25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cem Gürdeniz’le ‘toka etmek’

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Fransız düşünür, tarihçi, ekonomist, yazar Jacques Attali, 20. yüzyılın son demlerinde, 1999’da yayımlanan “21. Yüzyıl Sözlüğü” adlı çalışmasının “Deniz” maddesinde ilginç öngörülerde bulunmuştu. Deniz taşımacılığından buzullara, sera etkisi ve iklim düzenlerinden denizlerdeki bitkilerden üretilecek ilaçlara, uluslararası deniz polisinin zorunluluğundan balık türlerinin korunmasına dek, geleceğe ilişkin biraz karamsar tavrıyla tanınan Attali’nin iyimser ve pozitif yaklaşımla ele aldığı birkaç olgudan biriydi “deniz”. İnsanlık 21. yüzyılda kötü gidişe dur diyecekse, Attali’nin çözüm için işaret ettikleri arasında denizler ve okyanuslar da vardı.  

Aslında Attali’ye kadar gitmeye gerek yok... Her pazar günü Aydınlık’taki “Mavi Vatan” yazılarıyla bizi denizin gücü ve olanaklarıyla, denizcilik tarihi ve deniz kültürüyle, bu muazzam dünyanın sivil ve askeri gerçekleriyle buluşturan Amiral Cem Gürdeniz’i yarım saat kadar dinlemek de yeter. Ben bu şansı birkaç kez buldum ve inanın kendisine de ardındaki o müthiş birikime de denizlere de hayranlığım, merakım ve inancım kat be kat arttı. Kendimi engin denizlere açılmış gibi hissettim...  

11 Şubat 2011’de Balyoz Davası kumpasıyla tutuklanıp 18 yıla mahkum edilen, 19 Haziran 2014’te yeniden yargılanmak üzere özgürlüğüne kavuşan Gürdeniz, aktif görevdeyken “Türk Deniz Kuvvetleri El Kitabı”, “Türkçe-İngilizce Denizcilik Terimleri Sözlüğü”, “Cumhuriyet Donanması”, “Açık Denizlere Doğru” gibi çok sayıda kitaba imza atmıştı. Yalnızca bu kitapları bile Deniz Kuvvetleri’nin ve onun neden hedef alındığının kanıtı niteliğinde... Tutukluluğu süresince yayımlanan “Hedefteki Donanma” ve “Amatör Denizcilikte Acil Durum Seyri” adlı kitapları da Gürdeniz külliyatını zenginleştirip genişleten, gerek siyasi gerek kültürel yönden çok şey anlatan çalışmalar olarak dikkat çekip ses getirdiler. Bu son iki kitabı okurlara sunmuş olan Kırmızı Kedi Yayınları, şimdi de dünya denizcilik tarihine dair ne varsa içinde bulabileceğiniz, hem bir serüven romanı hem de öğretici bir ders kitabı gibi okunabilen “Mavi Uygarlık / Türkiye Denizcileşmelidir”i armağan etti deniz literatürüne.  

ALESTA...  

“Mavi Uygarlık / Türkiye Denizcileşmelidir”in tanıtımı, geçen cumartesi, İstanbul-Hasköy’deki Rahmi Koç Müzesi’nde yapıldı; kitap seçkin bir topluluğun katıldığı, Rahmi Koç’un ev sahipliğinde gerçekleşen kokteylde ilk okurlarıyla buluştu. Gürdeniz, kitabın tanıtımıyla birlikte cezaevinde yaptığı gemi maketleri sergisini de açarken, Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyet Donanması’nın bir askeri olmanın anlamını kısa ama müthiş bir konuşmayla vurguladı ki “Yelkenler fora... Tam yol ileri!” demiş kadar oldu. Sekiz dokuz dakikalık konuşmasıyla, denizcilik terimiyle söyleyecek olursam, “toka etti” (bayrak çekti) Cem Amiral.  

“Denizcilik Gücü ve Denizlerin Önemi”, “Denizci Devletlerin Denizcileşme Süreçleri”, “Tarihsel Arka Plan: Türkler ve Deniz”, “Neredeyiz ve Nasıl Denizcileşmeliyiz?” başlıklı dört ana bölümden oluşan 430 sayfalık kitap, “Türkiye Denizcileşmelidir” alt başlığının nedenini ve nasılını ortaya koymakla yetinmiyor... Deniz turizmini, İslam ve denizcileşmeyi, Anadolu Selçukluları ve Haçlı Seferleri sırasında Türk denizciliğini, kapitülasyonların olumsuz etkisini, devletin ve halkın denizcileşmesini de kolay okunan bir üslupla ayrıntılı biçimde anlatmış Gürdeniz. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya, Japonya gibi ülkelerin denizcilik süreçleri ve korsanlık tarihi de şaşırtıcı bilgiler ve öyküler eşliğinde aktarılmış.  

“Nasıl denizcileşmeliyiz?” sorusuna, “Bugüne kadar yapılanların üstüne, bu kitabı da okuyarak...” yanıtını vermek mümkün.