20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çanakkale direnişinin yetim şehitleri

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Çanakkale şehitliğinde mezar taşlarında Agop, Artin, Bedros, Jojen, Panayot, Yorgi, Nikola, Konstantin, Mihail, Dimitri gibi pek de alışık olmadığımız isimler yer alıyor. Doğum yılları bir miktar farklı olsa da ölüm tarihleri aynı: 1915. Hayır bunlar istilacı-talancı Birleşik Britanya ve Fransa ordularında savaşan askerler değildi. Onlar Çanakkale’de kahramanca savaşan gayrimüslim şehitlerimiz. Bizim Yorgimiz, Dimitrimiz. Çarlık Rusya, İngiltere veya Fransa ile işbirliği yapan her etnik ve mezhepten vatan haini değil, vatan için en kıymetli varlıkları olan canlarını feda eden atalarımız. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayımlanan 6 ciltlik, “Şehitlerimiz” kitabında hepsinin künyelerini bulabilir, öykülerini okuyabilirsiniz.  

Kalbin daha hızlı çarpmasını tetikleyen, duygu yüklü yapan ve gayri ihtiyari gözlerinizden yaşların süzülüp akmasını sağlayan olay, Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati’nin, omuz omuza savaştığı Ali Çavuş’a son tavsiyesidir. Çanakkale Savaşı’nın ölüm-kalım günlerinde Yüzbaşı Dimitroyati vurulmuştur. Doktor olduğu için de yarasının ölümcül olduğunu fark etmesi uzun sürmeyecektir. Bunun üzerine, kendisi için çırpınan Ali Çavuş’a dönerek şunları söyler Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati:  

“Bak Ali Çavuş, öldüğümde gávur-mavur deyip başka yere gömmeye kalkarlar. Sakın, beni sizden ayırmalarına müsaade etme.”  

Çanakkale, beni sizden ayırmalarına müsaade etme diyen Yüzbaşı Dimitroyati ile bu vasiyeti yerine getiren Ali Çavuşun namus belledikleri Vatan uğruna aynı hendekte omuz omuza bu vatana musallat olmak isteyen yabani talancıya karşı yazılan onurlu direnişin destanıdır.  

Çanakkale kutlamalarını yasaklamak, Mustafa Kemal’ siz yerine getirmek ve Çanakkale ruhunu seçim yatırımlarına kurban etmek isteyen dini-darlara karşı başta TGB olmak üzere bu mücadeleye katkı yapan her parti, kurum ve kişiler büyük bir selamı hak ediyor. Velakin, ülkemizin milli, halkçı ve sosyalist kuvvetleri Çanakkale ruhunu, Türk unsuru dışında Vatan için can vermiş şehit olmuş milletlerin ve gayri Müslüman vatandaşların vatanperver şanlı öykülerini ön plana çıkarmakla mükelleftir. Bu görev onların omuzlarında tarihi bir sorumluluktur. Çünkü düşman dün olduğu gibi bugünde çok daha sinsi planlarla ülkemiz ve bölgemize yeni bir Çanakkale meydan okuması dayatmıştır.  

1920’de Şam’ı işgal etmek için hareket eden Fransız ordusuna karşı savaşarak şehit düşen Suriye’nin ilk Savunma Bakanı Yusuf El-Azma ve daha nice Suriyeli maruf şahsiyetlerin Çanakkale ve Kafkaslarda verdikleri mücadele bilinmeden Çanakkale ruhu anlaşılamaz. Yeni bir Çanakkale zaferi için, Türk Ali, Kürt Ahmet, Arap Mustafa, Ermeni Agop, Süryani Josef, Emperyalizm ve onun mahalli taşeronları dini-dar ve bölücü taifeye karşı tek yumruk olmak zorundadır. Bugün Çanakkale’de şehit düşen, bir arada kardeşçe, bağımsız ve onurlu bir vatan kurmamızın mihenk taşını oluşturan Çanakkale muharebesi bu görevin nasıl yerine getirileceğine emsal teşkil etmektedir. Egemen unsur Türk öteki olanı bağrına bastığında, Sünni, Alevi ve Hristiyan unsuru kayıtsız-şartsız canı gibi kabul ettiğinde Çanakkale ruhuna okuduğumuz rahmet ve Fatiha’nın kıymet-i harbiyesi olacaktır.