Çavuşoğlu, Suriye’yi yönetmeye talip

Hariciye Nazırı Mevlut Çavuşoğlu Slovenya’da, “Suriye’de kapsayıcı, mezhepsel olmayan ve laik bir yönetim gerekli. konusunda tavrımız sürüyor ama Esad’ın destekçileri yönetimde olabilir” demiş.

İçinde taşıdığı gerçek niyeti mi ifade ettiler? Suriye tarihi ve yönetim şekline acemi olduğu için, sıfır ilişkiler uzmanı Davutoğlu, Türkiye’nin İsrail nezdindeki barış elçisi Sinirlioğlu, Şam Büyükelçileri Ömer Önhon, Oğuz Çelikkol, Büyükelçilik ateşe ve istihbarat personeli, boyalı yerli-yabancı yandaş medya, beş yıldızlı otel lobilerinde Suriyeli muhalif örgütleri temsil eden göbekliler ve askeri, siyasi, gazeteci, akademisyen kılıklı FETÖ mensuplarının sunduğu raporlarda yazılan Suriye palavraları ile mi kandırıldı?

Yoksa Çavuşoğlu, 15 Temmuz faciası ardından, Türkiye’de ikame etmek istedikleri mezhepsel ve laiklik karşıtı bir yönetimi rafa kaldırıp mezhepsel olmayan ve laik bir yönetim mi ikame edilsin istiyor? Bu sebeple mi mezhep ve etnik temelde bölünmek istenen Suriye’de altını çizerek mezhepsel olmayan ve laik bir yönetim talep etmektedir? Bu konulara açıklık getirmesi iyi olur.

SURİYE HİÇ MEZHEPSEL OLMADI!

Amma ve lakin bilmemiz gereken tarihi hakikat şudur: Suriye’de tarihin hiçbir evresi ve hiçbir yönetimi altında mezhepsel bir yönetim olmadı. Buna rağmen konuyu Suriye Gurbetçiler ve Dışişleri Bakan yardımcısı “Sünni” Faysal Mikdat’a sorduk. Bizimle paylaştığı bilgileri aktarıyoruz:

13 Nisan 2016’da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad tarafından onaylanan yeni kabine Başbakan dâhil 27 Bakan ve 5 Devlet Bakanı toplamda 32 yöneticiden oluşuyor. Suriye nüfusu 23 milyon. Nüfusunun takriben %70’i Sünni, %13’ü Alevi, %11’i Hristiyan, %3’ü Dürzi, %1’i İsmail’i mezhebine mensup. 100 bin Ermeni, az miktarda Yahudi ve Yezidi topluluğu var. Coğrafyamızın bildiğiniz bilmediğiniz tüm etnik renkleri ve mezheplerinin vatanıdır Suriye. Suriye Arap Cumhuriyetini kuran halka Suriye Milleti diyoruz.

Başbakanlık, İçişleri, Dışişleri, Savunma, Sanayi, Sağlık, Yüksek Eğitim, Adalet ve daha birçok önemli bakanlık “Sünnilere” emanet. Genel Kurmay Başkanı da “Sünni. Hükümette Arap, Kürt, Türkmen, Çerkez, Abaza, Arnavut, Ermeni, Süryani, Rum Ortodoks “Hristiyan”, Dürzi, İsmail’i, Alevi, Sünni ve ateist mezhebinden bakanlar ve yüksek dereceli yöneticiler hükümette temsil ediliyor.

Birçok Suriyeli Türkmen Savunma, Genel Kurmay, Yüksek Eğitim ve Başbakanlık görevi yaptı ve mevcut kabinede halen yapanlar var. Diyeceksiniz ki, devletin en önemli iki kurumu istihbarat ve ordu da “Aleviler” hâkim deniliyor. Bu da doğru değil. Milli Güvenlik Kurulu Şefi, tüm istihbarat kurumların bağlı olduğu üst kurum, Ali Memluk “Sünni” ve Mumluklu. Genel Muhaberat Başkanı Dib Zaytun “Sünni”. Siyasi ve İç güvenlik şefleri “Sünni”. Başbakan yardımcısı, Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Fahd Jasem Al-Frayj “Sünni”. Ordu komutanlarının %75’i “Sünni”.

Dışişlerinde görevli bürokratların ezici çoğunluğu, yurtdışı temsilciliklerinde Büyükelçi ve Konsolos statüsünde görev yapanların %90’ı “Sünni”. Suriye Evkaf (Diyanet) İşleri Bakanı “Hanefi Sünni. Suriye anayasasına binaen devletin resmi dini İslam, resmi mezhebi Hanefilik. Suriye Parlamentosu Başkanı bir kadın ve “Sünni”. Cumhurbaşkanı yardımcısı bir kadın ve Sünni”

MANDA USÜLÜ YÖNETİM

Suriye’de Çavuşoğlu ve hükümetin arzuladığı imam nikâhı, İslam hukuku ve daha nice dini özgürlükler var. Suriye aslında Çavuşoğlu ve hükümetinin arzuladığı bir nevi modern Osmanlı devleti ve toplumu misali.

Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye için mezhepsel olmayan ve laik bir yönetim arzulamış. Esad uzun vadede olmamalı. Ama Esad’ın destekçileri yönetimde olabilirmiş. Artık Suriye’nin bir parçasını kontrol eden kuvvet olduğumuza göre muhterem Dışişleri Bakanımız Suriye yönetiminin şekli şemaili, Esad’ın kaderi üzerine hükmünü vermişken hükümette de kimin hangi mevkilere gelmesi gerektiğini de söylesin. Aslında meseleyi bu kadar zorlaştırmayalım.

Sayın Çavuşoğlu, Türkiye’den götüreceği ekibi ve “Suriye ılımlı muhalifleri” ile manda sistemi usulü, hür seçimler olup arzuladıkları yeni Suriye hükümeti kuruluncaya kadar, Suriye’de geçici hükümet olsun. Suriye’yi yöneten Esad, ekibi ve “Türkiye ılımlı muhalifleri” manda sistemi usulü Türkiye’yi yönetsin. Olur mu?

ENERJİNİZİ BAŞKA YERE HARCAYIN

Ama bunun için Milli iradeye sormamız gerekir, iradeyi çiğnemek bir ülkenin iç işlerine müdahale olur ki bu egemenlik ihlalidir mi diyorsunuz? O zaman Suriye’nin nasıl yönetileceği hakkında ahkâm kesmeniz nedir? Milli irade isterse şu da olur buda olabilir diyen siz değil misiniz? Suriye halkı mezhepsel olmayan ve laik bir yönetim istemiyor olabilir. Beşşar Esad ile ilelebet ve hatta ondan sonra oğlu Hafız Esad’ı Reis yapmak isteyebilir size veya bize ne?

Enerjinizi ve emeğinizi Suriye’de ki terör ateşini söndürmek için harcayınız. Suriye’de yarattığınız mezhepsel ortamı ve yarattığı sosyal tahribatı onarmaya çalışınız. Başka ülkelere yönetim dersi verirken ve de daha önemlisi söylemlerinizin ciddiye alınması için önce kendiniz bir Alevi, bir Arap, bir Hristiyan, bakan, vali, istihbarat şefi, emniyet genel müdürü atayınız.