CHP Ankara’da Mansur’u bekliyor!

Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara adaylığı için düşündüğü Mansur Yavaş'a randevu verdi.

Buluşma olacağı günün sabahı Mansur bir bahaneyle randevuyu iptal etti.

Bugün itibarıyla hem CHP hem Mansur beklemede!

CHP, Mansur Yavaş'ın kararını; Mansur ise kendi siyasi geleceği bağlamında diğer alternatifleri sorguluyor.

Mansur'un kurmay heyeti Yavaş'ın Saadet Partisi, Demokrat Parti ya da BBP'den aday olmasını istiyor; zira böyle bir adaylıkla yüzde 15'in üstünde oy alıp MHP'yi geçebileceğini iddia ediyor.

Peki, geçerse ne mi olur?

Mansur'un adamlarına göre, Yavaş bu durumda mahalli seçimde uğrayacağı hezimetle istifaya mecbur kalacak olan Bahçeli'nin yerine MHP'nin başına geçermiş... İlaveten bazıları da Tayyip Erdoğan'ın son anda Gökçek'in yerine Mansur'u tercih edeceğini iddia ediyor.

Gelelim yorumumuza:

Kılıçdaroğlu anket sonuçlarından haraketle Mansur defterini henüz kapatmadı; lakin birileri Yavaş'ı fena gazlıyor; zira Mansur Yavaş geçen dönem zamanın ruhuna paralel olarak sağ genelinin tepki oylarını almıştı. Bugün ise Saadet, DP ya da BBP'den aday olursa yüzde 5'i bile bulamaz... Dolayısıyla Yavaş, fırsatların stoku olmaz deyişinden hareketle CHP ile gelen bu imkânı kullanmalıdır. Ancak bilgilerime göre, etrafını kuşatan grubun içinde Gökçek ile Tayyip'in adamları var ve bu kuşatmayı aşması kolay değil.

Son bilgi, Kılıçdaroğlu'nun Mansur Yavaş'a ilaveten, aralarında Gülsüm Bilgehan, Cengiz Topel Yıldırım, Agah Oktay Güner, Muharrem İnce, Yalçın Karatepe, Ufuk Söylemez ve Ali Başkaraağaç gibi isimleri kapsayan yeni ve geniş bir anket yaptırdığıdır.

BDP ile ittifak ne getirir ne götürür?

Aynı şeyi 1991 Genel Seçimler'inde Erdal İnönü yaptı ve SHP üçüncü parti oldu.

Bugün de birileri İstanbul'da CHP-BDP ittifakını dillendiriyor ki baştan yazayım, böyle bir şeyin sonu tıpkı 1991 misali hüsrandır.

Öyle; çünkü AKP ve kontrolündeki medya, bunu bütün Türkiye'ye PKK ile işbirliği diye sunacak ve bu durum İstanbul'da AKP'nin gitmesini isteyen sağ seçmeni tekrar AKP'ye itecek ve dahası Ege'den Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu'ya kadar bütün bölgelerde CHP'yi menfi etkileyecek!

Hep söylüyorum; Peygamber soyundan geliyorum diyen Kılıçdaroğlu'nda ne hikmetse bir Kürtçülük takıntısı var ve durum CHP'yi zora sokuyor... İlaveten seçmen artık siyaset baronları ittifak kararı verdi diye o yönde oy kullanmıyor, verecek olan zaten verir; bunu nasıl görmezler!

Hacı Abdullah'ın ihram istismarı

Dün sanal medyada ihramlı Hacı Abdullah Gül'ün fotoğrafları.

Servis eden ise bizzat Gül'ün kendisi ki bu resmen açıklandı.

Sorarım size; daha önce defalarca hacı olmuş bir Cumhurbaşkanı ihramlı fotoğrafı hangi gaye ile servis eder!

Hem İslam'da ibadetin gizli olması makbul değil midir!

Sadece bu olay bile Gül'ün ihramı ve dolayısıyla İslam'ı istismar ettiğini belgelemiyor mu?

Fotoğraf net, Abdullah Gül ihramla siyasete dönüşe el sallıyor ve türban bayrağını kamuda göndere çeken Erdoğan'la siyasi rekabet içinde!

Kesici, Tayyip'ten rövanş almak istiyor

Bazı çevreler tarafından CHP'nin İstanbul adaylığına yakıştırılan İlhan Kesici'nin böyle bir hedefi yok; zira o da biliyor ki Sarıgül hayli mesafe aldı ve kendisinin de iyi ilişkiler içinde olduğu Koç ile Doğan Grupları ona angaje!

Kesici'nin hedefi, Tayyip Erdoğan'a rakip olmak ve ondan rövanşı almak!

Malum 1994'te Refah adayı Tayyip Erdoğan, ANAP adayı İlhan Kesici'yi kıl payı geçerek İstanbul'a başkan seçilmişti.

Kesici'nin çevresi, CHP'nin İlhan Bey'i Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'a karşı aday yapacağından emin; çünkü onlara göre Kesici hem sağ hem de soldan oy alabilecek az sayıdaki isimden biri.

İlhan Bey ise bu yakıştırmalara suskun, fakat "hayır, olmaz" da demiyor!

'Dersim' Farsça, 'Tillo' Ermenice!

Prof. Yusuf Halaçoğlu, bilim insanı kimliğiyle hadiseyi ortaya koydu.

Buna göre, Dersim Kürtçe değil, Farsça imiş!

Keza Siirt için düşünülen Tillo da Ermenice!

Sadece bunlar değil, Güneydoğu ve hatta bütün ülkedeki eski köy, belde, kasaba ve şehir isimlerinin tamamına yakını ya Ermenice ya da Rumcadır!

Hal bu iken, isimler değişisin diye yine ısrar ediyorlar.

Cumhuriyet'le beraber bu isimlerin değiştirilmesi Anadolu'yu Türk milletine vatan yapma adınadır ki bugünkü bu teşebbüs ise vatan yapılan Anadoluyu bu kimlikten çıkarmaya matuftur.