28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bugün 23 Nisan neşe dolmuyor insan!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

Yukarıdaki başlığın aslı yıllar boyunca çocukların dilinde yalnızca bir tekerleme olarak dönmezdi, tüm ülkeyi saran bir mutluluğu, sevinci ve coşkuyu da anlatırdı...

Çok değil, en çok 20-30 yıl önce... “Türkiye Cumhuriyeti”nin “Yeni Türkiye” safsatasıyla dinamitlenmediği zamanlar...

Yani, hilafet özlemciliğinin hortlamadığı  başbakanların, cumhurbaşkanlarının “nezle” bahanesiyle Anıtkabir’i ve bayram alanlarını ihmal etmediği günler!..

Gaflet, dalalet ve hıyanet günümüzde olduğu gibi bu kadar palazlanmamıştı o zamanlar... Yani cumhuriyet ruhunun ayakta olduğu yıllar vardı eskiden!..

Hepimiz anımsarız minik bayram elbiselerinden papatyalar dökülen o güzel günleri... Hatırlarız kırmızı kurdelelerden naz saçılan sevinçleri...

Hani vatan, millet sevgisinin yüreklerde çınladığı o aydınlık zamanları... Ve parlatılmış kunduralarla, bayrama koştuğumuz limon şekeri kokan sokakları...

Gericilik ve bölücülük artıklarının başını kaldırmadığı, aydınlanmanın huzur ve refah nakşetmeye çabaladığı o günlerde, ülke belki bugünkü gibi tüketici toplum refleksinde değildi ama en azından çok zengin olmasa da mutluydu...

GELECEK AYDINLIKTA...

İşte o dönemlerde... 1970... 1980 ve hatta 1990’larda... 23 Nisan gelmeden haftalar öncesinde, tüm yurttaki okullarda sevinçli bir telaş yaşanırdı... Çocuklara ait, ancak büyüklerin de kalplerinin çarptığı bayramların telaşı...

Bizim Urfa’da da, bayram gelecek diye kentin önemli noktaları bayraklarla süslenir, okullar, caddeler, meydanlar ve Atatürk büstleri temizlenir, kaldırımlardaki ağaçlar rengarenk flamalarla donatılırdı...

Kentlerin tüm okullarında bayram etkinliklerine katılacak öğrenciler özenle seçilir, bazen okullardaki atölyelerde, bazen de evlerde rengarenk 23 Nisan kıyafetleri dikilirdi...

O zamanlar anaokullarında gericilik yoktu!!! Türban ilkokullara kadar girmemişti, Meclis kararıyla üniversitelerde tesettür serbest bırakılırken, “Bugün çok mutluyum” diyen siyasetçiler koltuklarda değildi!!!

Cumhuriyetin sağlam durduğu o yıllarda, okullarda cumhuriyetin öğretmenleri vardı ve hepsi çağdaş kıyafetlerle topluma örnek olur, yol gösterirlerdi...

ATA’NIN ÇOCUKLARA ARMAĞANI...

1980 öncesinde kıpırdayan terör bile bayramların coşkusunu engelleyemez, halkın katılımı en yüksek düzeyde olurdu...

İşte bu güzelim ülkenin henüz karanlığa sürüklenmeye başlamadığı 20-30 yıl öncesinde, zengin- yoksul hiç fark etmezdi, çünkü 23 Nisan tüm çocukların bayramıydı ve hepsinin coşkusu bayrama renk katardı...

Bayramda en güzel etkinliği sunabilmek için çırpınan okullarda günlerce prova yapılır, öğretmenler coşku bayrağını en yükseğe dikmek için çırpınırdı...

Devletin Anadolu’daki tüm kurumları vali başkanlığında seferber olur, Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu güzel bayramın en coşkulu şekilde kutlanması için ter dökerlerdi...

O zamanlar ne iktidar yalakası kukla valiler vardı ne de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlere terbiyesizce küfür eden zavallı belediye başkanları!!

MİNİK YÜREKTE FIRTINA!..

Çünkü 20-30 yıl önce laik eğitimi savunan bir devlet vardı...  Eğitimcilerin molla, mekteplerin medrese olması akla bile gelmezdi o zamanlar...

Ve tabii ki o zamanlar, cemaat ve tarikatlar henüz öğrenci devşirme ve genç zihinleri karartma konusunda günümüzde olduğu gibi cesaretli değillerdi...

Sağcı ya da solcu olsun, Cumhuriyet hükümetleri etkin, laik devlet tüm kurumlarıyla ayaktaydı o zamanlar...

Baharın coşkusuna karışan bayram heyecanı, nisan yağmurlarının gökyüzüne saldığı serin toprak kokusuna karışırken, devlet büyüklerinin ve halkın önünde yapılacak geçit töreninin heyecanı, minik yüreklerde adeta fırtınaya yol açardı...

Sabah erken saatlerde aile büyükleriyle okula gidilir, kortej oluşturulur ve kentin bayram alanına doğru, trampet eşliğinde, marşlar söylenerek yürünürdü...

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...

O zaman Doğu ya da Batı olsun, yurdun her köşesinde marşlara ve bayrağa da saygı vardı... Terörist kafalılar Atatürk büstlerine saldırmıyordu o zamanlar!!!

Bayram çocuklarının geçtiği sokaklarda insanlar ayağa kalkar, damlara, balkonlara çıkarak korteji alkışlar, yüreklerdeki en taze heyecanları miniklere konfeti gibi savururlardı...

Hangi etnik yapıdan gelirse gelsin, kimse laikliğe, Atatürk’e ve de cumhuriyete düşman değildi o zamanlar... Altıok’a saygı vardı, bayramlar el üstünde tutulurdu...

Atatürk anıtlarında saygı duruşunda bulunmak yasak değildi o zamanlar!!! Valiler, anıtlara çelenk koymak isteyenlere soytarılık da yapmıyorlardı...

Ve de 23 Nisan 1920’deki açılışı uğruna bayram armağan edilen Türkiye Büyük Milet Meclisi’ne saygı vardı eskiden...

Çünkü savaş ortamında kurulmuş o yüce Meclis’te Atatürk düşmanları, bölücüler, gericiler, hırsızlar, tarikatçılar, cemaatçiler, bağnazlar, Altıok karşıtları ve Truva kısrakları yoktu...

Keşke, “Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan” diyebilseydim ama ne çare?.. Yine de vatan gericilik-bölücülük tehdidi altında olsa da umutlarınızı tüketmeyeceğim, çünkü karanlığın sonu kesinlikle aydınlıktır...

23 Nisan 1920’de, kötü koşullar ve yokluklara rağmen TBMM’yi açan Büyük Atatürk ve arkadaşlarını saygıyla anıyor, kendilerine bayram hediye edilen çocukları, cumhuriyete bağlı bireyler olarak yetiştiren yurtseverleri selamlıyorum...

Cumhuriyet düşmanlarına inat, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nız kutlu olsun...