmaktadır.

Bir vatan ve devlet krizine girmiştir Türkiye!

Millî devlet dağılmıştır, devlet krizi derinleşmektedir.

Türkiye bu derin krizden Millî Hükümetle çıkacaktır.

Halkın Arslanlı Yol’a girmesi, işte o Millî Hükümetin başlangıcıdır.

Türkiye, Atatürk rotasından çıktığı için bu hale geldi. Devletin ve toplumun temelinde bir İstiklâl Savaşı, toplam olarak bir devrim vardı. Bağımsızlık, birlik, bütünlük, özgürlük, çağdaşlık, hepsi o temelde kazanılmıştı. O temel yıkılınca, bakın kızlarımız beden eğitimi dersinden bile yoksun kalıyor.

İşte bu çıkmazın sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Türkiye, buradan devletini ve toplumunu, Atatürk Devrimi temelinde yeniden örgütleyerek çıkacaktır. İşçi Partisi olarak, bu tarihsel göreve önderlik edeceğiz.

Atlantik sistemi, Türkiye’nin Atatürk’te birleşerek Millî Hükümet kurmasını önlemek için kendi senaryolarını piyasaya sürmektedir.

Görev, ABD emperyalizminin Türkiye’deki iktidarından kurtulmak ve Millî Hükümeti kurmaktır. Bunun koşulları oluşmaktadır.

PARALAR BÖYLE SIFIRLANDI İDDİASI! İŞTE O SES KAYDI