Bursa işçisi, sendikadan istifa ederek eyleme çıktı
Bursa otomotiv direnişine devam.
Önce sektörden bir fotoğraf. Bursa Tofaş’tan.
Koç Holding ve İtalyan Fiat ortaklığı.
Günde yaklaşık 1200 araç üretiyor.
6 bin 500 civarında çalışanı var. 4.500 kadarı mavi yakalı.
1971’den beri de faaliyette.
***
Emekli işçi sayısını merak ettim.
Düşündüm: Büyük. Köklü firma. Modern üretim yapıyor.
Türkiye’nin bir numaralı holdingine ait.
Sosyal güvenceli. Sendikalı.
Beklediğim cevap: Girenlerin çoğu emekliliğine kadar çalışıyor.
Verilen bilgi düşündürücü.
44 yılda giriş yapan işçi sayısı: 30 bin civarında.
Emekli olabilenler: 4 bin kadar.
Henüz yaşı ve kıdemi tutmayanları hesaptan düşelim.
Sonuç: 5 işçiden sadece biri emekliliğe ulaşabiliyor.
***
Diğerleri?
Ya: İşten çıkarılıyor.
Ya da: Kendisi ayrılıyor.
***
İşverenin çıkardıkları ayrı konu.
Kendiliğinden ayrılanları konuşalım.
Bir insan işinden niye ayrılır? Hele işsizliğin yaygın olduğu bir ülkede.
Öncelikle: Ücret düşüktür.
İkincisi: Çalışma koşulları ağırdır.
Tofaş’ta, Renault’da her ikisi de geçerli.
Daha doğrusu metal/otomotiv sektöründe.
***
Direnişçilerin gözünde sorumlular belli.
İşveren sendikası: MESS (Metal Sanayicileri Sendikası).
İşçi sendikası: Türk Metal.
***
Çoğu okura tuhaf gelebilir.
İşçilerin asıl suçlama adresi: Türk Metal.
Niçin: “İşçinin değil işverenin yanında.”
Çalışma ilişkilerini tarif ediyorlar: “Sıkıyönetim.”
Kafasını kaldıran kapının önüne konuluyor.
Direnişçilerin tespiti ağır: “İşten çıkarmalarda başrol Türk Metal’de.”
“Dikbaşlı”lar özellikle istenmiyor. İşçileri sendikaya karşı örgütlemesin diye.
***
Bir tuhaflık daha: İşçiler yüksek enflasyonlu dönemi mumla arıyorlar.
Dedikleri: “Evet, enflasyon fazlaydı. Ama sözleşme zamlarımız da yüksekti.”
O günlerden miras: “Kıdemli işçilerin ücretleri fena değil.”
7-8 yıllık işçilerin saat ücreti: 6-7 lira.
15-20 yıllıkların saati: 15-16 lira.
Çünkü: “Son 4 sözleşmeye gelinceye kadar yüksek zam alıyorduk.”
***
Burada biraz duralım.
Son 4 toplu sözleşmede kim iktidardaydı: AKP.
Sonuç: AKP döneminde işçiler yoksullaşıyor.
***
İşçiler, Türk Metal/MESS’in sözleşmelerini şöyle özetliyor.
“İlk 6 ay için enflasyonun biraz üstünde zam.”
“Diğer 6 aylık dilimler ise enflasyona endeksli.”
Yani: Ne kadar enflasyon, o kadar ücret artışı.
***
Oysa herkes farkında. AKP döneminde enflasyon hesapları şaştı.
Resmi rakamlar düşük. Halkın enflasyonu ise yüksek.
Sonuç: Türk Metal, yoksullaşmanın baş sorumlusu görülüyor.
***
Özet:
Bir: İşçiler direnişin ilk gününde ne yaptı biliyor musunuz?
Cevap: Türk Metal’den topluca istifa ettiler.
Öyle bir sendika ki, işçinin önünde barikat.
İşçi, hakkını almak istiyor. Önce o sendikayı çiğneyip geçiyor.
***
İki: Bu, başlangıç için işçiyi özgürleştirdi.
Fakat, zaaf da burada: İşçi artık sendikasız.
Seçenekler ortada.
Türk-İş’e bağlı Türk Metal: Denediler. Kesinlikle istemiyorlar.
Hak-İş’e bağlı Çelik İş: AKP yanlısı. Çare saymıyorlar.
DİSK’e bağlı Birleşik Metal: Güvenmiyorlar.
***
Maalesef: Renault’da “Toyota modeli” konuşuluyor. Yani sendikasızlık.
İşçinin kaderini kayıtsız şartsız işverene teslim eden model.
***
Dördüncü seçenek: Yeni bir sendika kurmak.
Zor görünüyor.
Niye: Uzmanına sordum. Bilgisine, yargısına güvendiğim Yıldırım Koç’a.
Yeni sendika kurmanın temel şartı: İş kolunda en az yüzde 3 üye kaydetmek.
Ve bir işyerinde çoğunluğu sağlamak.
Metal işkolunda toplam işçi: 1 milyon 440 bin.
Yeni sendika zorunlu üye sayısı: 44 bin.
***
Bursa için son tespitlerim:
Herkesin dikkatine: Türkiye yeni bir iklime girdi. Toplum kesimleri, sahaya kolay ve hızlı iniyor.
Fakat: Önderlik eksikliği var. Örgütlü yapıların güvenilir hukukçularla, uzmanlarla sahada olması gerekiyor.