23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu mu dünya derbisi?

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Galatasaray-Fenerbahçe derbisini izlerken utandım. Bu derbinin adına dünya derbisi diyenlerin ya dünyadan ya da futboldan haberleri yok. Yenenin şampiyon olacağı bir ortamda iki takım karşı karşıya gelseydi acaba neler olurdu? Birbirlerine kıyasıya girişimlerde bulunan, kural dışı davranışların birbirini kovaladığı, futbol oyununu Arena’da birbirini boğazlayan insanların uğraşısı sanan bir yığın formalı insan görünüşlü garip yaratıklar ve onların karşısında çaresiz kalmış bir hakem.

Aynı antik çağ Roma’sında aslanların önüne atılmış 11 Fenerbahçeli ve bu 11 kişiyi yok etmek için tribünlerin “öldür” diye bağırdığı bir ortam. İşin ilginç yanı, şampiyonluk için rakibine yeterince puan farkı atmış olan Fenerbahçeli futbolcuların daha gerilimli olmasıdır. Eğer Bülent Yıldırım oyun kurallarını doğru uygulasaydı ilk 20 dakikada Fenerbahçe 8 kişi kalırdı. Emenike’nin Selçuk İnan’a, Mehmet Topal’ın ise Melo’ya yaptığı hareketler tartışmasız direkt kırmızı kartı gerektirirdi. Fenerbahçeli futbolcuların bu davranışları aslında normaldi. Can derdine düşmüş insanların kendini savunmaya çalışması gibi bir insani durum.

Bu durumun tek sorumlusu İstanbul’u ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerdir ya da yönettiğini sananlardır. Her iki takımın izleyicilerinin bir arada olduğu bir karşılaşmayı yönetemeyenler, gerekli güvenlik önlemleri alamayanların ülkeyi ve İstanbul’u doğru yönetebileceklerine inanmak zordur. Otoriter, baskıcı yönetim anlayışının sonucunda sporda şiddet yasaları çıkartıldı, şiddet daha çok arttı. Büyük maçları, rakip seyirci alınmadan oynatmaya kalktınız iş iyice çığırından çıktı. Fenerbahçe-Galatasaray maçları savaş ortamını andıracak bir konuma geldi. Artık bu maçlarda göze karşı göz istenmeye başlandı. Göze karşı göz istenmesinin doğal sonucu, yakın gelecekte iki takımın da kör olmasıdır.

Tarihi İstanbul’dan da eski olan Kadıköy için Bizanslılar Körler Ülkesi(Kalkedonya) demişler. Avrupa Yakası’nın güzelliğini göremeyip Kadıköy’e yerleşenlerin takım kaptanının gözünü hırs bürümüş, hiçbir şey görmüyor, önüne gelene saldırıyor. Karşı da ise Melo diye bir çirkin adam var. İki sezondur yazıp söylüyorum. Bu oyuncuların kulüpleri ile ilişkileri kesilmezse önümüzdeki yıllarda oynanacak maçlar 14 sarı iki kırmızı kartla bitmez, kan akar. Ağır ceza uygulamasını önce yönetimler başlatmalıdır. Emre Belözoğlu ve Felibe Melo’nun takımlarıyla ilişkisi derhal kesilmelidir...