28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu neyin pozu?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Geçen pazar günü Sn. Şule Perinçek’in Aydınlık gazetesindeki köşesinde bir resim yayınlandı. O resimde, gölge CIA olarak adlandırılan Stratfor’un TR-705 kodlu haber kaynağı olarak tanımlanan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu vardı. Yanında ise -etki ajanı- Taraf gazetesinde bu ülkenin vatansever-milliyetçi-demokrat-cumhuriyetçi yüz akı isimlerine, aydınlarına ve askerlerine kurdukları kumpasın hesabını vermek üzere, Mehmet Baransu ve Yasemin Çongar ile birlikte yargılanmakta olan Ahmet Altan vardı.

Sezgin Tanrıkulu, halihazırda CHP Milletvekili olan Dursun Çiçek, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ı da hedef alan alçak kumpasın yayın organı Taraf gazetesinin, sistematik-tetikçi yayınlarının bir numaralı sorumlusu Ahmet Altan’a hem de kumpas davasında yargılanırken destek ziyareti yapıyor, marifetmiş gibi birlikte poz veriyor. Ört ki ölem.

Yaşanan kaos ve kabustan çıkış için, demokratik bir umut ve alternatif olarak görülmesi gereken Ana Muhalefetin “mebusu” böyle davranırsa, gerisini varın siz düşünün...


Alkışlar Tunceli’ye

Karanlık-kanlı ve gayrı milli FETÖ’nün giremediği ve yuvalanamadığı kamu kurum ve kuruluşu, örgütlenemediği il ve ilçe kalmamış. Ama savcılık iddianamesinde, bu sinsi-karanlık-dinci ve Amerikancı örgütün bir tek Tunceli ilimizde yuvalanmaya ve örgütlenmeye imkan ve fırsat bulamadığı belirtiliyor.

Tunceli halkının çok büyük bir çoğunluğu laik-demokratik bir hukuk devleti olan Atatürk Cumhuriyeti’ne ve onun kurucu değerlerine gönülden bağlıdır. Her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa, kendilerine yapılmak istenen ayrımcılık ve dışlanma teşebbüslerine rağmen, milletin birliği ve cumhuriyetin bekasının yanında yer alırlar daima.

Cübbeli-cübbesiz, sakallı-sakalsız, takkeli-takkesiz din tüccarlığına, Allah ile aldatanların yobazlığına ve siyasal İslamcılığa asla geçit vermezler. Daima akıl ve bilimin ışığında yürürler. Allah ile aralarına girmeye çalışan sahtekar din istismarcılarına hiçbir zaman fırsat vermezler. Bağrından rahmetli Kamer Genç gibi yürekli-çağdaş-laik-cumhuriyetçi bir vatanseveri çıkarmış olan Tunceli’ye ve onun değerli halkına gönül dolusu şükranlar, alkışlar ve selamlar...


Yenikapı demek, ‘Milli Mutabakat’ demektir!

İlk olarak bu köşede yazdığım ve daha sonra Ulusal Kanal’da dile getirdiğim, Milli Dayanışma ve/veya Milli Mutabakat Hükümeti kurulması önerim, tahminlerimin de ötesinde ilgi ve destek görüyor.

AKP iktidarı, suratına yumruk yiyerek sersemlemiş -boks deyimiyle groge olmuş- bir görünüm arz ediyor. AKP’li milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları, il ve ilçe başkanlarının en yakınlarının FETÖ ile bir şekilde irtibat ve ilişkide bulunduklarına dair çok sayıda haber ve görüntü herkesi hayrete düşürüyor.

FETÖ ile PKK/PYD bölücü terörüyle, IŞİD’in siyasal İslamcı azgın saldırılarıyla, içte ve dışta eş zamanlı mücadele etmek durumunda kalan Türkiye’de, geniş tabanlı milli bir Mutabakat Hükümeti, sağ-sol demeden, köken-mezhep ayırmadan, iktidar partisinin yanı sıra, parlamento içi ve dışı muhalefeti de kapsayacak ve temsil edecek bir biçimde kurulmalı ve TBMM’den güvenoyu alarak, millete güven verecek ve tam desteğini alacak bir yönetim oluşturulmalıdır.

Karanlık ve kanlı, dinci ve Amerikancı halk düşmanı FETÖ’nün, darbe girişimine karşı, milletin gönüllü olarak fiilen oluşturduğu demokratik-milli cephenin yani “Yenikapı” ruhunun, bir demokratik kuvayı milliye anlayışı içinde sürdürülebilmesinin yolu, bence böyle bir Milli Mutabakat Hükümetinin oluşturulabilmesinden geçiyor.

Memlekette huzur ve asayişi, ekonomide istikrar ve güveni temin ederek, normalleşmeyi sağlayacak, en az “bir yıl” süre ile görev yapacak, parlamento içinden AKP-CHP-MHP ile parlamento dışından (Vatan Partisi-DP-DSP) gibi milli duruş-ulusal çıkarlardan yana mücadeleleriyle öne çıkan partilerin temsilcilerinin de alınmasıyla ve hatta bazı bağımsız milli isimlerin de katılmasını sağlamak suretiyle kurulacak, geniş tabanlı, milli desteğe sahip böyle bir hükümetle daha sonra seçime de gidilebilir.

Unutmayalım ki, olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, ateş çemberinin içindeyiz. Bize bugün lazım olan şey, demokratik kuvayı milliye anlayışı içinde tam bir milli mutabakatla, Atatürk’te birleşmekten geçiyor.