29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyümenin matematiği

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

2014 yılının ilk üç ayında gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) 2013'ün ilk üç ayına göre yüzde 4.3 büyüdü. Yani milli gelir geçen yıl 100 birim iken, bu yıl 104.3 birim oldu.

2013 son üç ayına göre de milli gelir yüzde 1.7 artarak 101.7 birim oldu.

Bu durumda büyüme oranının artmasına sebep olan ekonomik faaliyetler ne oldu? Önce geçen yıla göre karşılaştırma yapalım.

HARCAMALAR ARTTI

Devlet (kamu) harcamalarını artırdı. Bu harcamalar 100 birim iken bu yıl 107.3 birime ulaştı. Yani evimizin babasının harcamaları arttı.

Yurtiçinde üretilen veya stoklarda duran malların yurtdışına ihracatı ve yurtdışına yapılan hizmetler arttı. İhracat 111.4 birim oldu. Bunun sebebinin Avrupa pazarındaki olumlu gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Yani evimize giren gelir arttı.

Tüketim harcamaları 102.9 birim oldu. Harcamalarımızın az da olsa arttığını görüyoruz.

Özel sektör yatırımlarını azalttı. Yatırımlar 98.7 birime düştü.

Stoklardan satış yaptık.

İthalatımız da 100.8 birim oldu. İthalattaki azalmanın büyümeye olumlu, artışın olumsuz katkı yaptığını unutmayalım.

KARŞILAŞTIRMALAR

Geçen yılın ilk çeyreğine göre değişimler bir eğilimi göstermesi dışında çok önemli değil. Sadece ekonomiyi yönetenler ve siyasilerin halkın moralini artırması açısından kullanacakları bir bilgidir. Değişimlere baktığımızda önemli ipuçları var.

* Bir kere özel kesim yatırımları sürekli azalıyor. Yatırım yapmamak gelecek açısından kaygı verici.

* Faiz ve kurun etkisi ile tüketim harcamalarında yani eve alacağımız eşyalarda, beklenen artış yok ve hatta azalış başladı. Bu hem iyi, hem kötü olarak görülebilir. Eğer borçla tüketim yapılıyorsa azalış iyi, ama tüketime dayalı ekonominin büyümesine katkıda bulunmaması nedeniyle kötü. Sanki çelişki var gibi değil mi? Zaten tüketim harcamalarının büyümeye katkısını konuşuyorsak çelişkilere düşmemek mümkün değil.

* Kamu harcamaları devamlı artıyor. Ama devlet yatırım yapmıyor. Bu iyi değil.

* Milli gelirde küçük bir artış nedeniyle cari açığın tehlikeli sınırda olduğunu unutmak ciddi bir hata olur. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 7.4 dür. Bu oran 2013 yılı sonunda bu oran yüzde 7.9 idi. Bu 7.4 oranı hâlâ çok yüksek! Büyümedeki yüzde 1.7 büyümeyi değil geçen yıla göre büyüme oranı olan yüzde 4.3'ü kullanarak havaya hemen girmiş durumdayız.

Hükümetten açıklamalar:

* Başbakan: "istikrarın temelinde güven var."

* Kalkınma Bakanı: "ihracata dayalı büyüme cari açığı azaltacaktır"

* Ali Babacan: "kriz sonrası 4 yılın büyüme oranı yüzde 6. "

* Maliye Bakanı: "beklentilerin üzerinde büyüdük."

* Bilim Bakanı: "yüzde 4.3 büyüme Türkiye için kötümser rapor yazanlar için çok önemli bir cevaptır."

İYİMSER TAHMİNLER

* Avrupa büyümesine paralel olarak ihracat artmaya devam edecektir.

* Faiz ve kurlarda ki gerileme yatırımları ve tüketim harcamalarını artıracaktır.

* Kamu harcamaları büyümeye katkıda bulunmayı sürdürecektir.

Yazımızı Başbakan'ın matematiğe uymayan şu sözü ile yazımızı bitirelim:"17-25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı inanın bu rakamlara ulaşamayacak ve bu orandaki bir büyümenin sevincini yaşayamayacaktık."