25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bunlar nasıl ödenecek?

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

TC Merkez Bankası’nın 6 ayda bir yayınladığı son Finansal İstikrar Raporu dikkatle incelendiği takdirde, milyarlarca liralık bir büyük borcun kredi kartı bireysel borçlularının sırtında biriktiği görülüyor.

Türkiye’de kredi kartı sayısı yaklaşık 57.1 milyon adet. Bir kişinin yaklaşık 1.8 adet karta sahip olması nedeniyle kredi kartı kullanan gerçek kişi sayısı 30-31 milyon kişi olarak hesaplanıyor.

Bu 30 milyonluk kitlenin, kredi kart borç harcaması aylık olarak 80-85 milyar TL civarında gerçekleşiyor son aylarda.

İşte bu 80-85 milyar TL’lik kredi kartı borcunun en az yüzde 25’i her ay kredili bakiyeye dönüşüyor. Yani faizli bir kredi alacağı haline geliyor.

***

Sorun da burada başlıyor. Çünkü tamamı ödenmeyerek faizli bakiyeye dönüşen bu kredi kartı borçlarının yaklaşık üçte biri (1/3) de ödenemeyerek, temerrüde düşüyor ve tahsili gecikmiş alacağa dönüşüyor.

Bu durumda kaba bir hesapla, kredi kartı borcu faizli bakiyeye dönüşen 7.5 milyon insanın, yaklaşık 2.5-3 milyonunun temerrüde düşerek takibe intikal etme riski mevcut.

2002 yılında 15.7 milyon olan kredi kartı sayısının bugün 57.1 milyon adede çıkmasıyla sınırsız, ölçüsüz, kontrolsüz kredi kartı tüketimi ve borçlanmasının teşvik edilmesi, insanların ödeme güçlerinin ötesinde riske ve harcamaya girmesini adeta tetikledi.

Üretmeden tüketen, tasarruf etmeden borçlanan, imal etmeden ithal eden bu sıcak para ekonomisi insanımıza bedelinin ödenmesinde sıkıntı yaşayacağı bir çeşit “Lale Devri” yaşattı.

***

Kişi başına düşen milli geliri 15.000 USD’a kadar olan benzer ülkelerde, kişi başına düşen kredi kartı sayısı 1.3-1.4 adetken, Türkiye’de bu rakamın 1.8 -1.9 civarında olması bu gidişatın başka bir somut göstergesi.

Kredi kartı borcu faizli bakiyeye düşen bu borçlulardan en az üçte birinin her an temerrüde düşme tehlikesi, istatistiklerle saptanmış bir gerçek maalesef.

Bugün için tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyerek, yasal takibe intikal edenlerin sayısı neredeyse 3 milyon kişiye yaklaşmış olmakla beraber, buzdağının görünmeyen yüzünde çok daha büyük bir risk biriktiği anlaşılıyor.

İşsizliğin artarak sürmesi ve ekonomide yaşanan durgunluğun, 400 milyarı aşan toplam bireysel kredi borçlarının geri dönüşümünde çok ciddi sorunlara yol açabileceği görülüyor.

Siyasal iktidar, seçimlere kadar sorunları ve riskleri yüzdürmeye çalışıyor. Ama gerek dünya ekonomik koşulları, gerekse ülkenin bugün içine sürüklendiği iç ve dış sosyal ve siyasal dengesizlikler buna müsaade etmeyebilir.

Kıbrıs’ta ver-kurtul, G. Doğu’da ise böl-kurtul politika ve tavizleri nedeniyle iktidar şimdilik durumu -emperyalizmin müsaadesiyle-  idare edebileceğini düşünse de her an bunun tersi olabilir.

Sıcak paranın, uluslararası tefecilerin ülkenin istikrarını ve güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşması gerçekten de hazin bir durum.

Bu borçları kim, nasıl ödeyecek doğrusu herkes merak ediyor.