20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bursa işçisi, sendikadan istifa ederek eyleme çıktı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Bursa otomotiv direnişine devam. 

Önce sektörden bir fotoğraf. Bursa Tofaş’tan. 

Koç Holding ve İtalyan Fiat ortaklığı. 

Günde yaklaşık 1200 araç üretiyor. 

6 bin 500 civarında çalışanı var. 4.500 kadarı mavi yakalı. 

1971’den beri de faaliyette. 

*** 

Emekli işçi sayısını merak ettim. 

Düşündüm: Büyük. Köklü firma. Modern üretim yapıyor. 

Türkiye’nin bir numaralı holdingine ait. 

Sosyal güvenceli. Sendikalı. 

Beklediğim cevap: Girenlerin çoğu emekliliğine kadar çalışıyor. 

Verilen bilgi düşündürücü. 

44 yılda giriş yapan işçi sayısı: 30 bin civarında. 

Emekli olabilenler: 4 bin kadar. 

Henüz yaşı ve kıdemi tutmayanları hesaptan düşelim. 

Sonuç: 5 işçiden sadece biri emekliliğe ulaşabiliyor. 

*** 

Diğerleri? 

Ya: İşten çıkarılıyor. 

Ya da: Kendisi ayrılıyor. 

*** 

İşverenin çıkardıkları ayrı konu. 

Kendiliğinden ayrılanları konuşalım. 

Bir insan işinden niye ayrılır? Hele işsizliğin yaygın olduğu bir ülkede. 

Öncelikle: Ücret düşüktür. 

İkincisi: Çalışma koşulları ağırdır. 

Tofaş’ta, Renault’da her ikisi de geçerli. 

Daha doğrusu metal/otomotiv sektöründe. 

*** 

Direnişçilerin gözünde sorumlular belli. 

İşveren sendikası: MESS (Metal Sanayicileri Sendikası). 

İşçi sendikası: Türk Metal. 

*** 

Çoğu okura tuhaf gelebilir. 

İşçilerin asıl suçlama adresi: Türk Metal. 

Niçin: “İşçinin değil işverenin yanında.” 

Çalışma ilişkilerini tarif ediyorlar: “Sıkıyönetim.” 

Kafasını kaldıran kapının önüne konuluyor. 

Direnişçilerin tespiti ağır: “İşten çıkarmalarda başrol Türk Metal’de.” 

“Dikbaşlı”lar özellikle istenmiyor. İşçileri sendikaya karşı örgütlemesin diye. 

*** 

Bir tuhaflık daha: İşçiler yüksek enflasyonlu dönemi mumla arıyorlar. 

Dedikleri: “Evet, enflasyon fazlaydı. Ama sözleşme zamlarımız da yüksekti.” 

O günlerden miras: “Kıdemli işçilerin ücretleri fena değil.” 

7-8 yıllık işçilerin saat ücreti: 6-7 lira. 

15-20 yıllıkların saati: 15-16 lira. 

Çünkü: “Son 4 sözleşmeye gelinceye kadar yüksek zam alıyorduk.” 

*** 

Burada biraz duralım. 

Son 4 toplu sözleşmede kim iktidardaydı: AKP. 

Sonuç: AKP döneminde işçiler yoksullaşıyor. 

*** 

İşçiler, Türk Metal/MESS’in sözleşmelerini şöyle özetliyor. 

“İlk 6 ay için enflasyonun biraz üstünde zam.” 

“Diğer 6 aylık dilimler ise enflasyona endeksli.” 

Yani: Ne kadar enflasyon, o kadar ücret artışı. 

*** 

Oysa herkes farkında. AKP döneminde enflasyon hesapları şaştı. 

Resmi rakamlar düşük. Halkın enflasyonu ise yüksek. 

Sonuç: Türk Metal, yoksullaşmanın baş sorumlusu görülüyor. 

*** 

Özet: 

Bir: İşçiler direnişin ilk gününde ne yaptı biliyor musunuz? 

Cevap: Türk Metal’den topluca istifa ettiler. 

Öyle bir sendika ki, işçinin önünde barikat. 

İşçi, hakkını almak istiyor. Önce o sendikayı çiğneyip geçiyor. 

*** 

İki: Bu, başlangıç için işçiyi özgürleştirdi. 

Fakat, zaaf da burada: İşçi artık sendikasız. 

Seçenekler ortada. 

Türk-İş’e bağlı Türk Metal: Denediler. Kesinlikle istemiyorlar. 

Hak-İş’e bağlı Çelik İş: AKP yanlısı. Çare saymıyorlar. 

DİSK’e bağlı Birleşik Metal: Güvenmiyorlar. 

*** 

Maalesef: Renault’da “Toyota modeli” konuşuluyor. Yani sendikasızlık. 

İşçinin kaderini kayıtsız şartsız işverene teslim eden model. 

*** 

Dördüncü seçenek: Yeni bir sendika kurmak. 

Zor görünüyor. 

Niye: Uzmanına sordum. Bilgisine, yargısına güvendiğim Yıldırım Koç’a. 

Yeni sendika kurmanın temel şartı: İş kolunda en az yüzde 3 üye kaydetmek. 

Ve bir işyerinde çoğunluğu sağlamak. 

Metal işkolunda toplam işçi: 1 milyon 440 bin. 

Yeni sendika zorunlu üye sayısı: 44 bin. 

*** 

Bursa için son tespitlerim: 

Herkesin dikkatine: Türkiye yeni bir iklime girdi. Toplum kesimleri, sahaya kolay ve hızlı iniyor. 

Fakat: Önderlik eksikliği var. Örgütlü yapıların güvenilir hukukçularla, uzmanlarla sahada olması gerekiyor.