Che Guevara’nın ruhu Şam’da

On binlerce yalan haberle Suriye devleti ve Esad’ı hedef alan Batı medyasını kaynak göstermekten mahcubiyet duymayan zihniyet, aynı medya “Türkiye Crablus ve Menbiç’te sivilleri katlediliyor” başlıkları atınca “Psikolojik harp metodu uygulayan medya Türkiye’yi karalamak için her türlü yalanı kullanmaktan utanmıyor” demeye başladı. Dini-dar Türkiye medyası liboş Batı medyasını, kötü niyete ve Türkiye’nin Batı’nın Suriye’deki planlarına çomak sokan pozisyonuna bağladı.

Altı senedir Türk kamuoyunu Suriye yalanları ile beslediler. Ülkesine saldıran on binlerce ruh hastasının yalan, talan, dolan, tecavüz ve katliamlarını görmediler. Körfez ve Batı medyasının yalanlarını kaynak gösterdiler. TSK terör örgütlerine karşı mücadelede hangi önlemleri alıyorsa, hangi araçlarla savaşıyorsa Suriye Silahlı Kuvvetleri (SSK) de altı senedir benzer imkânlarla ülkesini ve milletini savunmaya çalışıyor bu gerçeği sakladılar.

‘SİNEKTEN BAL ÇIKMAZ’

En nihayet sivilleri katlediyor, camileri bombalıyor, köyleri yakıyor iddialarıyla müthiş bir psikolojik harp metoduna maruz kalan TSK hangi saldırılarla uğraşıyorsa SSK’da altı senedir benzer saldırılara maruz kalıyor. Esad kâbusu ile yaşayan Yeni Şafak yayın yönetimi İngiliz medyasına atfen “BM Esad’ın eşi ve yakınlarını milyonlarca dolarla fonladı” yalanını manşet yapmış. Kravatlı, şalvarlı dini-darlarımız “Alevi Esad” hastalığından şifa bulmadıkça Batı medyasının yalanlarına ilaç diye sarılacak aynı medya kendilerini hedef aldığında zehir zemberek öfkelenecek. Ahmet Davutoğlu’nun kimyasal yalanlarını sorgulamayan bir medyanın Batı medyasını eleştirme hakkı olabilir ama kimse ciddiye almaz ve hatta tınlamaz.

Medyada şahit olduğumuz Batı aşkı, Alevi düşmanlığı, Atatürk nefreti, vicdanlı dünya tarafından baş tacı edilen şahsiyetlerin Türkiye’de aynı dini-dar figüranların hedef göstermesi manidar. Her daim hatırlatacağız: Sinekten bal çıkmaz. Dini-Darda demokrasi, vicdan, din-iman olmaz.

‘Özrü kabahatinden büyük’

Dini-dar İsmail Kahraman, Arjantin doğumlu Küba devriminin efsane ismi, Latin Amerika, Asya ve Afrika anti-sömürgeci anti-emperyalist devrimci halk hareketlerinin amansız savunucusu, Mısır halkının efsane lideri Cemal Abdul Nasır’ın dostu hekim Che Guevara’ya “katil kişilik ve eşkıya” demiş. “Bağı yok benimle. Köküm bir değil. Tarihim bir değil. Benim kendi tarihim ve insanlarım var. Onlarla övüneceğim” diyor.

Kahraman ile milyonların bağı yok, aynı kökten aynı tarihten değil ve kendisiyle övünmüyor. Kamuoyu yoklaması yapılsın halkın ezici çoğunluğu Kahraman’ı o koltukta görmek istemez. Ama kendisi halen Millet Meclisin başkanlık makamında.

Ayrıca TBMM adına yapılan açıklama özrü kabahatinden büyük misali. “Sayın Kahraman...kendi milli değerlerimizi özümsemiş, ülkemizin müreffeh ve barış dolu aydınlık geleceğinin teminatı olan gençlerimize, tarihimizdeki binlerce kahraman ve önderin rol model olarak alınabileceği ve takip edilebileceği tavsiye edilmiştir” denildi. Milli değerleriniz nedir? Tarihinizdeki binlerce kahraman kimdir? Bunların da listesini yapın, gençlerimiz listenizdeki kahramanlarınızı tanısın.

Che’nin kızı Jolie’ye benzemez!

Aleida Guevara, Che’nin kızı. 1960 doğumlu. Babası gibi hekim. Mültici kamplarında, doğal felaketle boğuşan ailelerin yanında, Emperyalist savaş ve saldırılara maruz kalan Irak’ın, Lübnan’ın, İran’ın, Suriye’nin, Yemen’in yanında. Hollywood oyuncusu, Ahmet Davutoğlu’nun kankası Angelina Jolie gibi şov yapmıyor. Dünya kamuoyunu holigan-mafya sermayesinin çıkarları için aldatmıyor.

‘DÜNYA KAHRAMAN’I HATIRLAR MI’

Arap Kanlı Baharı’nın tehlikelerine dikkat çekmek esas hedefin Suriye olduğunu anlatmak üzere 2010’da Şam’a geldi. “Her medeni insanın iki ana vatanı var. Doğduğu yer ve Suriye” diyen Fransız arkeolog Andre Perrot’un sözü ile konuşmasını açan Aleida Che Guevara, her medeni insan gibi Emperyalizme ve Siyonizm’e karşı direnen kalelerin en önemlisi dediği medeniyet beşiği Suriye’nin yanında yer aldığını ifade etmişti.

Emperyalizm ve Siyonizm değerlerine ve kahramanlarına hizmette kusur etmemiş birisinin Che Guevara’ya efendilerinin ağzıyla “katil ve eşkıya” demesi gayet tabiidir. Ancak unutmaması gereken bir husus ta şudur: Ölümünden 50 sene sonra halen dünya gençliğinin göğsünde iftiharla taşınan bir Che Guevara var. Dünya gençliği sizi tanıyor mu? Adınızı duymuş mu? Bırakın dünyayı Türk halkı sizi hangi eserinizle nasıl hatırlayacak?