Çankaya seçimini kim mi kazanacak?.. İşte yanıtı?..

Çankaya seçimi için üç kişi yarışıyor, ancak muhalefetin duyarsızlığına bakarsanız, propaganda açısından en rahat aday ne yazık ki Erdoğan...

Çünkü AKP lideri, Cumhurbaşkanı adaylığını devletin olanaklarıyla yürütüyor... Memleketin YSK'sı ve savcılıkları ise milletin malının seçim uğruna çarçur edilmesini izlemekle yetiniyor... "Korku imparatorluğu" onları da etkilemiş olmalı!..

Erdoğan'ın meydanı boş bulması şu vahim görüntüyü de ortaya çıkartıyor: AKP lideri sanki yıpranmış iktidarın değil de iddiasız bir muhalefet partisinin adayıymış gibi hiç kimsenin müdahalesi ve eleştirisiyle karşılaşmadan ilerliyor!..

CHP ile MHP'nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu gittiği yerlerde neredeyse çoğu kez Erdoğan gibi konuşmakla eleştirildiği için kitlelerin pek ilgisini çekemiyor...

Yani muhalefetin adayı, tüm makyaja rağmen zıt ve seçenek algısı yaratabilecek bir görüntü oluşturamıyor... "Ekmek" vurgulu komik ve tuhaf seçim sloganının etkisizliği ise cabası!..

BDP'nin adayı Selahattin Demirtaş ise sanki Diyarbakır Belediye Başkanlığı'na adaymış gibi, hiçbir iddiasının olmadığını kanıtlarcasına duruyor...

Yalnızca "açılım" ve "federasyon"a odaklanan BDP için, "ikinci turda Erdoğan'ı destekleyecek" şeklinde giderek yaygınlaşan algı da Demirtaş'ı geri planda tutuyor...

AKP SARSILMALI Kİ KAYBETSİN!..

Peki; bunlara neden mi dikkat çektik?.. Siz şu ana kadar; hem "çatı adayı" hem de Demirtaş'ın, sataşmalara yanıt verme dışında, Erdoğan'ı direkt hedef alan etkili ve sarsıcı bir açıklamasıyla karşılaştınız mı?..

Yani İhsanoğlu, onun ardındaki MHP ve CHP ile BDP'den, Erdoğan'ı seçimler sırasında zor durumda bırakacak, halkın zihninde soru işaretleri yaratacak bir atak gördünüz mü?..

İktidarın içinde sarsıldığı onlarca sosyal, ekonomik ve siyasi rezalet varken, muhalefet acaba bunları neden Erdoğan'a ve AKP'ye karşı kullanmıyor?..

Bu nasıl bir yarıştır ki; muhalefet adayları, tarihin en büyük "rüşvet ve yolsuzluk" operasyonuna uğrayan iktidar partisinin adayını sanki kendi haline bırakıveriyor...

Özellikle İhsanoğlu; yolsuzluk operasyonlarını, Erdoğan'ın atadığı bakanların rüşvet ilişkilerini, köşklerden çıkan "milyar dolar"ları, TOKİ rezaletlerini, AKP'nin din tacirliğini, laikliğin erozyona uğratılmasını, eğitim sistemini çökertilmesini, başta Suriye çıkmazı olmak üzere diplomasi rezaletlerini meydanlarda neden sorgulamaz?.. Nedennnn?..

ERDOĞAN AYAR BEKLİYOR!..

Peki; söyler misiniz, rakiplerinin derin açmazlarını halka anlatmaktan çekinen muhalefetin Çankaya adayları bu kafayla mı yarışı sürdürecek?..

Erdoğan'ın gündemi değiştirme uğruna yaptığı "monşer" benzeri sataşmalara yanıt vermekle yetinen "çatı adayı", sanki yararı olacakmış gibi, "sessiz" (!), sakin, tepkisiz bir propaganda yöntemiyle Erdoğan gibi artık seçim kurdu olmuş birini nasıl alt edebilecek acaba?..

Birileri; başta "çatı adayı "olmak üzere muhalefet partilerine, 10 Ağustos'ta muhtarlık seçimi yapılmayacağını, "cumhur"un "reis" seçeceği ilk yarışta, Erdoğan'a karşı cesurca mücadele edilmesi gerektiğini anımsatmalı...

Çankaya'ya halk tarafından seçilmek isteyen adaylardan biri 12 yıldır ülkeyi tarumar etmişken ne "çatı adayı" ne de etnik siyaset çıkmazından kurtulamayan BDP adayı Erdoğan'a şöyle etkili bir ayar veremiyorsa geriye "kuşku" kalır!!!

Tüm bu saptamalardan sonra lütfen kimse bana "seçimi kim kazanacak" diye sormasın... Çünkü kazanmak istemeyenler tavırlarından o kadar belli ki!..

CUMHURİYET'TEKİ CEMAAT KANKASI!..

"Kazdağları" turşuculuğu ve "mendil satan çocuklar" teranesini uzun yıllar köşe yazısı diye millete yutturan zavallı korkağı kimse gibi ben de yıllardır okumadığım için sağ olsun okurlarım beni uyardı... Dediler ki, "Cumhuriyet'teki cemaat kankası yine Fethullahçıları savunmuş, Atatürkçülere saldırmış..."

Bakınız; 40 yıl küfrettiği Cemaat'in sofrasına oturan "hikmet"i kendinden menkul, korkak dönek dün de neler saçmalamış:

"İhsanoğlu, laik, demokratik Cumhuriyeti, Aydınlanma Devrimi'ni savunan, cemaatlerle hiçbir ilişkisi bulunmayan bir bilim insanı..."

Bre utanmaz cahil; İhsanoğlu'nun, 2007'deki Türkçe Olimpiyatları'nda Cemaat'ten ödül alırken Fethullah Gülen'e, "O büyük insanı saygıyla selamlıyorum" dediğini Aydınlık manşet yapmadı mı?..

İhsanoğlu bile bunu yalanlamazken, sen kimin ilişkilerini hangi gerekçeyle örtbas ediyorsun?... Fethullahçılarla barışmanın diyetini, Cemaat ilişkilerini gizleyerek mi ödüyorsun?..

Peki; ey zavallı korkak, dün yine seni kim Aydınlık ve İşçi Partisi'nin üzerine saldı acaba?..

Örneğin; "Zindandan çıktınız, iktidara değil Cemaat'e vuruyorsun durmadan... Demek o tutuklamaları, paralel yapı gerçekleştirdi?.. Geçin efendim geçin" diye zırvalarken Cemaat avukatlığı yapmaya utanmadın mı?..

Cumhuriyet okurlarına sormak lazım: Sizce, bir insan neden böyle ikiyüzlü olabilir?.. Yanıtı çok basit: 40 yıl boyunca küfrettiği Cemaat'in sofrasında teslim olduğu için!..

TOPBAŞ HALEN FİRARDA!..

Bugün tam 18 gündür AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Kadir Topbaş'a sesleniyoruz; sorular soruyoruz...

Ne yazık ki Topbaş ve onun Cemaat militanı gibi çalışan ekibi; İstanbul'un Şile ilçesindeki Cemaat yurtlarına neden özel hizmet götürdüklerini açıklamıyorlar...

Çünkü hata yaptılar, kanunları çiğnediler, suçlular işte o yüzden susuyorlar...

Ancak biz bıkmadan usanmadan soracağız: Ey Kadir Topbaş, Ahmetli köyünde, kapısının önüne asfalt ve yol onarım çalışması yaptığın Kopuzlar yurdundan sonrasında yaşayanlar bu ülkenin insanları değil mi?..

Hangi hakla cemaatlere özel hizmet götürüyorsun, halk arasında ayrımcılık yapmaktan utanmıyor musun?..

Yanıt verene kadar yakanı bırakmayacağız Kadir efendi!..