CHP 'hipnotize' mi edildi?

AKP darbe üstüne darbe yiyor. Haziran Direnişi, Suriye, Bölünme anayasası bozgunu, ... bunlardan birkaçı. Erdoğan, ringde aldığı yumruk darbesiyle yere düşmüş de hakem başında bir, iki, üç, ... diye sayıyor gibi. Çaresizlik içinde. Artık bina girişlerindeki halıların rengiyle uğraşıyor.

Bir taraftan halk sıkıştırıyor. Diğer taraftan da Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta, ... hesapları tutmayan ABD. ABD bölgede krize girince, "Büyük Kürdistan"a yoğunlaştı. Erdoğan'ın önüne "ev ödevleri" ile birlikte "Beyzbol sopalı Obama fotoğrafını" da koydu. Erdoğan her şeye "evet" dedi. En son "PKK'ya af ve federasyon" mesajı verdi. Tepkiler üzerine geri çekilse de olay gerçek.

AKP'liler de 'Bir şey yapmalı' diyor

AKP'de krizin biri bitiyor, diğeri başlıyor. "Öğrenci evleri"nden sonra yeni kriz "PKK'ya af ve federasyon" mesajı. Arkasından de "kızlı-erkekli eğitimin kaldırılması". AKP'de de "dip dalgası" gündemde. Oy veren seçmenden başlayan tepki, yukarıya doğru büyüyor. Milletvekilleri sık sık toplanıyorlar. Neler yapacaklarını tartışıyorlar. İl, ilçe örgütleri hareketli. "Nereye gidiyoruz?" diye soruyorlar. "Bir şey yapmalı" diyen AKP'li sayısı giderek artıyor.

CHP kıpırdamıyor

AKP'de bile isyan var, ama CHP'de "tık" yok. Milyonlar ayaklanmış, meydanlarda. Muhalefet partileri için her yer günlük güneşlik. Erdoğan'la AKP'ye oy verenler arasındaki bağ zayıflamış. En rahat hareket edecekleri günler. Hükümet silkelense düşecek halde.

Mahalle bakkalı, taksici, dolmuşçu, garson, çiftçi, işyerlerindeki memur... Her yerde "AKP Türkiye'yi uçuruma sürüklüyor" sesleri yükseliyor.

"Artık yeter" dalgası giderek kabarıyor. Ama ana muhalefet partisi CHP bir türlü harekete geçmiyor. Kamuya, Meclis Genel Kurulu'na türbanla girilmesine ses çıkarmadılar. Hatta "çok mutlu" oldular. Erdoğan "PKK'ya af" çıkaracağını söylüyor, "federasyon" mesajı veriyor ama CHP yine kıpırdamıyor.

Milletvekilleri ve parti yöneticileri ile konuşuyorum, sessizler. "Yapacağımız bir şey yok" havasındalar. Küçük hareketlerle "kahraman" olacaklar bile suskun. Antalya'dan mesaj gönderen CHP'li Mehmet Ali Kılınç da aynı görüşte.

Salı günü yapılan grup toplantısında bir ses gelir mi diye bekledim. Gelmedi. Klasik kahve muhalefeti ile iş geçiştirildi. İşçi Partisi Türkiye'yi ayağa kaldırıyor, yüzlerce il ve ilçede eylem yapıyor, CHP'de de, MHP'de de "ses" yok.

Teşhis doktorlardan

Dostlarla CHP'nin durumunu tartışırken masadaki konuklardan biri tartışmaya müdahale etti. Önce mesleğini açıkladı. Doktormuş. CHP'lilerin durumu onun da kafasını kurcalıyormuş. Teşhisi koydu. "Hipnotize hali" dedi.

Kim hipnotize etti?

Doktorun teşhisinden sonra "CHP'yi kim hipnotize etti" tartışması başladı. Herkes fikrini söyledi. Biri ABD'lilerle yapılan temaslara, kimi Sheraton'da ABD Büyükelçisi Ricciardone ile yapılan özel yemeğe dikkat çekti. Kimisi de F tipi örgütle artan ilişkiye. "CHP'nin uykuya devam etmesi için şimdi de Sarıgül'le ikinci operasyon gündemde" diyen de oldu.

Oklar genellikle Atlantik ötesini gösterdi.

Partideki muhaliflere gelince; onların sırrını kimse çözemedi. Baykal'ın sessizliğine ise kimse anlam veremedi. "Başarısızlığın pususuna" yatanların pusudan çıkmaya niyeti olmadığı vurgulandı. 2011 seçimleri öncesindeki tavrının 2014 seçimleri için de geçerli olduğu konuşuldu.

Doktor, hipnotize olan CHP yönetiminin nasıl uyanacağını ise açıklamadı. Sadece, "Bırakın yöneticiler uyusun, taban cin gibi. Uyuyanları uyandırmadan gereğini yapacaklar" demekle yetindi.