19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cezai yaptırımlar cerrahları işinden soğuttu

Türk Cerrahi Derneği, cezai yaptırımların cerrahların meslek hayatını olumsuz etkilediğini açıkladı.

Cezai yaptırımlar cerrahları işinden soğuttu
A+ A-

Tıpta uzmanlık sınavında cerrahi alanlara ilgi azaldı. Öyle ki, 10 yıl önce cerrah olmak için Tıpta Uzmanlık Sınavı’ndan 80 puan almak gerekirken artık 60-65 puanla cerrah olunabiliyor. Bunun nedeni ise cerrahları kısıtlayan Türk Ceza Yasası.

Türk Cerrahi Derneği üyeleri, 21. Ulusal Kongresi kapsamında Antalya Belek’te basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kongre basın toplantısına; 21. Ulusal Cerrahi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Orhan Kozak, Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağatay Çifter, Türk Cerrahi Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, Türk Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ömer Alabaz katıldı. Cerrahi alanda son gelişmelerin konuşulduğu kongrede hekimlerin cezai yaptırımlardan dolayı yaşadıkları mağduriyetler geniş yer buldu. Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağatay Çifter, vatana ve insanlığa hizmet eden hekimlerin haksız yere cezai yaptırımlara maruz kaldığını söyledi.

‘BİZ HAYAT KURTARMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Prof. Dr. Çağatay Çifter’le cerrahların yaşadığı sıkıntıları konuştuk. Cerrahların ve genel olarak hekimlerin hak etmedikleri yaptırımlara maruz kaldığını belirten Prof. Dr. Çifter şöyle konuştu: “Türk Ceza Kanunu’na göre ameliyat sonrasında hastanın durumu kötüye giderse taksirle adam yaralama suçundan yargılanabiliyoruz. Bazen hekimlere hiç hak etmedikleri cezalar veriliyor. Biz hekimiz ve insanlığa hizmet etmek ve hayat kurtarmak için yemin ettik. Taksirle adam yaralama suçunu bize nasıl yakıştırırlar.”

Prof. Dr. Çifter, cerrahların riskli ameliyatlara girmek istemediğini belirterek şöyle devam etti: “Bir pilota uçağı kaldırmadan önce uçağı düşürürsen seni Türk Ceza Kanu’na göre yargılarız derseniz pilot o riske girmez ve uçağı kaldırmaz. Cerrahlar da cezai yaptırımdan dolayı riskli ameliyatlara girmek istemiyorlar. Bir süre sonra ‘hiçbir işe bulaşmayan’ cerrahlar yaratacaklar. Bu kanunun değiştirilmesi gerekiyor. İnsanlar komplikasyonu kabul ederek ameliyat olur. TCK bunun ayrımını yapamıyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bunun tanımlanmasını istiyoruz. Malpraktis yasasının düzgün bir yasayla çıkarılmasının faydalı olduğunu düşünüyoruz. Ölümle yaşam arasında yürüyen insanlarız. Anında ve doğru kararlar verirsek başarılı oluyoruz.”

Kongrede geniş yer bulan bir diğer başlık da obezite oldu. Türk Cerrahi Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin Aydınlık’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin 2030 yılında ulaşması beklenen 12 milyon diyabetli hasta sayısına şimdiden ulaştığını belirterek tehlikeye dikkat çekti.

Prof. Dr. Şahin, diyabetin obezite sonucu arttığına dikkat çekerek obezitenin ortaya çıkmasında etkili olan ana faktörleri de şöyle anlattı: “Dünyada dört insandan biri obez. Ülkemizde de beş kişiden biri obez. Bu oran giderek artıyor. Biz şimdiden 2030’larda beklenen 12 milyon diyabetli hastaya ulaşmış durumdayız. Diyabet tüm organları, orta çaplı damarları, görmeyi, böbrekleri, ayakları etkiliyor. Yüksek tansiyon, uyku bozukluğu ortaya çıkıyor. Obeziteyi de üstüne koyduğumuz zaman ülke ekonomisine ciddi bir maliyet getiriyor.”

ÖZEL HASTANELERİN KÂR HIRSI BAŞARIYI DÜŞÜRÜYOR

Prof. Dr. Mustafa Şahin, uzman olmayanların mide küçültme ameliyatlarına girmemesi gerektiğini önemle vurguladı. “Özel hastanelerde kâr amacıyla, obezite alanında uzman olmayan doktorlar hastanın bu cerrahi operasyona uygun olup olmadığına bakmaksızın ameliyat yapılıyor. Önemli olan teknik olarak hastayı bıçak altına yatırmak değil, vücut fonksiyonlarını bozmadan o işlemi yapabilmek ve devamında takibi. Takip edilmedikleri için kötüye gidiyor, vücut fonksiyonları bozuluyor. Mide küçültme ameliyatının, ilkelerine uygun ve uzman cerrahlar tarafından yapılması halinde başarısız olma ihtimali çok düşük. Bu konuda çok başarılı cerrahlarımız var. Ameliyatları merdivenaltı değil de kuralarla uygun yaparsak başarılı hekimlerimizle sağlık turizminde büyük bir atak olur.”

SİNDİRİM SİSTEMİNİN YERİNİ FABRİKALAR ALDI

Obezitenin giderek artmasında beslenme ve yaşam tarzımızdaki değişimin etkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden daha aktif, enerjik bir hayat sürdürürken, şimdi oturduğumuz yerden iş yapıyoruz. Kalori değeri yüksek, fabrikada işlenen gıdalarla besleniyoruz. Sindirimi, vücudumuz yerine fabrikalar yapıyor. Bu gıdaların emilim işlemi, ön bağırsakta yapıyor, arka bağırsağa ulaşmadan obezite başlıyor. Bir türlü doyma hissi oluşmuyor. Bizim doğal ve posalı gıdalar tüketmemiz gerek. Besinler bağırsağın ikinci kısmına geçmediği için obezite ortaya çıkıyor.”

Son Dakika Haberleri